Hasanali Yıldırım Haberleri

23 Sonuç bulundu.
Kanallar
Kaynaklar
Yazarlar

Hiçkimse burada olduğumu bilmesin

  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • hickimse-burada-oldugumu-bilmesin

Hiçkimse Burada Olduğumu Bilmiyor Gaspar Antillo imzalı bir Şili filmi. Film bir çocuk şarkıcısı hüviyetiyle şöhretin ve zenginliğin merdivenlerini tırmanmanın henüz başındayken yaşadığı travma yüzünden hayatı zindana dönen bir insanın dramına odaklanır. Bir göl kenarında amcasıyla birlikte bir çiftlikte çalışan, kimseleri görmek istemeyen, günboyu üzerine düşen bütün görevleri eksiksiz …

Bütün kalpler kırılır

  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • butun-kalpler-kirilir

Günde kaç kere kalp kırıyoruzdur; kimbilir. Umurumuzda mı? Halbuki biri bizimkini azıcık incitiverdiğinde nasıl da hassaslaşır, nasıl da içerleriz. Diyelim ki biz kalp kırmıyoruz, iyi ama kalbini kırdırmamak kabil mi? Kalp kırma ile kırdırma arasında nasıl bir bağ var acaba? Bütün kalpler bir gün kökten kırılacaksa bunca canhıraş kırıp dökme tavrı niye?

Sinemanın sihrinin ne kadar farkındayız?

  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • sinemanin-sihrinin-ne-kadar-farkindayiz

Sinema sıradan insanı, özellikle de bütün çeşnisiyle burjuva insanını roman kadar derinden etkileyen bir ifade kudretine sahip. Resimden de, pop ve popüler olmayan müzikten de, hatta benzeri gibi görünen ve sıklıkla yanyana getirilme gafletine düşülen tiyatrodan da fazla. Başka bir ifadeyle romanın üçyüz yıl boyunca potasında pişirip istihaleye tabi tuttuğu çağımızın insanı, nihayet…

Görünmez bir incelik yoksunluğu
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • gorunmez-bir-incelik-yoksunlugu

İncelikten korkuyoruz. Ve incelmekten. Nezaketten bahsetmiyorum sadece. İşini hakkıyla yapan kaç kişi tanıyorsunuz meselâ? İnsanın kendisini inceltebilmesi çok zor. İnceltmeye karar verdi diyelim, bunun tatbiki pek müşkil; amenna. Ama insan nasıl olur da bunun ihtiyacını hiç hissetmez? İktisadi şartlar bakımından sıkıntı çekmeyen insanımız bile ne diye bu kadar çirkin binalarda ve böyle çirkin şehirlerde yaşamaya devam ediyor? Niçin böyle nobranız ve niçin bundan hi…

Ruhumuz kanadığında
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • ruhumuz-kanadiginda

Günün herhangi bir vaktinde beklenmedik küçük bir kaza yaşayabiliriz. Şuramız veya buramız acır, ezilir, burkulur; kanar veya kararır. O küçücük kanamayı dahi kaçırmaz bedenimiz. Ufak bir kaza bile bazen zihnimizi kısmen veya tamamen işgal edebilir. Kilitler bizi. Bedenimiz için geçerli bu durumun bir benzeri ruhumuz için de geçerli değil mi acaba? Düşünsenize, bedenimizi azıcık hırpalayan o acı, ruhumuzu kanattığında neler olup bitiyor acaba içerilerde? Bedeni…

Mektubu kim öldürdü?
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • mektubu-kim-oldurdu

Ölü bir tür mektup. Biz mektubun katliamına tanıklık eden bir nesiliz. Mektup öldü ve yerine hiçbir vekil bırakmadı: Ne telefon mektubun yerini tutabildi, ne ileti, ne de görüntülü konuşma. Mektup bunların dışında birçok mahiyet barındıran ve cesedi hâlâ orta yerde bırakılan kadim bir dost; dışında ve üstünde. İki dost arasında, bembeyaz bir sayfada kimi harflerin biraraya getirilişiyle ruh ve vücut bulan, asıl meramı satır aralarında gizli bir tür define haritası mektup. Ş…

Ölümsüzler diyarının bitmeyen çilesi
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • olumsuzler-diyarinin-bitmeyen-cilesi

Ölümün bir felâket olduğuna inanırız. Hatta küçük kıyamet. O yüzden de bir yandan hasretle dünyaya sarılır, öbür yandan da hararetle ölümsüzlüğü ararız. Ya ölümsüzlük hiç beklemediğimiz bir ânda ayağımıza gelse ve mutaddan çok daha fazla yaşasak ne hissederiz? Hâlâ ölümsüzlüğü ister miyiz? Hayat her daim cazip midir yoksa kimileyin ölüm de özlenebilir mi? Azeri asıllı İranlı yönetmen Rıza Cemali’nin yazıp yönettiği Ölümsüzler Köyü, işte bu sorulara cevap arıyor.…

Bugünkü Türkçe’nin banisi: Ömer Seyfettin
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • bugunku-turkcenin-banisi-omer-seyfettin

Ben Ömer Seyfettin dendiğinde hiçbir zaman Kaşağı’yı veya Bomba’yı yahut da Pembe İncili Kaftan’ı canlandırmadım zihnimde. Benim gözümde Ömer Seyfettin, evvelâ bir dilcidir. Hem de mühim bir dilci. Ehemmiyeti sadece dil mevzuundaki görüşlerinden çok, bu görüşlerinin tatbik edilme imkânı bulmasından ileri gelmekte. Dile dair görüşlerinin tatbikine de şahitlik etmiştir. Açıkçası olanca ihtişam ve sefaletiyle bugünkü Türkçemiz’in banisi, zannedildiği gibi TDK de…

Biteviye Yalnızlık
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • biteviye-yalnizlik

Kimsesizlik başka bir şey, yalnızlık daha başka. İnsanın bilerek veya gafletle çevresini daraltması ve giderek kimsesizleşmesi başka, kalabalıklar içerisinde bile derin bir yalnızlığa gömülmesi daha başka. Hakiki yalnızlık, ne birbaşınalıkla başlar, ne de orada biter. Hakiki yalnızlık, varolan değil, varedilen bir vaziyet. Galiba insan en esaslı tercihini tam da bu kapının eşiğindeyken yapmada: Ya o güne değin edindiği ama her nasılsa kendisini bir türlü doyuramayan dünya ni…

Perdenin önü ve arkası
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • perdenin-onu-ve-arkasi

Üstad’ın, ölümü ‘perde ardından haber’ diye tarifini yerli-yersiz dillendiririz ama hangimiz en mühim bir perdenin önünde durduğumuzun farkındayız acaba? Ve biricik hakikatin de o perdenin arkasında saklandığının. Ölüm aslen hayatın yegâne hakikati. Gelgelelim dilimize doladığımız bu hakikatin tam zıddına davranmaktan ve adeta dünyaya kazık çakacakmışız gibi yaşamaktan geri durmayız. Ona göre biriktiririz dünyalığımızı. Bu kendi kendimizi kandırmaca oyun…

Bilim bir puttur
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • bilim-bir-puttur

Günümüzde bilim, ümmetin başındaki en büyük belâ. Bu hakikati kabullenmekte dahi taraftar bulmanız zor. Bilimin putlaştırılmasında ne yazık ki bazı ulemanın da parmağı var; esef ederek kabullenmek mecburiyetindeyiz. Ama bütün müslümanların nezdinde bilimin bu kadar kudretli bir put hâline getirilmesinde ulemadan çok daha fazla günah sahibi olan kimseler intelijansiya mensupları. Modernitenin doğurduğu ve onu en fazla besleyen bu sınıf, beklenileceği gibi h…

İnsan hakikatte neyi biriktirir?
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • insan-hakikatte-neyi-biriktirir

Pul, para, kartpostal veya efemera koleksiyonu... Yahut kibrit kutusu, peçete, havlu ve kalem gibi aslen işlev tabanlı bir eşyanın, yine gayet masum görünümlü biriktirilmesi. Tarihi belge, hat, ebru, resim, tespih, silâh ve mücevher gibi pahası yüksek koleksiyonlar... İyi ama insan niçin biriktirir? Daha doğrusu bir koleksiyoner, o topladığı objelerle aslında neyi biriktirir? Kendi hakikatini topladığı eşyada aramak ne demektir?

Dışarısı bomboş! Ne varsa hepsi içeride
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • disarisi-bombos-ne-varsa-hepsi-iceride

Günlerdir evlerimizdeyiz. İçeride. Son birkaç yüzyıldır dışarıya alıştırılmış insanoğlunun yeniden içeriye girmesi ne zor! Dışarıya çıktıkça kendi içine yabancılaşan, yabancılaştırılan, bu yabancılaştırılmayı unutmak için dışarıda bin türlü bahane arayan ve elbette bolca da bulabilen insanın yeniden içeriye girmesi mümkün mü? Hele hele içine dönebilmesi, içinin karanlıklarına bakabilmesi ne kadar mümkün?

Basit bir çığlık
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • basit-bir-ciglik

Çığlık çığlığa geliriz bu dünyaya. Ve çığlıklar içerisinde uğurlanırız; o da nasibimiz varsa. İki devasa çığlık arasına sıkışıp kalmak: yaşamak. Arada da birçok başka çığlık. Sevinçten, kederden, üzüntüden, hasretten, kaybetmekten ve binbir korkudan kaynaklanan, atılmış ve atılamamış nice çığlık. Bu dünyada çığlıklarımızı ne istediklerimize duyurabiliriz, ne de başkalarının çığlıklarına lâyığınca kulak asarız. Aslında güya huzura kavuşacağız diye kendi benliğimizden f…

Bir Türk Edebiyatı var mı?
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • bir-turk-edebiyati-var-mi

Şükür ki tıpkı resim, müzik, mimari, sinema, fotoğraf ve tiyatro gibi yaratı alanlarında hâlen daha mühim işlere imza atan isimlere sahibiz. Ve hatta bu isimlerin bazıları, makamlarını tescilleyecek hakkettikleri ödüllerle taltif edilmemişlerse bile dünya çapında değerler. Bundan zerre şüphem yok. Peki tıpkı Japonlar gibi, İngilizler gibi veya İtalyanlar gibi bir fotoğraf anlayışına veya bize mahsus bir dil anlayışına sahip miyiz? Bazı sanatçılarımızın hem kendilerine m…

Muhavere
  • Gerçek Hayat
  • Düşünce
  • muhavere

“Ne hakkında konuştukları umurumda bile değil. Tek istediğim temiz ve güzel bir kayıt.” İşi hakkında böyle düşünen birinin mesleği nedir sizce? Casusluk! Siyaset veya sanayi casusluğu mu? Değil. Adamımız hususi bir casus. İstendiğinde insanların mahremiyetine sarkar ve orada devşirdiklerini ücreti mukabilinde müşterisine satar. Gelgelelim son işinde işler hiç beklenmediği kadar ters gider ve o da kişiliğinin en gizli kalmış bölgelerine sarkmak mecburiyetinde kalır.

Başkasında kendini okumak
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • baskasinda-kendini-okumak

Modernitenin getirdiği bu yeni destan türünün adı biyografi... Biyografi: can-yazı... Hem bir canın yazılı hâli, hem de artık bu hassesini kaybetmiş bir canlının bir şekilde yaşayabildiği yazı... Yazılası hayat... Yaşanmayı ve akabinde de yazılmayı hakketmiş, temsil değeri yüksek hayat. Koca bir hayatı bünyesinde barındırabilen yazı... Yazılmaya değer hayat, yaşanmaya değer yazı...

Bit pazarında ne satılır?
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • bit-pazarinda-ne-satilir

Bit pazarı... Hem değersizlik hakareti içeren, hem de değerden bağımsız, içeriğe işaret eden bir isimlendirme. Ancak bir kısım insanın iltifat ettiği bir yer; belli bir cins insanın. Peki ne cins insanlar bit pazarına rağbet eder? Daha doğrusu, nesini kaybeden veya kaybettiğini düşünen biri o yitiğini bit pazarında arar acaba? Dilek Kaya’nın çektiği Kâzım adlı belgesel, bir bit pazarı seferinde bulduğu mektupların, fotoğrafların ve günlüklerin izini sürerek 1970’lerde gömülü …

Derinin rengi var, paranınsa yok
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • derinin-rengi-var-paraninsa-yok

Banker bir büyüme, yükselme, hatta devasalaşma masalı. Zenci bir kapitalist üzerinden kapitalizmin son düzlükteki devleşmesinin. Ama şunu unutmamak mecburiyetindeyiz: Adına ister kapitalizm deyin, isterseniz de sermayedarlık; farketmez. Doların rengi her yerde daima yeşil. Ve dünyanın bütün sermayedarları tek millettir; rengine bakılmaksızın.

Ah mirim, nerede o eski bayramlar!
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • ah-mirim-nerede-o-eski-bayramlar

Her bayram, “Ah, nerede o eski bayramlar...” söylemini duymaktan bıkmadınız mı? Tuhaftır, dün bu asılsız iddiaya muhatap kalan ve içi bunalan kimseler, şimdi aynı teraneyi sürdürmekten sıkılmıyor. Ama bu bayram öyle mi? Dünkü çocuklar bile “Nerede o eski bayramlar!” hayıflanmasını tekrar ettiklerinde bu sefer yerden göğe kadar haklılar. Sahiden de bu bayram, bayramların en boynu büküğü. Büyükler büyüklüklerini, küçükler de bir gün büyüyeceklerini idrakt…

Sinemanın Falı Çıkar mı?
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • sinemanin-fali-cikar-mi

Çin’de bir virüs ortaya çıkar ve hızla bütün dünyaya yayılır. Virüs havadan ve kalabalık ortamlardaki ortak temas noktalarından bulaşmaktadır. Genç-yaşlı demeden birçok insan hızla yakalanır bu amansız virüsün pençesine. Çok geçmeden hastalık, dünyanın her yerinde açıklanamayan ölümlere yol açar. Dünya büyük bir salgın tehlikesiyle karşı karşıyadır. Durun bir dakika! Günlerdir bizi evlerimize hapseden korona virüsünü anlatmıyorum, bundan dokuz sene önce ç…

İnsan Niçin Derdini Kendinden Bile Saklar?
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • insan-nicin-derdini-kendinden-bile-saklar

İnsan kendisinden sadece devayı değil, derdi de saklayabilen bir varlık. İlk ânda şaka kabul edebilir, “Hiç olur mu öyle şey!” diyesimiz gelir ama biraz durup düşündüğümüzde farkederiz ki başkalarının ayan-beyan gördüğü ama bizim hoşnut kalmadığımız yönlerimizi ustalıkla kendimizden saklayabilmekteyiz. Öyle bir marifetli saklamadır ki bu, bir süre sonra neyi sakladığımızı bile unuturuz. Karga hesabı...

Gogol’ün Palto’su ile Âkif Emre’nin Paltosu
  • Gerçek Hayat
  • Köşe Yazıları
  • gogolun-paltosu-ile-kif-emrenin-paltosu

Gogol Palto’sundan koca bir Rus Edebiyatı çıktı. Ama bizde böylesi paltolara pek rastlanmaz. Bizdekiler daha çok post kavgası. Benzeri bir post kavgasının, bir palto kapışmasının Âkif Emre üzerinden yaşandığını gözlemlemek, onun hakiki dostları gibi beni de fevkalâde incitmede. Bu süreçte Ruslar’la aramızdaki farkı bir kez daha idrak ettim. Orada birileri bir üstadın Palto’sunun altında, manevi manâda ondan beslenerek kemalâta ererken bizde ise birileri Âkif Emre’nin p…