Tac Mahal'le özdeşleşen şehir: Agra
Hindistan'ın kuzeyindeki Uttar Pradeş eyaletine bağlı Agra şehri, Yamuna Nehri kıyılarında yer alır. 16-17. yüzyıllarda Delhi Sultanlığı'nın, ardından Bâbürlü Devleti'nin başşehri olan Agra, bugün Bâbürlü sanatının şaheserlerini barındırması sebebiyle dünya çapında büyük bir şöhrete sahiptir. İngilizlere karşı verilen istiklâl mücadelelerinde önemli rol oynayan Agra, Hindistan tarihinin çeşitli dönemlerinde siyasî önemini korumuştur.
Agra'da Bâbürlüler dönemine ait dünyaca ünlü mimari eserlerin en gözde örnekleri bulunmaktadır. Bâbür'ün türbesi, Ekber Şah'ın Yamuna nehrinin kıyısında inşa ettirdiği kale, Cihanârâ Begüm Camii ve Mescidi, Ekber Şah, Mirza Gıyâs Bey, Nurcihan Hatun türbeleri ile Tac Mahal bu eserler arasında başlıcalarıdır.
Bâbür Hükümdarı Şah Cihan'ın karısı Ercümend Banu Begüm'ün, 1631 yılında 14. çocuğunu doğururken vefat etmesiyle dünya büyük bir anıta, Tac Mahal'e sahip olur. Ercümend Begüm, onu çok seven kocasının adlandırmasıyla Mümtaz Mahal, ölmeden önce kendisi için dünyanın en görkemli anıt mezarının dikilmesini vasiyet eder. Bu rivayeti yerine getiren kocası Şah Cihan ise karısını hakkıyla uğurlayabilmek adına Hindistan Agra'ya yeryüzünün gördüğü en ihtişamlı yapılardan Tac Mahal'i inşa ettirir.
Agra'daki Bâbürlüler dönemine ait eserlerden Tac Mahal, Agra Kalesi ve Bâbürlüler'in 1574-1586 yılları arasındaki başşehri olan Fetihpur Sikri; UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alır.
Tarihî Fetihpur Sikri'nin harabeleri çok iyi korunmuş ve günümüze ulaşmıştır ve halen Bâbürlü mimarisinin en göz alıcı eserlerinin sergilendiği açık bir müze olarak Hindistan'ın ve Agra şehrinin en fazla turist çeken yerlerinden biri olarak önemini korumaktadır.
2-24
Agra Kalesi'ndeki Moti Mescid’in (İnci Camii) jelatin gümüş işlemiyle elde edilmiş bir fotoğrafı.
19-24