Bebek Tac Mahal
Bâbür İmparatorluğu hükümdarı Cihangir'in, kayınpederi İtimâdu'd-Devle adına 1622-1628 yılları arasında Agra’da inşa edilen türbe, süslemeleri ve zarafetiyle göz kamaştırmaktadır. Tac Mahal'in küçük bir taslağı olarak kabul edilen mermer yapı, "Bebek Tac Mahal" ve "Mücevher Kutusu" ünvanlarıyla da anılmaktadır.
Cihangir Şah (1569-1627) 1605 senesinde Bâbürlü tahtına oturunca, Mîrzâ Gıyâsüddîn et-Tahrânî’yi de veziri olarak tayin eder.
1607’de Gıyâs Bey’in oğlu Muhammed Şerîf, Cihangir Şah’a suikast düzenlemek için Şehzade Hüsrev’le iş birliği yaptığı gerekçesiyle idam edilir, ardından babası da tutuklanır.
Ancak Bâbürlü vezirin tutukluluk süresi uzun sürmez; zira Cihangir Şah, Gıyâs Bey’in dul kızı Mihrünnisâ Hatun (geleceğin Nurcihan’ı) ile evlenmek istediğinden onu affeder.
- Cihangir Şah 1611 senesinde Nurcihan ile evlenince, babası eski vezir Mîrzâ Gıyâsüddîn de tekrar itibar kazanarak ikinci kez vezirliğe tayin edilir. Saraydaki konumu öylesine güçlenir ki Cihangir tarafından kendisine verilen “İtimâdu'd-Devle” (Devletin itimadı-direği) ünvanıyla tanınır hale gelir.
İtimâdu'd-Devle 1622’de Şahla birlikte katıldığı Keşmir seferinde vefat edince, naaşı, Hindistan’ın Agra şehrindeki Yamuna Nehri kıyısındaki saray bahçelerinden birine gömülür.
Zekâsı ve becerisiyle devlet işlerinde oldukça etkili bir konuma gelen Nurcihan, 1622- 1628 yılları arasında annesi Asmat Begüm ve babası için, mermer işçiliğiyle göz alan ve bugüne dek tüm ihtişamıyla gelecek olan İtimâdu'd-Devle Türbesi’ni inşa ettirir.
Tac Mahal'in küçük bir taslağı olarak kabul edilen mermer yapı, "Bebek Tac Mahal" ve "Mücevher Kutusu" isimleriyle anılmaktadır.
Tac Mahal’in inşasına başlanmadan 3 yıl önce tamamlanan İtimâdu'd-Devle Türbesi, Tac Mahal’e nispeten küçük bir çerçeve içinde, tıpkı Tac Mahal gibi simetrik bir biçimde bir araya getirilen odaları, bahçeleri ve iç mekân süslemeleriyle zanaatkârlığın ve mermer işçiliğinin çarpıcı bir birleşimidir. Çok renkli ve geometrik süslemeleriyle dikkat çeken mezar, beyaz mermer ve üzerine işlenen kırmızı kumtaşı ile bir araya getirilmiştir.
- Hindistan'da tamamen beyaz mermerden yapılmış ilk türbe olan bina, kırmızı taştan beyaz mermere, Ekber Şah'ın Sikenderâ'daki mezarından Tac Mahal'e geçiş aşamasını işaret eder.
İtimâdu'd-Devle’nin mezarı, çâr-bag (dört bahçe) tarzı bir bahçenin merkezinde planlanmıştır. Beyaz mermer mezar, köşelerine tutturulmuş chhatri ile taçlandırılmış sekizgen kulelere sahip kare planlıdır.
Tüm dış cephede, çeşitli hoş renk ve tonlarda taş kakma ve mozaik teknikleriyle zengin çiçek çeşitlerinin yer aldığı motifler, stilize, arabesk ve geometrik tasarımlar tasvir edilmiştir. Değerli taşların kullanımında oldukça cömert davranılmıştır.
Türbenin iç mekânında aslan, çeşitli kuşlar, tavus kuşu, geyik, balık, yılan ve insan figürleri yanı sıra ejderha ve grifon gibi fantastik yaratıkların figürleri de bulunmaktadır.
İç mekân geometrik olarak dokuz odaya bölünmüştür. Ortadaki en büyüğüdür ve İtimâdu'd-Devle ve eşinin mezarını tutar. Mezar binasının dört köşe odasında Nurcihan'ın diğer akrabalarının mezar taşları vardır. Simetrik kompleksin tek asimetrik unsuru, anne ve babasının mezarlarının yan yana yerleştirilmiş olmasıdır, bu da Tac Mahal'de tekrarlanan bir oluşumdur.
Kubbesiz bir şekilde inşa edilen İtimâdu'd-Devle Türbesi, Bâbür mezarları arasında bir şaheser olarak kabul edilmekte ve günümüzde Hindistan Arkeoloji Araştırmaları tarafından muhafaza edilmektedir.