Peki, şimdi ne yapacaksın?
Kurallar son derece acımasız. “Bilmiyorum ki" gibi muğlak yanıtlar veremezsin. “Nasip kısmet" ile geçiştiremezsin.
1-9
Dünyaya gelmek bir saldırıya uğramaktır’ demişti İsmet Özel. Bu da ona dâhil. Doğduğumuz andan itibaren, çetin bir yarışın ortasına atılıyoruz.
2-9
Bir toplumda yaşıyoruz ve o toplumun -doğru ya da yanlış- beklentileriyle karşı karşıyayız. Büyümek, okula gitmek, başarılı olmak istiyoruz. Para kazanıp ev ve araba almamız gerek.
3-9
Toplamda hayat dediğimiz gaile, ailemize, arkadaşlarımıza ve komşu teyzelere hesap vermek için yaşadığımız bir denkleme dönüşüyor.
4-9
Çevremiz de çevresini vakt-i zamanında memnun edememiş olmalı ki memnuniyetsizlik çarkı, hepimizin bildiği ve öyle değilmiş gibi davrandığı bir süreklilikle dönüyor. Nasıl da şık!
5-9
Kurallar son derece acımasız. “Bilmiyorum ki” gibi muğlâk yanıtlar veremezsin. “Nasip kısmet” ile geçiştiremezsin. Kaza ve kadere inanman yalnızca teferruat.
6-9
Hayattan ne umduğunu düşünemezsin. Zihninin berraklaşması için sabretmeyecekler. “Doğru anı beklemek” nostaljik bir spor. Toplumun, kararsız ve ivmesiz kişilere tahammülü kalmadı artık.
7-9
Yolda herkes kadar hızlı yürümezsen, omzuna çarpanlar çıkabilir. Bir bankta tek başına otururken, kalkıp gitmeni rica edebilirler.
8-9