Bu web sitesi, sitede gezinirken deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bu çerezler, web sitesinin temel işlevleri için gerekli olduklarından tarayıcınızda depolanan gerekli olanları içerir. Analiz etmemize yardımcı olması için üçüncü taraf çerezleri de kullanırız. ve bu web sitesini nasıl kullandığınızı anlayın. Bu çerezler tarayıcınızda yalnızca sizin izninizle saklanacaktır. Ayrıca bu çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz de vardır. Ancak, bu çerezlerden bazılarını devre dışı bırakmak tarama deneyiminizi olumsuz etkileyebilir.
Drina Köprüsü neden hâlâ bizimdir? Ivo Andric
Köprü orada her şeye tanık olan, somut bir şekilde karşınızda beliren hikâyelerin değişmeyen başrol oyuncusu olarak sizi selamlıyor sürekli. Bırakmıyor orayı. Vişegradlar için bir sembol çünkü bu köprü. Doğu ile Batı’yı, İstanbul ile Avrupa’yı birbirine bağlayan kalın bir düğüm...devamı
yaklaşık 3 yıl önce
İnsanlar ejderhadan neden korkar? Ursula K. Le Guin
Ursula, Fantastik Edebiyat’ın edebi kaygı güdebileceğinden, insan psikolojisine eğilebileceğine, bir antropoloji kitabı kıymeti görebileceğine kadar birçok eşiği türe atlatmış; dünya çapında bir okur kitlesine sahip olmuştur. Daha da önemlisi adını edebiyat tarihine altın harflerle işlemiş diğer usta yazarlar gibi zaman mefhumunu eserleriyle yenmiştir...devamı
3 yıldan fazla önce
Kaotik kötülüğe kuralcı aynı
Su bulmak, barınak yapmak, odunları kurututup ateş yakmakla ilgilenmiyordu o; ateşinbizzat kendisi onun için esastı. Ateşin bile varoluşu üzerin kavgaya tutuşabilen insanları,yine ateşin içinde yazdı. Zorbalığın yuvarladığıkaya bir çocuğun uçurumdan düşüşüne sebepolurken; o kayanın üstünde yazdı. Kaotikdünyaya kuralcı vaazların beyhude olduğunubiliyordu; çünkü yazdığı dünya kaotikti veüzerine düşündüğü öğreti...devamı
neredeyse 4 yıl önce
Tek tebessümlük öykülerin yazarı
Öykü. Evet, aslında bu kadar.Batı’da “kısa öykü” olarakadlandırılan, bizde bildiköykü manasına gelen öyküleryazdı. Hiç zorlamadan,gereksiz olanı öyküdenuzaklaştırarak yazdı. Sadeceo saf, dalsız budaksızanlatılmasını istediğimizöyküyü verdi bizlere...devamı
neredeyse 4 yıl önce
Bir ömre birden fazla yaşam sığdırmak ya da "Onca Yoksulluk Varken"
Her şeyden önce samimiyetle yazdı Emile Ajar. Dili olduğu gibi kullandı ve asla 10 yaşındaki bir çocuğun zihin dünyasından dışarıya çıkmadı. Banliyöde kullanılan kelimeleri, yalın gerçekliğiyle verdi. “Yüksek edebi zevke” sahip dimağı memnun etmeyi, hiçbir zaman dert etmedi kendine...devamı
yaklaşık 4 yıl önce