Mitleri sarsan savaş: Yom Kippur Savaşı

6 Ekim 1973'te İsrail askerleri Yom Kippur Savaşı sırasında Süveyş Kanalı'nı geçiyor.
6 Ekim 1973'te İsrail askerleri Yom Kippur Savaşı sırasında Süveyş Kanalı'nı geçiyor.

1970 yılında Nâsır'ın ölmesi ile yerine geçen Enver Sedat, 1967 yılında İsrail'e kaptırılan toprakların geri alınması için, çalışmaya başladı. 6 Ekim 1973'te başlayan savaşın, Müslümanların kutsal ayı olan Ramazan ve Yahudilerin kutsal günü olan Yom Kippur'a denk gelmesi, bu savaşın Ramazan Savaşı, Ekim Savaşı, Yom Kippur Savaşı veya 1973 Arap İsrail Savaşı" olarak anılmasına neden oldu. İki taraf arasındaki çatışmaların çoğu, her ikisi de 1967'de İsrail tarafından işgal edilen Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri'nde gerçekleşti. Suriye ve Mısır birlikleri bir sürpriz saldırıda bulundu, İsrail birlikleri Sina Yarımadası'ndan ve Golan Tepeleri'nden çekilmeye zorlandı. Savaşın Arapların lehinde olduğunu gören diğer Arap devletleri de savaşa katıldılar. İki büyük güç (ABD ve Sovyetler Birliği) de bu savaşta dolaylı olarak yerlerini aldılar.

 Cemal Abdünnâsır'ın cenaze törenine binlerce insan katıldı.
Cemal Abdünnâsır'ın cenaze törenine binlerce insan katıldı.

Mısır başta olmak üzere tüm Ortadoğu’da hüzün hakimdi. Mısırlı kadınlar evlerinin pencerelerinden dışarı sarkıp ağıtlar koparıyor, erkekler ise derinden bağlı oldukları liderleri için son görevlerini yapmak üzere sokaklara akıyorlardı. Tarihin gördüğü en büyük cenaze törenlerinden biriydi. Suudi Kralı Faysal dışında tüm Arap liderlerin hazır bulunduğu törene, 5 milyon kişi katılmıştı. Ölen, Arapların kurtarıcısı, Mısır halkının umudu Cemal Abdünnâsır’dı.

28 Eylül 1970 günü geçirdiği kalp krizi sonucunda nabzı durmuş, tüm müdahalelere rağmen geri getirilememişti. Bu ani ölüm, artık Filistin ve Mısır başta olmak üzere tüm Ortadoğu’da yeni bir döneme girildiğinin habercisiydi.


Sadakati nedeniyle yıllardır Nâsır’ın sağ kolu olmuş ve her şeyi tasdik etmesiyle "Evet, Sayın Başkan" lakabıyla anılan Enver Sedat, cenazeden sonra Devrim Komuta Konseyi tarafından başkanlık koltuğuna getirilmişti. Herkes, bu atamanın geçici olduğu konusunda hemfikirdi. Zira zayıf şahsiyetinin Mısır’ın kökleşmiş sorunlarına çözüm bulmakta yetersiz kalacağı düşünülüyordu. Ancak o, zayıf birisi olmadığını herkese ispatlayacaktı.

Muhammed Enver Sedat, 5 Kasım 1970'te Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnâsır'ın ölümü üzerine onun yerine geçti.
Muhammed Enver Sedat, 5 Kasım 1970'te Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnâsır'ın ölümü üzerine onun yerine geçti.

Sedat, Nâsır’dan temizlenmesi güç bir enkaz devralmıştı. İşi hiç kolay değildi. Tüm dünya Mısır’ın çok bilinmeyen bu yeni liderinin ne yapacağına dikkat kesilmişti. Devlet, iktisadî manada zor günler geçiriyordu. İsrail ile yaşanan savaşlardan dolayı Mısır ekonomisinin çarkını döndüren üç temel faktör devre dışı kalmıştı: Turizm, petrol ve Süveyş Kanalı gelirleri.

İsrail, 6 Gün Savaşları ile birlikte Sina Yarımadası’nın içlerine ilerlemiş, yarımadanın tamamına yakınını işgal etmişti. Körfez ülkeleri ile kıyaslandığında epey az olan Mısır’ın petrolü Sina’dan çıkıyordu ve savaşla birlikte petrol yatakları İsrail’in eline geçmişti. Yine kanalın savaş sebebiyle faaliyette bulunmaması da Mısır ekonomisine darbe vuran faktörlerden biriydi. İlaveten yaklaşık 25 yıldır ülkenin daima savaşlarla anılması zihinlerde Mısır’ın emniyetsiz bir ülke olduğu çağrışımını yapıyor, bu da turistlerin ülkeye gelmesinin önünde engel teşkil ediyordu. Ayrıca İsrail ve Mısır arasında bir savaşın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine yönelik puslu hava Mısır’ın teyakkuzda olmasını ve hazinedeki paranın çoğu da böylece askerî harcamalara akıtılmasını gerektiriyordu. Kısacası Sedat’ın, ülkesinin selameti için İsrail ile barış yapması elzem hale gelmişti.

  • İsrail ise savaştan topraklarının yüz ölçümünü 3,5 kat arttırarak ayrılmış, Doğu Kudüs, Batı Şeria, Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası’nı topraklarına katarak buralardan elde edilen gelirlere sahip olmuştu. Ekonomisinin zarar gören kısımlarını da Amerika’dan gelen yardımlarla yamayan İsrail’in barış yapmak için herhangi bir gerekçesi yoktu.

İki taraf arasında barış diyaloğu tesis etmek için çabalayan Sedat, İsrail’in isteksiz tavrıyla karşılaşınca onu ikna edebileceğini düşündüğü tek ülkeye, ABD’ye, teveccüh gösterdi. Ülkesinin Sovyet güdümünden çıktığını ve yaşanan gerilimlerin geçmişte kaldığını göstermek amacıyla 20 bin Sovyet askerî personelini ani bir kararla sınır dışı etti. Bu çok riskli bir kumardı. Henüz Amerika ile diplomasi masasına henüz oturamamış Mısır, barış uğruna uluslararası arenadaki en güçlü müttefiki ile yollarını ayırmıştı. Ancak korkulan yaşanmış, Sedat’ın blöfü karşılık bulmamıştı. Amerikan basını 11 tane İsrailli millî sporcunun ölümüyle sonuçlanan saldırısı sonrası Filistin aleyhinde karalama kampanyasına girişmiş, Sedat’ın jesti ise satır aralarında kaybolup gitmişti.

İsrail Başbakanı Golda Meir (en sağda) ve Savunma Bakanı Moshe Dayan (yanında), Golan Tepeleri'nde askerlerle görüşüyor.
İsrail Başbakanı Golda Meir (en sağda) ve Savunma Bakanı Moshe Dayan (yanında), Golan Tepeleri'nde askerlerle görüşüyor.

Enver Sedat iktidara geleli iki yıl geçmiş, ancak Mısır’ın acil çözüm bekleyen sorunlarının iyileştirilmesi konusunda ciddi bir mesafe kat edememişti. Halk da sesini yavaşça artırmaya başlamış, farklı muhalif sesler çıkmaya başlamıştı. Tahtının sallanmakta olduğunu fark eden Sedat, yumuşak diplomasinin fayda vermediğine kanaat getirerek barış için savaş stratejisini benimsedi. 6 Gün Savaşı’ndan sonra yenilmezlik havasına kapılan İsrail’in bir gün yenilebileceğine tüm dünyayı ikna ettiği takdirde ABD ve Sovyetler gibi süper güçlerin sürece müdahale edeceğini hesap etmişti. Bu doğrultuda Sedat, Golan Tepeleri’ni kaybetmesi sebebiyle kuyruk acısı olan Suriye ile ittifak kurarak savaşa girmeye karar verdi. Daha önceden de olduğu gibi Mısır güneyden, Suriye ise kuzeyden taarruz edecekti. Saldırının zamanı ise düşmanı gafil avlamak için husûsen seçilmişti: Yahudilerin kutsal bayramı Yom Kippur.

Bar Lev Hattı, 1967 Altı Gün Savaşı'nın ardından İsrail tarafından Süveyş Kanalı'nın doğusunda inşa edilen savunma hattıdır.
Bar Lev Hattı, 1967 Altı Gün Savaşı'nın ardından İsrail tarafından Süveyş Kanalı'nın doğusunda inşa edilen savunma hattıdır.
  • Savaş günü geldiğinde Mısır ve Suriye orduları iki koldan eş zamanlı olarak hücuma geçti. Mısırlılar, Süveyş Kanalı’nın doğusuna geçerek düşmanın Bar Lev Hattı'nı yarıp 13 kilometre kadar içeri girdiler. Sedat, hedefine ulaşmış, İsrail’in yenilmezliğine dair miti yıkmayı başarmıştı.

Mısır ordusuna bulundukları noktadan daha ileriye gitmemelerini emreden Sedat, bu saatten sonra ABD’nin savaşa doğrudan müdahale edeceğini düşünmekteydi.

1973'te İsrail, eşgüdümlü bir Suriye ve Mısır saldırısı karşısında şaşkına uğramış; saldırı sonucunda 2 binden fazla İsrailli öldürülmüştü.
1973'te İsrail, eşgüdümlü bir Suriye ve Mısır saldırısı karşısında şaşkına uğramış; saldırı sonucunda 2 binden fazla İsrailli öldürülmüştü.

Ancak beklentileri suya düşmüştü. Amerika, barış masasını kurmanın aksine İsrail’e yüklü miktarda silah ve uçak yardımı yapmış, Mısır karşısında İsrail’i desteklediğini alenen belirtmişti. Saldırının ilk şokunu anlatan İsrail ordusu, hızlıca toparlanarak karşı atağa geçti ve askerî üstünlüğünden yararlanmayarak olduğu yerde çakılıp kalan Mısır askerlerine karşı harekete geçti. Saldırının zamanlaması, İsrail halkını gafil avlamıştı. Ancak bayram günü olması hasebiyle insanların evlerine çekilmesi, acil seferberlik ilan eden İsrail ordusu için ihtiyat birliklerini toplamada kolaylık sağlamıştı.

İsrail'in 1974'te çekilmesinin ardından Golan Tepeleri'ndeki el-Kunaytra köyündeki yıkım.
İsrail'in 1974'te çekilmesinin ardından Golan Tepeleri'ndeki el-Kunaytra köyündeki yıkım.

Mısır cephesinde durum bu şekilde seyrederken kuzey cephesinde ise ilk saatler Suriye lehine gelişmiş, Golan Tepeleri’ne mevzilenen İsrail birliklerine saldırarak Suriye birlikleri birkaç kilometre ilerleyebilmişti. Lakin Mısır’ın ordusuna "Dur!" emri vermesi, İsrail’e Suriye cephesini tahkim etme fırsatını sunmuştu. Yeni gelen ihtiyat birlikleriyle takviye edilen İsrail ordusu, var gücüyle hücum ederek Suriye askerlerini Golan Tepeleri’nden çıkarmayı başardı.

Süveyş Kanalı'nın batı yakasında, bir yaralanmanın ardından başı sargılı Tümgeneral Ariel Şaron, Savunma Bakanı Moşe Dayan'la birlikte duruyor.
Süveyş Kanalı'nın batı yakasında, bir yaralanmanın ardından başı sargılı Tümgeneral Ariel Şaron, Savunma Bakanı Moşe Dayan'la birlikte duruyor.

En başında Arap devletlerinin lehine gelişen savaş, Mısır ve Suriye’nin askerî üstünlüğünü muhafaza edememesi sebebiyle aleyhine dönmeye başlamıştı. Ariel Şaron komutasındaki İsrail birlikleri, Sina’daki Mısır askerlerine karşı şiddetli bir harekata girişmiş, kanalın Doğu kısmındaki Mısır hattını yararak Batı kısmına geçmeyi başarmıştı. Bu, başkent Kahire’nin artık İsrail tanklarının menzilinde olduğunu gösteriyordu.

İsrailli paraşütçüler Süveyş Kanalı'nı geçtikten sonra Süveyş-Kahire yolunda ilerliyor.
İsrailli paraşütçüler Süveyş Kanalı'nı geçtikten sonra Süveyş-Kahire yolunda ilerliyor.
  • Savaşın başında elde ettiği konumu koruyamayan Sedat, yüzünü Kahire’ye dönen İsrail birliklerini engelleme gayretiyle ateşkese hazır olduğunu tüm dünyaya duyurdu.
Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat (solda), ABD Başkanı Jimmy Carter (ortada) ve Başbakan Menachem Begin, Mısır ile İsrail arasındaki barış anlaşmasını imzaladıktan sonra Beyaz Saray'ın bahçesinde el sıkışıyor.
Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat (solda), ABD Başkanı Jimmy Carter (ortada) ve Başbakan Menachem Begin, Mısır ile İsrail arasındaki barış anlaşmasını imzaladıktan sonra Beyaz Saray'ın bahçesinde el sıkışıyor.

Çağrıyı olumlu bulan Sovyetler Birliği ve Amerika, 22 Ekim günü ateşkesi tarafların onayına sundu. Anlaşma, Mısır, İsrail ve biraz gecikmek kaydıyla Suriye tarafından kabul edildi. Ateşkesin bu surette, yani Amerika ve Sovyetler tarafından hazırlanması Sedat için gerçek bir zaferdi. Savaş yoluyla diplomasi manevrası işe yaramış, Amerika savaş sürecine bizzat müdahil olmuştu.

Enver Sedat, 4 Haziran 1973'te Sina Yarımadası'ndaki İsrail cephelerinde yaptığı ziyaret sırasında teleskopla bakarken.
Enver Sedat, 4 Haziran 1973'te Sina Yarımadası'ndaki İsrail cephelerinde yaptığı ziyaret sırasında teleskopla bakarken.

Mısırlıların 13 kilometre ilerleme sağlayarak İsrail karşısındaki tek askerî galibiyeti olarak saydığı ve başladığı güne denk gelmesi hasebiyle Yom Kippur, ekim ayında başladığından Ekim Savaşı olarak anılan mücadelenin faturası her iki taraf için de ağırdı. Mısır 7.700 ve Suriye 3.500, İsrail ise 2.500 asker zayiat vermişti. Arap devletlerinin imha edilen uçak sayısı 2.000’i bulmuştu.

Savaşın tam ortasında vuku bulan bir hadise, dünyanın dikkatini Arapların haklı davasına çekmeyi başarmıştı.

  • Dünya Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği’nin Arap üyeleri, Mısır ve Suriye’ye jest yapmak isteyen Suudi Arabistan Kralı Faysal’ın öncülüğünde İsrail’e alenen arka çıkan Amerika’ya petrol sevkiyatını durdurdu.

İsrail işgal ettiği yerlerden çekilene kadar petrol üretimine başlanmayacağı ilan edilmişti. Hamle, tüm dünyada üretimin aksamasına ve petrol fiyatlarının uçmasına sebep olmuş, Amerika ise bu durumdan çok ciddi zarar görmüştü. Bunun üzerine Washington, arabuluculuk faaliyetlerine hız vererek iki taraf arasında barış diyaloğu kurmak için çabaladı. Petrol silahını büyük bir ustalıkla kullanan Arap devletleri hedeflerine ulaşmış, Amerika’nın petrole olan bağımlılığını tescil etmiş ve bu bağımlılığı kendi lehlerine kullanmışlardı.

Yom Kippur Savaşı ya da Ekim Savaşı, yıllardır üst üste aldığı mağlubiyetler sonrası eziklik psikolojisine girmiş Mısır halkı tarafından büyük bir zafer olarak algılanmış, devlet aygıtı da bu algıyı güçlendirmişti. Kahire’de tam bir şenlik havası vardı. Yıllardır yenilgi yüzü görmeyen İsrail, nihayet Mısır ordusu karşısında boyun eğmek zorunda kalmıştı. Enver Sedat, savaş diplomasisi yoluyla hem kendisini pasiflik ile suçlayanlara hem de ABD’ye neler yapabileceğini göstermişti. Ateşkesle beraber nihai barışa açılan kapı da böylece aralanmış oluyordu. Ancak Sina Yarımadası İsrail’in elindeydi ve Mısır’ın sıkıntıları da hala düzelmiş değildi. Sorunların çözüme kavuşması içinse yaklaşık beş yıl beklemek gerekecekti.