Panarabizm uğruna: Cemal Abdünnasır
Adını, İngilizlerin karşısına dikilmesiyle nam salmış Osmanlı subayı Cemal Paşa’dan alan Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır, 1954'te siyaset sahnesine çıktı. Önceliğini, Süveyş Kanalı’nın millileştirilmesine verdi ve bunda muvaffak oldu. 1958’de Suriye ile birlikte “Birleşik Arap Cumhuriyeti”ni kurarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu. Önce tüm Arapların, ardından da Afrika’nın lideri olmanın hayalini kuruyordu. Ancak bu hayalleri gerçeğe dönüşmeyecek, Suriye, 1961 yılında Birleşik Arap Cumhuriyeti’nden ayrılacaktı. İsrail’e karşı yapılacak bir savaşı “Arap Birliği”ni tesis etmenin en kestirme yolu olarak gören Abdünnasır, 5 Haziran 1967’de başlayan Altın Gün Savaşı’nda İsrail’e karşı ağır bir mağlubiyet aldı ve görevinden istifa etti. Mısır’da ve dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen sokak gösterilene karşı koyamayarak görevine geri döndü ve görev süresinin devamında diplomatik ilişkilere ve arabuluculuk faaliyetlerine ağırlık verdi. Cemal Abdünnasır, 28 Eylül 1970 günü geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Cemal Abdünnasır, 15 Ocak 1918’de İskenderiye’nin yoksul mahallelerinden birinde dünyaya geldi. Adını, diğer pek çok akranı gibi, başarılı olamasa da bölgeyi işgal eden İngilizlerin karşısına dikilmesiyle nam salmış Osmanlı subayı Cemal Paşa’dan aldı. Postacı olarak çalışan babasının imkanı olmadığı için Kahire’deki amcasının yanına gitti ve orta öğrenimini burada tamamladı.
Kısa bir süre devam ettiği hukuk fakültesini bırakan Abdünnasır, Kraliyet Askeri Akademisi’ne katıldı. 2 yıllık eğitimini 1939 yılında tamamlayarak Sudan’daki Mısır Ordusu’nda göreve başladı. Hayatının geri kalanını etkileyecek gelişmeleri Sudan’da bulunduğu dönemde yaşadı. 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında Arap ordularının İsrail karşısında uğradığı bozgun, bölgede mevcut krallara ve İngilizlere karşı öfkeyi artırdı. Abdünnasır, beraber görev yaptığı Zekeriya Muhiddin, Abdulhakim Amir, Muhammed Necib ve Enver Sedat ile birlikte “Hür Subaylar Hareketi”ni kurdu ve ülkedeki monarşiyi yıkma planları yapmaya başladı.
Yarbaylığa terfi ettikten yalnızca bir yıl sonra, 1952’nin 23 Temmuz’unda kurucuları arasında yer aldığı Hür Subaylar Hareketi ile birlikte Kral Faruk’a karşı harekete geçti. Muhammed Necib liderliğindeki cunta başarılı oldu ve Kral Faruk tahttan uzaklaştırıldı. Bu kez de Hür Subaylar Hareketi içinde görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Muhammed Necib ve bazı darbeciler monarşinin devam etmesinde bir beis görmezken Abadünnasır’ın başını çektiği Devrimci Komuta Konseyi cumhuriyet ilan etmenin gayretindeydi. Nitekim kısa bir süre sonra Mısır’da cumhuriyet ilan edildi ve Muhammed Necib, ülkenin ilk cumhurbaşkanı olarak göreve başladı.
Bir türlü sonu gelmeyen iç çatışmalar ve Abdünnasır’ın radikal çizgisi daha fazla perde arkasında kalmasına müsaade etmedi. 1954 ilkbaharında Muhammed Necib görevinden uzaklaştırılarak ev hapsine gönderildi ve Cemal Abdünnasır siyaset sahnesine çıktı. Artık kafasındaki milliyetçi-sosyalist fikirleri hayata geçirme vaktiydi.
1954 yılında kendisine düzenlenen bir suikast girişimini bahane edip üzerine gittiği Müslüman Kardeşler’in pek çok üyesini tutuklatarak konumunu sağlamlaştırdı ve 1966 yılında İslâm düşünürü Seyyid Kutub’un idamına varacak süreci başlattı.
Önceliğini Süveyş Kanalı’nın millileştirilmesine verdi ve bunda muvaffak oldu. 1955’te Bandung Konferansı’na katılarak Yugoslavya ve Hindistan ile birlikte “Bağlantısızlar Hareketi”ni başlattı. Çok geçmeden Süveyş’te patlak veren kriz nedeniyle İngiltere, Fransa ve İsrail işbirliğiyle karşı karşıya geldi. Abdünnasır, Süveyş’te mağlup olsa da Soğuk Savaş döneminde nadiren görülen ABD-Rusya fikir birliği sayesinde kanalı kontrolü altına almayı başardı ve Arap dünyasındaki yükselişi daha da hızlandı.
1958’de Suriye ile birlikte “Birleşik Arap Cumhuriyeti”ni kurarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.
Önce tüm Arapların, ardından da Afrika’nın lideri olmanın hayalini kuruyordu. Bu nedenle ilerleyen yıllarda Afrika Birliği Örgütü’nün kurulmasına katkı verecek ve örgüte bir süre başkanlık da yapacaktı. Ancak bu hayalleri gerçeğe dönüşmeyecek, Suriye 1961 yılında Birleşik Arap Cumhuriyeti’nden ayrıldığını ilan edecekti. “Panarabizm” hayallerini suya düşüren bu ayrılığı Arap ülkelerindeki “gerici yönetimlere” bağlayan Abdünnasır, kısa süre sonra “Arap Sosyalist Birliği”ni kurdu.
Ekonomik ve askeri konularda Sovyetler Birliği’nin desteğini almasının yanına Yemen İç Savaşı’nda cumhuriyetçileri desteklemesi de eklenince ABD ile ilişkileri iyice gerginleşti. İsrail’e karşı yapılacak bir savaşı “Arap Birliği”ni tesis etmenin en kestirme yolu olarak gördü ve 1967’de Sina’ya asker yığmaya başladı. Akabe Körfezi’ni İsrail gemilerine kapattı ve adeta savaşı ilan etti.
- 5 Haziran 1967’de başlayan Altın Gün Savaşı’nda ABD’nin desteklediği İsrail’e karşı beklenmedik, ağır bir mağlubiyet aldı ve sorumluluğu üstlenerek görevinden istifa etti.
Mısır’da ve dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen sokak gösterilene karşı koyamayarak görevine geri döndü ancak eski radikal çizgisinden uzaklaştı. Görev süresinin devamında diplomatik ilişkilere ve arabuluculuk faaliyetlerine ağırlık veren Cemal Abdünnasır, 28 Eylül 1970 günü geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.