Afrika'daki Türkiye
Afrika yazı dizimizin beşinci bölümünde; Osmanlı'da başlayan 'Afrika'ya sahip çıkma' fikrinin günümüzdeki karşılığını mercek altına alıyoruz. Afrika’da 41 büyükelçilik binası bulunan Türkiye'nin Afrika'daki faaliyetleri...
Türk milletinin gönlünde Afrika şüphesiz farklı bir öneme sahiptir. Osmanlı Devletinden başlayan ‘Afrika’ya sahip çıkma’ fikri, bir süredir verilen molanın ardından bugün tekrar devam etmektedir. Ecdadımızın kıtadaki egemenliğinin sona ermesi sonrası halk, yıllarca sömürgeci zihniyetlerin ürünü olarak harap ve bitap düşmüştür.
Türkiye’nin özellikle 2005 yılından sonra Afrika’da kendini göstermeye başlamış, 2010’dan sonra ise aktif hale gelmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika’ya en çok ziyaret gerçekleştiren lider olması, Türkiye’nin kıtadaki etkinliğine şüphesiz ciddi katkılar sağlamıştır. Sömürgeci zihniyetlerden uzak faaliyetlerine devam eden Türkiye, Afrikalı insanların yüzünü güldürmeye, onlara sıhhatli bir gelecek sağlama konusunda yardımcı oluyor.
Türkiye ve Afrika arasında köprü
Afrika’da 41 büyükelçilik binası bulunan Türkiye, elçi, konsolos ve ataşeleri ile Türk milleti ve Afrikalılar arasında köprü görevini üstleniyor. Bulundukları ülkede hem Türk insanının ihtiyaçlarına kulak veren elçiliklerimiz, ayrıca yaptığı çalışmalar sonucu adından söz ettirir hale gelmiştir.
Afrika’da topyekun olarak ‘baskı’ kuran Türk kurumları, başta Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) başta olmak üzere, Yunus Emre Estitüsü, Maarif Vakfı, TürkKızılay’ı ve Türk Hava Yollarıyla (THY) gönül coğrafyasında, insanların gönlünü dokunmaya devam ediyor.
*TİKA
Türkiye’nin ‘Afrika’daki vitrini’ denildiğinde kuşkusuz akla TİKA gelir. Proje ve çalışmalarıyla adından sıkça söz ettiren TİKA, Afrika’daki 25’e yakın ofisi bulunuyor. Hartum’dan Johannesburg’a, Konakri’den Namibya’ya kadar Afrika’nın hemen her bölgesinde çalışmalarına devam ederek, insanların gönlünde taht kurmaktadır. Serdar Çam başkanlığında ilerleyen ajans, eğitim, sağlık, al yapı, sanat ve spor gibi farklı alanlarda Afrika’ya nefes aldırıyor.
TİKA, herkesin mahrum bölge olarak nitelediği şehirlere, köylere ve mezralara giderek, Türkiye’nin güçlü elini uzatıyor. Bizzat benimde iştirak ettiğim bir programda, Sudan’ın Hartum Eyaleti İnsan Kaynakları Bakanı Cafer Ahmed Abdullah, şu sözlerle TİKA’nın önemine değinmişti: “TİKA her alanda Sudanlı vatandaşlarımıza el uzatarak, onları görmezden gelmiyor. Özellikle eğitim ve sağlık başta olmak üzere Sudanlıların geleceği için büyük çaba harcıyor. Biz, yapılan bu iyilikleri asla unutmayacağız.”
Sudan ve Somali’deki Hastaneler
TİKA tarafından yapımı gerçekleştiren ve 2014’ten bu yana Nyalalılara sağlık dağıtan Sudan-Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 150 yatak kapasitesi bulunuyor. İçerisinde Türk doktor ve çalışanların yer aldığı Hastanenin ayda on binden fazla insana sağlık hizmeti veriyor.
Sadece Sudanlılar ile yetinmeyen hastane, Sudan’a sığınan ve mülteci kamplarında yaşamlarına devam eden Güney Sudanlı, Eritreli, Etiyopyalılara da sağlık taramaları yapılıyor. Bu sayede binlerce anne ve çocuğun ölümü engelleniyor, insanlar basit hastalıklardan dolayı ölmelerinin önüne geçiliyor.
Yıllarca iç savaş ile boğuşmuş Nyala’da, hastanenin olduğu bölge gözle görülür bir kalkınma sağlayarak, insanlara ticari umut kapısı da sağlamıştır.
- Öyle ki Türk Hastanesinde çocukları doğan anne-baba, Türkiye’nin gösterdiği bu vefasını karşılıksız bırakmamış, üçüzlerine Recep, Tayyip, Erdoğan isimlerini koymuştur.
TİKA’nın yaptırdığı ve 2015’ten bu yana Somali’de şifa dağıtan Recep Tayyip Erdoğan Eğitim ve Araştırma Hastanesi, başkent Mogadişu’da bulunuyor.
Burada da Türk personelin hizmet verdiği hastane, Kenya, Cubuti gibi çevre ülkelerden de hasta kabul ediyor. Ayda ortalama hasta sayısı ise 20 bin civarı olarak belirtiliyor.
250 yatak kapasitesi olan Türk Hastanesi, ülkenin en modern hastanesi olarak göze çarpıyor.
Sevakin Adası’nın Onarılması
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın restore edilmesini istediği Sudan'daki tarihi Sevakin Adası'ndaki çalışmalar bütün hızıyla devam ediyor. Sudanlılar tarafından ‘Afrika’nın Kapısı’ olarak nitelenen adada, Osmanlı dönemine ait Hanefi ve Şafi camileri ile gümrük binası TİKA tarafından restore edilmişti. Sevakin restoresinin tamamen bitmesiyle Sudan’ın kuzeyi ticari ve ekonomik gelişmelerinin artacağı düşünülüyor.
Ebe Eğitimleri
TİKA, Afrika ülkelerinde sağlık yatırımları, hastane tadilatı ve donanımlarının sağlanmasının yanı sıra sağlık eğitimine de büyük destek veriliyor. Öyle ki, Afrika ülkelerinde doğum esnasında ölen çocuk ve annelerin sayısı yılda milyonlara denk düşüyor. Bu sebeple ebe eğitimin önemine binaen çalışmalarını başlatan TİKA, hem ülkelerin sağlık bakanlığı ile ortak hareket ederek ebelik eğitimlerini veriyor hem de o kişileri Türkiye’ye getirerek alanında uzman kişilerin tecrübeleri paylaşılıyor.
Tarım ve Hayvancılık Faaliyetleri
Afrika kıtasında tarım ve hayvancılık alanlarında birçok çalışma gerçekleştiren TİKA’nın bu noktadaki bazı çalışmalarını şu şekilde sıralayabiliriz: Sudan, Güney Sudan ve Çad köylerinde çiftçilere tohum destekleri, insanların tarım yapabilmesi ve üretimlerinin sağlıklı hale getirmesini sağladı. Mozambik pamuk üreticilerine uygulamalı eğitim verildi. Mogadişu’da 2012 yılında açılan Tarım Okulu ile Somalilerin tarımsal gelişmelerine katkı sağlanıyor. Yapılan bu okulda yılda onlarca kişi, tecrübeli tarım elemanı olarak mezun oluyor. Madagaskarlı ziraat mühendislerine eğitim veriyor.
Hartum Mesleki Eğitim Merkezi
Sudan’ın başkenti Hartum’da yer alan Mesleki Eğiticilerin Eğitim Merkezi’nde, alanında uzman kişiler Afrikalılara mesleki tecrübelerini aktarıyor.
2013’ yılında TİKA tarafından açılan merkez, yılda 600 kişiden fazla Afrikalıya ulaşıyor. Mekatronik, Elektrik, CNC, İklimlendirme-soğutma, kaynakçılık, mobilya, bilgisayar, otelcilik ve turizmin yanı sıra tekstil alanlarında kursiyerlere eğitim veren merkez, sadece Sudanlılara değil Cubuti, Etiyopya, Güney Sudan gibi ülkelerden gelenlere de iş tecrübesi kazandırıyor.
Diğer Faaliyetler
Türkiye’nin gönül coğrafyasındaki vicdanının resmi olan TİKA, Afrikalıların su ihtiyacını karşılayacak çalışmalara da imza atıyor. Çad’daki güneş enerjisiyle çalışan su kuyuları haricinde, Kamerun’da, Sudan’da, Somali’de açılan su kuyuları ile yüzbinlerce insanın temiz su ihtiyacı karşılandı.
- Savaş, kıtlık ve kuraklık nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan Afrikalılara gıda yardım desteği sağlanıyor.
- Bakanlık binaları ve çeşitli merkezlerin, eğitim yuvalarının onarılması ve bu binaların alt yapı sorunlarının çözümü, bizlere göre basit gibi gözükse de Afrika nezdinde çok önemli projelerdir.
Afrika’daki Osmanlı mimarilerini de unutmayan TİKA, Etiyopya, Somaliland, Sudan gibi ülkelerde ecdad yadigârı binaların onarımını yapıyor.
*Yunus Emre
Balkan ve Türki Cumhuriyetlerde yaptığı faaliyetler ile kendinden söz ettiren Yunus Emre Enstitüsü (YEE), son yıllardaki Afrika atılımıyla dikkat çekiyor. Tunus, Mısır, Sudan gibi Kuzey Afrika ülkelerinde şubesi bulunurken, Güney Afrika’da da faaliyetlerine 2 yıldır devam ediyor.
2007 yılından bu yana varlığını sürdüren YEE’nin Afrika’daki çalışmaları, FETÖ’nün yıllarca kıtada maddiyata bağlı, sömügeci zihniyetten farksız çalışmalarına “dur!” demiş, gönül coğrafyasına olması gereken ‘Türkiye aşısını’ yapmaya başlamıştır.
Enstitünün en önemli faaliyetleri arasında kuşkusuz Türkçe öğretimi gelmektedir. Bir senede bulunduğu ülkede binlerce Afrikalıya nüfuz eden enstitü, bu kursları başarılı bitiren kursiyerleri Türkiye’ye getirerek, onları ödüllendiriyor. Bulunduğu ülkelerde Türkçe öğretimi ve konuşulmasını yaygınlaştıran YEE, ayrıca Türk kültür ve sanatının tanıtılmasını da sağlıyor.
YEE, Modern binaları ve tecrübeli eğitmenleriyle Afrika’ya kısa zamanda ayak uydurarak, önümüzdeki yıllarda bütün kıtaya yayılmayı hedefliyor. YEE’nin sezonluk Türkçe kurs kayıtlarına, alınacak kişi sayısının üç katı kadar başvuru yapıldığı ise yetkililer tarafından dile getiriliyor.
Türkçe Bölümleri
TİKA’nın onarımını yaptığı, YEE eğitmenlerinin ise derslerine girdiği üniversitelerdeki Türkçe Bölümleri, Türkçe’nin yaygınlaşmasında büyük rol oynuyor. Kuzey Afrika ülkesi Sudan’da gözle görülür çalışmalara imza atan YEE, Afrika Üniversitesi ve Kuran-ı Kerim Üniversitesi’nde açılan Türkçe bölümlerindeki ders yükünü sırtlıyor. Ayrıca üniversitelerdeki Türkçe kitapların ağırlıklı olduğu kütüphaneler, sabahtan akşama kadar açık kalıyor ve diğer bölümlerde okuyan öğrencilere hizmet ediyor.
Türkçe Bölümünde okuyan Sudanlılar da Türkçe öğrenmekten çok memnun olduklarını ifade ediyor. Bölümde okuyan Meysara Tayyip ile görüştüğümde açık yüreklilik ve güzel Türkçesiyle içinden geçenleri anlattı: “Türkçe bölümünde okuyorum ve YEE’nin haftalık derslerine gidiyorum. Dil noktasında ciddi bir mesafe aldığımı söyleyebilirim. Türkiye’yi çok seviyorum. Okulum bittiğinde Türkiye’de çalışmayı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Seminer ve Kurs Faliyetleri
YEE’nin Afrika şubeleri, Türkçe öğreniminin yanı sıra sempozyum, panel, kültür ve kurs faaliyetlerine de hız kesmeden devam ediyor.
Bu noktada ilk göze çarpan faaliyet olarak Okçuluk Kursu söyleyebiliriz. Ata sporu okçuluğun bütün dünyada tanıtılmasını sağlayan YEE, Afrikalıların da genlerinde olan bu sporu onlara öğretiyor.
Kurs noktasında diğer önemli faaliyet; Ebru Kursu… Malzemelerinden, eğiticilerine kadar her şeyi karşılayan enstitü, bu sayede Türk kültürünün tanıtımlarına katkı sağlıyor.
YEE şubelerinde, Türkçe filmlerde alt yazılı olarak halka izlettiriliyor. Bu film gecelerine katılımlar, azımsanmayacak kadar fazla olduğu görülüyor.
*Türkiye Maarif Vakfı
Dünyada 162 okulu olan Türkiye Maarif Vakfı (TMV), Türkiye'nin uluslararası eğitimde dünyaya açılan kapısıdır. Yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti adına Milli Eğitim Bakanlığı dışında doğrudan eğitim kurumu açma yetkisine sahip tek kurum olan TMV, şu an itibariyle 90 ülkeyle resmi temas gerçekleştirmiştir. TMV kâr amacı gütmeyen, kamu yararına çalışan bir vakıf olarak, her ülkede okul öncesinden yükseköğretime eğitimin her aşamasında etkin faaliyet yürütmektedir.
FETÖ’den devralınan okullar haricinde kendi imkânlarıyla da okul açan TMV’nin eğitim ve öğretime başladığı ülke sayısı 30’u geçmiştir. Direktör atanan ülke sayısı ise 50 iken, okul sayısı 162, üniversite sayısı da 2’dir. TMV’ye ait dünyada 15 yurt yer alırken, vakfın eğitimine tabi olan 15 binden fazla öğrenci bulunuyor.
- Henüz yaklaşık 3 senedir faaliyette olan TMV, Afrika’daki varlığını şimdiden kabul ettirmiştir. Afrika’da 118 okulu bulunan vakfın çalışmalarını yürüttüğü ülkeleri şöyle sıralayabiliriz; Burindi, Cibuti, Çad, Ekvator Ginesi, Fildişi Sahilleri, Gambiya, Gabon, Gine, Kamerun, Kongo, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Mali, Moritanya, Nijer, Senegal, Sierno-Leone, Sao Tame ve Principe, Somali, Sudan, Tanzanya ve Tunus…
*TürkKızılayı
TürkKızılayı, yaptığı yardımlar neticesinde dünyadaki bütün mazlumlara ulaşmaya çalışıyor. 2017’de 18 milyon insana temas eden kurumun, Afrika’ya ayrı bir önem verdiği biliniyor. TürkKızılayı, son birkaç yıldır kuraklık nedeniyle 20 milyon insanın yaşam savaşı verdiği Doğu Afrika ülkelerindeki insani krize de kayıtsız kalmamıştır. Güvenli gıda, içme suyu ve sağlık hizmetlerini bölgeye götüren TürkKızılayı, Türkiye’nin sesi olmuştur. Kurum, mülteci kamplarına da yardımlar götürmüş, Afrika ülkelerinde yaptığı katarakt ameliyatlarıyla da adeta ‘Afrikalıların gözü’ olmuştur.
*Türk Hava Yolları
Filosunda bulunan 325 uçakla dünyada 304 noktaya uçan Türk Hava Yolları (THY), kendisine ait en çok noktaya uçan havayolu şirketi olma unvanını elinde bulunduruyor. Büyük cirolara sahip hava şirketleri sırtını Afrika’ya döndüğü günümüzde, THY resmen insanlık dersi vermiştir. Açlık, kuraklık, zor yaşam şartları ve terör ile anılan Afrika’yı unutmayan THY yetkilileri, adını belki de ilk kez duyacağınız Komor Birliği başkenti Moroni’ye kadar uçuşları yer almaktadır. Son olarak Eylül ayında THY’den yapılan açıklamaya göre, Doğu Afrika ülkesi Zambiya’nın başkenti Lukasa için alınan tarifeli uçuş kararıyla birlikte THY’nin Afrika kıtasındaki uçtuğu nokta sayısı 54’e yükselmiştir.
Yaptığı bu seferler neticesinde THY, özellikle Avrupa’ya transit geçiş yapacak Afrikalı yolcuların zaman tasarrufu sağlamasına katkı vermektedir.
*Türk sivil toplum kuruluşları
Türkiye devlet kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarıyla da Afrika’da varlığını sürdürmektedir. Türk STK’lar, Türkiye’deki hayırseverlerden topladıkları yardımlar doğrultusunda, kıtada insani yardım, eğitim, sağlık ve kültür alanında çalışmalar yürütüyor. Resmi kurumlar devletimizin vicdani sesi olurken, STK’lar da halkımızın eli bolluğunu simgeler niteliktedir.
Onlarca STK, Afrika’nın birçok ülkesinde yurtlar açarak, burada maddi sıkıntı çeken Afrikalı lise ve üniversite öğrencilerinin ücretsiz barınma ihtiyaçları sağlanmaktadır. Her ay yapılan iftar çalışmaları, gıda yardımları, elbise dağıtımları vs. bugüne kadar milyonlarca Afrikalıya umut olmuştur. STK’lar, yaptığı yardımlar ile göğüslerinde taşıdıkları ay-yıldızlı bayrağımız ışığında, gittikleri bölgelerde adeta Türk büyükelçisi görevini üstlenmişlerdir.
*Afrika’dan bilgiler:
Kenya'nın güneybatısında yaşanan depremlerle aniden ortaya çıkan ve kilometrelerce giden çatlak, bilim insanları tarafından Afrika kıtasının ikiye ayrılma sürecinin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Çatlağın giderek büyümesi ve depremlere neden olması yerel halkın korkmasına neden oluyor. Yetkililer ise bu doğa olayına ne yazık ki bir çözüm bulamıyor. Bilim insanları ise kilometrelerce devam eden bu çatlağın Afrika kıtasının ikiye bölünmesi olarak yorumluyor. Yani bilim insanlarına göre çatlaklar oluşumunu tamamladığında Afrika iki parçaya ayrılacak. Yeni bir okyanus ve yani bir kıtanın oluşmasına neden olacak.
*Afrika’da bir insan:
Herkes sırtını döndüğü bir zamanda Osmanlı Devleti’ne vefasını göstermiş bir insandı Sudanlı Zenci Musa. Belki teni karaydı ama berrak bir kalbi vardı. Onun için vatan toprağı ümmet coğrafyasıydı. Haliyle halifeliğin sahibi Osmanlı’ya ettiği biatten hiçbir zaman vazgeçmedi. Tarihin en usta istihbaratçısı olarak kabul edilen Kuşçubaşı Eşref’in sadık adamlarından biriydi. Trablusgarp'tan Balkan Savaşları’na, Çanakkale Savaşı’ndan İstiklal Harbi’ne, cepheden cepheye koşturmuş, milli mücadelemizde büyük bir kahramandı. Hatta 1. Dünya Savaşı’ndaki tüm olumsuz koşullara rağmen 300 bin altını Yemen’e kaçırmayı başarmış, İngiliz işgal kuvvetleri komutanı General Harrington'a ders niteliğinde bir cevap da vermişti.
Gün oldu İstiklal Savaşı’na destek olmak için İstanbul’a geldi. Cebinde ne parası ne de kalacak bir yeri vardı. Devletten emeklilik teklifi dahi aldı. Senelerce atın üzerinde oradan oraya koşan bir Osmanlı istihbaratçısı bunu hak ediyordu. Bugün çoğu insanın veremeyeceği cevabı vermişti bu teklife ve emekliliği reddetti: Ben bu yoksul, garip milletten emekli maaşı alamam…
Öyle ki İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy şu dizelerle anlatır Sudanlı Musa’yı;
Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde Sudanlı Zenci Musa’yı anlatıyor, nasıl biri olduğunu Akif’in dizeleriyle daha iyi anlayacaksınız;
“Eşref Bey'in emir eri Zenci Musa
İsa Peygambere omuzlarını ödünç verir
Ve Peygamber bu sayede göğe tırmanabilir.”