Arkitekt - GZT

Video Player is loading.
Current Time 0:00
Duration -:-
Loaded: 0%
CANLI
Remaining Time 0:00
 
1x
    • Chapters
    • Açıklamalar kapalı, seçildi
    • Altyazı Kapalı, seçildi

      2 boyutlu nesneler 3 boyutlu sanat eserlerine nasıl dönüşür?

      Yuki Matsueda'nın çalışmaları @yuki_matsueda, nesne ile mekân arasındaki sınırları yeniden sorguluyor. Sanatçı, gündelik nesneleri çerçeveli yüzeylerden dışarı taşırarak hareket algısını fiziksel bir müdahale aracılığıyla vurguluyor. @yuki_matsuedaRoppongi Hills A/D Galerisi'ndeki sergide de benzer bir kurgu hâkim olduğu görülüyor. Nesnelerin hacimsel olarak yüzeyden ayrılması, izleyiciye hem optik hem de mekânsal bir deneyim sunuyor. Kullanılan malzemeler genellikle pleksiglas ve basılı yüzeyler olup iki boyut ile üç boyut arasındaki geçişi sorguluyor.Bu yaklaşım, geleneksel çerçeveleme pratiğinin dışına çıkarak sanat nesnesinin mekânda nasıl konumlandığını ve izleyiciyle kurduğu ilişkiyi yeniden düşündürmeyi amaçlıyor. Sergi bağlamında, kütlesel unsurların yerçekimi ve hareket kavramlarıyla nasıl ele alındığı, sanatçının form ve algı ilişkisini nasıl yapılandırdığı öne çıkan meseleler arasında oluyor.__Yuki Matsueda's works question the boundaries between object and space. The artist emphasises the perception of movement through a physical intervention by moving everyday objects out of framed surfaces.The exhibition at Roppongi Hills A/D Gallery is characterised by a similar construction. The volumetric separation of objects from the surface offers the viewer both an optical and spatial experience. The materials used are mostly Plexiglas and printed surfaces, questioning the transition between two and three dimensions.This approach aims to rethink how the art object is positioned in space and its relationship with the viewer by going beyond the traditional framing practice. In the context of the exhibition, how mass elements are handled with the concepts of gravity and movement, and how the artist structures the relationship between form and perception are among the issues that come to the fore.Video by @@mimibi_art301..devamı

      Video Player is loading.
      Süre 0:00
      Toplam Süre -:-
      Yüklendi: 0%
      CANLI
      Kalan Süre 0:00
       
      1x
        • Bölümler
        • Açıklamalar kapalı, seçildi
        • Altyazı Kapalı, seçildi

          Paulo Mendes da Rocha tarafından São Paulo’da tasarlanan Casa Masetti

          1970 yılında Paulo Mendes da Rocha tarafından São Paulo'da tasarlanan Casa Masetti, dört silindirik sütun üzerine inşa edilmiş beton bir prizma formuna sahip. Yamaca oturan yapı, geniş pencerelerle çevrelenmiş olup doğal ışığın iç mekâna yayılmasını sağlıyor.Pencereler, özel bir menteşe sistemiyle çalışıyor ve içe doğru açılıyor. Bu mekanizma hem havalandırmayı kolaylaştırıyor hem de mekânsal kullanımı çeşitlendiriyor. Özellikle oturma alanında kullanılan büyük açıklıklar, iç ve dış mekân arasında bağlantı kuruyor.Video: @shftoptplus-----Designed in 1970 by Paulo Mendes da Rocha in São Paulo, Casa Masetti has the form of a concrete prism built on four cylindrical columns. Sitting on a hillside, the building is surrounded by large windows, allowing natural light to flood the interior.The windows work with a special hinge system and open inwards. This mechanism both facilitates ventilation and diversifies spatial use. Large openings, especially in the seating area, create a connection between the interior and exterior...devamı

          Video Player is loading.
          Süre 0:00
          Toplam Süre -:-
          Yüklendi: 0%
          CANLI
          Kalan Süre 0:00
           
          1x
            • Bölümler
            • Açıklamalar kapalı, seçildi
            • Altyazı Kapalı, seçildi

              Bjarke Ingels Group (BIG) tarafından New York'ta tasarlanan konut yapısı: VIA 57 West

              VIA 57 West, Bjarke Ingels Group (BIG) tarafından New York'ta tasarlanan bir konut yapısı. 2016 yılında tamamlanan bu yapı, Manhattan'ın batı yakasında, West 57th Street ile West Side Highway'in kesişiminde, Hudson Nehri kıyısında yer alıyor. Yapı, mimarisiyle geleneksel bir gökdelen ile iç avlulu Avrupa tipi konut bloğunu birleştiren yenilikçi bir tasarım anlayışını yansıtıyor.VIA 57 West, Avrupa'nın çevreleyen avlulu blokları ile geleneksel Manhattan yüksek katlı binalarının özelliklerini birleştiren 'Courtscraper' adı verilen hibrit bir yapı tipolojisine sahip. 142 metre yüksekliğe ulaşan 35 katlı yapının formu, batıdan bakıldığında hiperbolik bir paraboloid veya eğimli bir piramit, doğudan ise ince bir kule olarak algılanıyor.Yapının merkezinde 2000 metrekarelik geniş bir iç avlu bulunuyor. Bu alan, New York'un yoğun kent dokusu içinde bir nefes alma alanı sunuyor ve bina sakinleri için yarı özel bir yeşil alan oluşturuyor. Asimetrik ve eğimli cephe tasarımı, gün ışığını maksimum seviyede iç mekanlara taşırken, Hudson Nehri ve şehir manzarasını görebilme imkânı sağlıyor. VIA 57 West, çoğunlukla lüks dairelerden oluşuyor ve farklı yaşam biçimlerine hitap eden çeşitli konut tiplerinde tasarlanıyor. Binada spor salonu, sinema odası, kütüphane, bisiklet odası gibi pek çok sosyal donatı bulunuyor.LEED Gold sertifikasına sahip olan yapı, enerji verimliliği ve çevreye duyarlı malzeme kullanımıyla öne çıkıyor.Yapıda toplamda 709 konut birimi bulunuyor. Zemin kat ve ikinci katta ticari ve kültürel alanlar yer alıyor. 2016 yılında, Council on Tall Buildings and Urban Habitat (CTBUH) tarafından 'Amerika'daki En İyi Yüksek Bina' ödülüne layık görülüyor. Bu yapı, BIG'in Kuzey Amerika'daki ilk tamamlanan projesi olma özelliğini taşıyor ve Bjarke Ingels'in yenilikçi tasarım yaklaşımını küresel ölçekte görünür kılıyor.@big_builds@thedronalist ..devamı