Bir Tanzanya hikayesi: Masailer
Tanzanya’ya bağlı adalardan Zanzibar’a geldiğinizde sahildeilk gözünüze çarpacak olan kırmızı kumaştan elbiseleri, örgülüsaçları, geleneksel takılarıyla turistlere kocaman gülümseyenMasai kabilesi gençleri olacaktır. Tabii gülümsemeklebirlikte ellerindeki boncuk işi takılardan alıp almayacağınızısoracaklardır size...
Masailer, Doğu Afrika’da, Kenya ve Tanzanya’da yaşayan nüfusu neredeyse 1 milyonu bulan Afrika’nın en tanınmış kabilelerinden biri. Belki de dünyanın en tanınmış kabilelerden. Afrika ile ilgili kitaplarda, hatta ders kitaplarında dahi kendilerine sıkça rastlamanız mümkün.
Masaileri bu kadar özel kılan ne?
Aslında bu sorunun en bariz cevabı, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir hayat sürdürüyor olmaları. Köylerinden, evlerinden başka bir yerde olsalar da nesilden nesile aktardıkları takı sanatını –shanga- ayak bileklerinde, kollarında, boyunlarında ve kulaklarında görebilirsiniz. Aynı şekilde iki parça kumaştan oluşan kıyafetlerini de "shuka". Araba tekerleğinden yapılmış dağ taş tırmanabildikleri, dünyanın en zor koşullarından etkilenmeyen ayakkabılarını da kolay kolay çıkarmazlar ayaklarından. Arazide her zaman yanlarında "panga" adı verilen gayet büyük bıçakları, şehirlerde bunların daha küçükleri bulunur. Bunlar o kadar özdeşleşmiştir ki Masailerle, güvenlikten geçerken bile hiçbir görevli bu da nedir diye sormaz... Bunlar ilk bakışta Masaileri diğer yerel kabilelerden ya da şehir hayatına uyum sağlamış Swahili halkından ayırabilir.
Turistik bir getirisi olduğu için Masailer gibi giyinen gençlerden de çekilen alt iki diş, yüzlerinde ve bacaklarında küçükken dağlanan bir iz ve çok geniş kulak delikleri ile ayrılırlar. Benim gibi uzun bir süredir Masailerle birlikte yaşıyorsanız da onları doğuştan sürmeli gözlerinden ve zayıf, ince bedenlerinden kolaylıkla tanıyabilirsiniz.
Masailer ve Masai Mara
Masailerle ilgili internette yazılanlara bakacak olsanız, Masai Mara bölgesinde yarı göçebe hayat sürdürdüklerini okursunuz ve Tanzanya ile Kenya’nın sadece bir bölgesinde yaşadıklarını düşünebilirsiniz. Belki bundan çok uzun zaman önce böyleydi, bilemiyorum. Ama Masailer şu anda Tanzanya’nın genelinde yaşıyorlar. Ağırlıklı olarak da Masai Mara’dan başlayan taa Kilindi bölgesi sınırına kadar giden ve haritada Masailand olarak geçen bölgede. Bunu gayet iyi biliyorum çünkü eşim bir Masai, hayatımın son 5 yılında ben de bir Masai köyünde yaşıyorum ve bu köy Masai Mara’da değil. Masai Mara’da yaşamaya devam eden Masailer de bir milli parkın sınırları içerisinde yaşıyorlar.
Yüzyıllardır yaşadıkları kendi doğal yaşam alanları koruma altına alınıp, milli park ilan edildiğinde evlerini terk etmeyip kalanlar olan.
Evet aslanlarla, fillerle, sırtlanlarla, zürafalarla ve o bölgenin ev sahibi tüm hayvanları ile birlikte yaşıyorlar. Milli park arazisinin dışındaki bölgelerde de, parktaki kadar çok olmamakla birlikte yine bölgede yaşayan hayvanlarla karşılaşmanız mümkün. Bizim köyde geceleri aslanların sesiyle uyuyor, ağıla keçiler ve koyunlar için gelen sırtlanların sesiyle uyanıyoruz mesela. Bahçe ve tarlalarımızı antilop türleri, bol suyu olan alanlarımızı filler ziyaret ediyor ve hiçbir milli parkın sınırları içinde de değiliz.
Geleneksel Masai köyleri
Masai köylerine ulaşmak için ana yollardan çıkıp, taa içerileri gitmek gerekiyor. Ve hayalinizde yan yana evler gibi canlandırmayın Masai köylerini... Birbirinden bağımsız ve birbirine uzak evlerden oluşuyor köyler. Uzak derken, gerçekten uzak. Bana en yakın komşum 200 metre kadar ötede, bir sonraki 1 km’yi bulur sanırım. Klan mantığı ile oluşuyor evler, kardeşlerinin evleri yan yana genelde de dairesel bir şekilde oluyor ve ortada da büyükbaşların ve küçükbaşların ağılları... Evlerin birbirine uzak olmasının en önemli sebeplerinden biri hayvancılık...
Hayvancılık, Masailerin kadim geleneği. Bir Masai başka bir iş yapsa dahi, yani adalarda turizm, hediyelik eşya satışı, takı tasarımı, yapımı ya da daha resmi bir iş, öğretmenlik fark etmez yine de hedeflediği şey, büyükbaş sürüsünü büyütmektir. O kazancının büyük bir kısmı, sürüsüne katılacak yeni hayvanlar için harcanacaktır. Ve bir Masainin zenginliği de büyükbaş sürüsünün büyüklüğü ile ölçülür.
Gelelim evlere...
Bizzat şahit olduğum 3-4 ev yapımında kullanılan malzemeler dal parçaları, çalı çırpı, tezekti ve çatıları da samandan yapıyorlar. Ara ara yenilemek gerekiyor evleri ve bu işin sorumluluğu kadınlarda. Ev içerisi 10 metre kare kadar genelde.
Ağaçtan yapılmış, hayvan derisi ile kaplanmış iki yatak alabilecek büyüklükte olan bu evin içinde 3 yüksek taştan oluşan bir ocak bulunuyor. Gündüzleri yemek yapmak için, gece de ısınmak için kullanılıyor ocak. Evin içinde birkaç su bidonu, epi topu da 3-5 bardak ve birkaç tencere ve tabak bulunuyor. Elektriğin olmadığı bu evlerde, su eğer varsa bir kuyudan yoksa da yağmur suyundan sağlanıyor. Kadınların en temel görevlerinden biri de düzenli aralıklarla su taşımak evlerine. Bir de yakılacak odun, çalı çırpı toplamak da kadınların ve çocukların sorumlulukları arasında. Peki, bu arada erkekler ne yapıyor derseniz? Onlar da her gün su ve yemek bulabilmek için yürüyen sığırlarıyla birlikte kilometrelerce yol yürüyor ve hayvanların güvenliğini sağlıyorlar.
Saygı, sevgi ve güven
Bu üç kelime Masaileri gayet iyi tanımlıyor bence. Kendi geleneklerine olan saygıları, hiç tanımasalar da birbirlerine karşı olan sevgileri ve tüm insanların onlara karşı hissettiği güven duygusu. Düzgün ahlâkları ve güvenilirlikleri sebebi ile birçok iş için Tanzanya’da en çok aranan insanlardır Masailer... Bunu hâlâ devam eden bozulmayan geleneklerine borçlular.
Mesela köylerde şefler ve bir nevi ihtiyar heyeti bulunuyor. Önemli kararlar her zaman köyün yaşlı erkekleri tarafından alınıyor. Aileler arasında ya da aile içinde çıkan anlaşmazlıklar dahi köyün yaşlıları tarafından çözülüyor. Büyük sorunları çözmek, bir nevi özür dilemek için inek hediye etmek en yaygın uzlaşma yollarından biri.
Ve Masailerin olmazsa olmazı dansları...
Aslında bir nevi kutlama bu danslar. Yeni bir çocuk doğduğunda, sünnet törenlerinde, evliliği onurlandırırken, bir yaşlıyı diğer âleme yolcularken, her seferinde tüm köy toplanıp dans ediyor. Üstelik en az 4- 5 saat sürüyor bu törenler. Turistik bölgelerde bu danslar, gelen turistlere para karşılığı yapılan bir gösteri niteliği taşısa da benim yaşadığım bölge gibi turizmden uzak olan yerlerde hayatın ta kendisi... Duyguları ifade etmenin en güzel yolu...