İstanbul Açık Hava Tiyatrosu binası, 1946 yılında düzenlenen bir yarışma sonucunda Nahit Uysal ve Nihat Yücel tarafından tasarlanıyor. Antik Roma ve Yunan uygarlıklarındaki açık hava tiyatrolarından esinlenilen proje kurgusunda şehrin ihtiyaçları ve konumun getirdiği gereklilikler ile bu dönemlerden daha farklı bir tiyatro yapısı ortaya çıkıyor.
Bu yarışma ve dereceye giren projeler dönemin Arkitekt dergisinde çizimleriyle birlikte ilan ediliyor. Birincilik ödülü kazanan projenin temeli 15 Temmuz 1946'da atılıyor ve böylece İstanbul'un kent hafızasında büyük bir yer tutacak olan Açık Hava Tiyatrosu'nun inşa süreci başlıyor.
Yarışmada gelen projeler değerlendirilirken orkestra ile seyircilerin arasında uygun bir mesafe bırakılmış olması ve tiyatronun kolaylıkla doldurulup boşaltılabilmesi detaylarına dikkat ediliyor.
İki ayrı blok olarak düzenlenen sahne arkasında iki kısmı birbirinden ayıracak dekorlar yerleştiriliyor ve gerekli durumlarda bu hareketli dekorlar kullanılarak sahnenin derinliği değiştirilebiliyor. Bu alanları sahne altından birleştiren bir geçit yer alıyor. Oyuncuların dinlenebilmesi için burada geniş bir mekan sağlanıyor ve ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir büfe de yine alana konumlandırılıyor.
Proje başında 5000 kişilik olması planlanan tiyatro, geçirdiği değişiklikler sonrasında 4000 kişiyi ağırlayabilecek şekilde kurgulanıyor.
Günümüzde Harbiye Açık Hava ya da Cemil Topuzlu Açık Hava olarak bilinen bu yapıda malzeme seçimi küfeki ve Uzunköprü taşından yana yapılıyor. Ahşapla kaplı olan oturma sıraları yerini zamanla plastik koltuklara bırakıyor.
İstanbul'un en geniş açık hava konserlerinin düzenlendiği ve tiyatro gösterimlerinin yapılabildiği Cemil Topuzlu Açık Hava'da Antik Yunan ve Roma tiyatrolarından esinlenilse de 105 derecelik yerleşimiyle bu iki dönemde yapılan klasik tiyatrolardan farklılaşıyor.
Fotoğraflar: 1. 2. Salt Araştırma – 3. 4. 5. Arkitekt Dergisi