Çorba, Osmanlı mutfağında çok önemli bir yer tutmaktadır. Çorbaların çeşitliliği ve lezzeti birçok yabancı yazar ve diplomatın günlüklerinde konu edilmiştir. Halkın ve sarayın beslenmesinde çorbanın yeri her zaman çok büyüktür. 15. yüzyıl itibariyle saray mutfağında kırktan fazla çorba çeşidi yapılmaktaydı. Halk arasında tahıl ve bakliyatlarla yapılmış olan çorbaya bazen de et ilave e…

Fihi Ma Fih aslında Mevlana Celalleddin Rumi‘nin çeşitli yerlerde yaptığı sohbetlerinin derlenmesiyle oluşan eserin ismidir. “Ne varsa içinde”, “Ne varsa onda var” anlamına gelmektedir. Aslında içerik olarak, evimizde mevsiminde bulunan yiyeceklerle yapılıyor olması vurgulanmıştır. Fihi Ma Fih çorbası içerisinde birçok faydalı bakliyat bulundurması sebebi ile çok besleyici ve doyurucu bir ç…

Afrika kökenli bir sebze olan bamya, Osmanlı’ya Habeşistan ya da Kongo'dan geldiği söylenir. Osmanlı'da bamyanın en iyisinin saray mutfağına getirilmesi için “bamyacıbaşı” diye bir memurluk kurulduğunu biliyor muydunuz? Taze ve kurusuyla yapılan yemeklerde kullandığımız bamya yüksek oranda lif, vitamin ve mineral içerir. Sinir ve sindirim sistemini koruyan, kolesterolü düzenleyen ve ba…

İlk olarak 15 yy.’da Kaygusuz Abdal’ın şiirlerinde geçiyor. 1540 yılına ait mutfak defterinde Bursa‘da saray için hazırlanan tarhananın yarma, buğday ve yoğurttan yapıldığı yazmaktadır. Bu tarhanaya başka herhangi bir malzemenin ilave edilip edilmediği yazılmamıştır. Tarhana çuvallarda üç yıl bozulmadan bekleyebildiği ve çorba yaparken kolaylık sağladığı için önemini uzun yıllar korumuştur. Son derece besleyici özelliğe sahip olan kıymalı tarhana küçükten bü…

Osmanlı Saray mutfağı lezzetlerinden sütlü badem çorbası Osmanlı'nın en sevilen ve vazgeçilmez lezzetlerinden bir tanesi. Kanuni’nin şehzadeleri Şah Cihangir ve Beyazid için Edirne’de düzenlediği sünnet törenlerindeki çanak yağması ziyafetinde yerini almıştır. Özellikle kış aylarında sofralarınızdan eksik etmeyeceğiniz çorbayı ister tavuk, ister et, dilerseniz de sebze suyu kullanarak yapabilirsiniz.

Osmanlı’da 40-50 takım ciğer ve bazı sakatatlar bir sırığa iple asılıp sokak sokak dolaşan ciğerciler tarafından satılırdı. Ciğerden Osmanlı mutfağında sarma, çorba, kavurma gibi birçok yemek yapılırdı. Evliya Çelebi seyahatnamesinde Arnavut aşçıların sattıkları sakatat yemeklerinin arasında ciğer köftesini de saymıştır. Dumanı üstünde ciğer çorbası buram buram Osmanlı kokuyor.