Evde bulunan parçalanmış ve diş izine sahip olan eşyalara kimin zarar verdiğini bulmak için oldukça kesin sonuç veren bir yöntem deneyen bu kadının bebeği bir aylık biberon cezasına çarptırması gerektiğine inanmaktayız.

Gün içerisinde kendimizi yorgun hissettiğimiz anlarda 5 dakika dinlenip geri uyanırız diyerek daldığımız uykunun bizlerde bıraktığı etki budur.

Biberonu ağzında dikmiş mamasını içiyor.

Arkadaşlarımız ile yatılı kalacağımız bir yere gittiğimiz zamanlarda veya aynı yer yatağında kalabalık bir ortamda uyumamız gerektiğinde içimizde bulunan birinin mutlaka şöyle bir yatış şekline sahip olması oldukça kaçınılmaz bir durumdur.

Ev içerisinde aile bireylerinin kendi aralarında yaptıkları işbölümü sonucunda özellikle yemek sonrasında bulaşıkları kaldırma görevinin herkesin kendi bulaşığını yıkadığı takdirde çok daha kolay bir hale bürünüyor olması ve bu durumdan bebeklerin de payına düşen görevi üstlenmeleri halinde nasıl bir manzara ile karşı karşıya kalacağımız daha iyi anlatılamazdı.

Gün içerisinde her ne kadar aksini iddia ediyor olsak da zaman zaman kendimizi oldukça yorulmuş, uykumuzun hiç olmadığı kadar üzerimizde büyük bir baskının kurduğunu hissettiğimiz anlarımız olmuştur. İşte tam da böyle anlar içerisindeyken sahip olduğumuz bu uykuyu biraz da olsa giderebilmek için 5 dakikalığına uykunun kollarına kendimizi bırakmak istesek ve bu konuda oldukça istikrarlı bir tavır sergileyeceğimiz inansak da kendimize engel olamayıp saa…

Kedilerin zaman zaman hiç beklenmedik şekillerde karşımıza çıkıyor oluşları bizleri artık şaşırtmıyor olsa da daha önce kimsenin kendini bebek zanneden bir kedi ile karşı karşıya kalmadığından da oldukça eminiz. Her ne kadar tatlı gözüktüğünü düşünsek de gece şöyle bir görüntüyle karşılaşmak bizleri öyle böyle korkutmazdı.

Bebeklerin hayatın içerisinde oldukça kolay bir şekilde ve rahat bir biçimde hayatlarını sürdürüyor olmaları her ne kadar bizler tarafından oldukça kıskanılan bir durum olsa da işte tam da bu noktada kıskançlığımızı geride bırakıp sonunda onların da çalıştığını göreceğimiz ve bu derdin kurtulacağımız bir içerik ile karşınızdayız.

Çevrenizde çocuk sahibi olan tanıdıklarınız varsa çok yakından bileceğinize inandığınız bir durum vardır ki o da özellikle küçük yaşlardaki çocukların, bebeklerin sık sık acıkıyor ve çevrelerinde buldukları her nesneyi, her eşyayı ağızlarına sokarak yemeye çalışıyor oluşlarıdır.

Eğer bir erkek kardeşiniz varsa sizlere oldukça aşina olduğunuz, hiç yabancı gelmeyecek bir durumdan söz edeceğiz. Özellikle mutfağa girip saatlerce uğraştığımız yemekler olduğu zamanlarda, akşam olup da yemek yiyeceğimiz anları iple çekmek bizler için oldukça alışıldık bir durumdur. Her ne kadar ailemizin bu yemeği beğenip beğenmeyeceğini gözlemlemek istesek de erkek kardeşimizin tepkisi bizler için zaten hazırda bekleyen bir şeydir.

Eğer çocukluk dönemlerimizi, gözlerimizin önünden geçirecek olsaydık, tüm o güzel anıları bir yanda, zil çaldıktan sonra kantine koşup sıra kapmaya çalıştığımız anlar başka bir yanda kalırdı. Bu anların bizlerde bu kadar derin ve hatırladıkça bizleri tekrar o günlere götürecek kadar yaralayıcı izler bırakmasının altında yatan sebep nedir? Bilemiyoruz. Fakat ne zaman bu anları yaşatacak görsellere, videolara denk geleceğimizi kestirmenin oldukça zor ol…

Sabahları bizleri en derin uykularımızdan koparan, en uykulu hissettiğimiz anlarda uykumuzu bölen, en güzel rüyalarımız ile aramıza duvarlar ören alarm sesleri hepimizin travması haline gelmiştir. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, kaç yıl geride kalırsa kalsın hayatımızda bir kez dahi kullandığımız bir alarm sesi varsa, bu sese denk geldiğimiz zamanlarda zihnimizde yankılanan stresin ayak seslerini duymamız bizler için kaçınılmaz bir hal alır.

Erken kalkmamızın gerektiği sabahlarda, bir önceki gece geç saatlere kadar sürecek işlerimizin olması, kendimizi uykusuz hissetmemiz hayatın bizlere oynadığı bir oyundur. Bizler için her ne kadar bu durum oldukça alışıldık bir hal almış olsa da, sabahları kendimizi çok yorgun, bitkin, çaresiz bir halde bulmamız da bir o kadar kaçınılmaz ve zorlayıcı bir durumdur. Böyle zamanlarda yaptığımız ilk iş kahveye, çaya sarılmak olsa da onların da bize bu durumda…

Hayalimizdeki huzurlu yaşamı sürdürmek, çoğu zaman stresten uzak, içsel bir huzur içinde geçen bir hayatı düşündürür. İşte tam bu noktada, tüm gelişim dönemlerini sakin bir uykuda geçiren bebeklerin yaşamları, bu hayalimizdeki huzurlu dünyayı yansıtıyor gibi görünüyor. Bebekler, dünyaya geldikleri andan itibaren büyük bir merakla çevrelerini keşfetmeye başlarlar. Ancak hayalimizdeki bu özel yaşam, bebeklerin sadece uyuyarak büyüdükleri ve geliştikleri bir d…

Herkesin hayatında zaman zaman karşılaştığı bir durum olan sabahları zor uyanmak ve özellikle pazartesi günleri işe gitmekte zorlanmak, birçok kişinin ortak tecrübesi haline gelmiştir. Uyanmak istememek genellikle uykusuzluk, stres veya motivasyon eksikliği gibi faktörlere bağlıdır. Ancak, bu durumu aşmak mümkündür. Uyku düzenini korumak, rahatlatıcı bir uyku ortamı oluşturmak ve güne daha olumlu bir bakış açısıyla başlamak, uyanmak istememe durumun…

İş başındayken, mesai saatleri içerisinde saat 13:00'a yaklaştığında midemize bastıran ağırlık ile kendimize söylediğimiz yemeğin hayalini uzun süre zihnimizde muhafaza etsek de, kendimize çok da fazla hakim olamayıp, işimizi yarım bırakıp, midemizi doyurduktan sonra işe devam ederiz düşüncesiyle yemeğin başına otururuz. Yemek yedikten sonra daha dinç, daha istekli bir şekilde işin başına oturacağımızı düşünsek de, yediğimiz yemeğin üzerimize bir ağırlık çöktürmesi …

Hepimizin ailesinin aşılmasını katiyen istemediği katı kuralları vardır ve çoğumuzun evinde bu kuralların başında “evde hayvan beslenemez” kuralı gelir. İstisnasız her evde bu konu en az bir kere gündeme gelmiş ve yine mutlaka en az bir kere annemiz ya da babamız tarafından reddedilmiştir ama bu çatışmanın galibi bu konuda ısrarcı olup, istediği kediyi kolundan tutup eve sokan çocuklar olurlar. Bu bir tavsiye değildir ama biz size işin kuralını söylüyoruz.…

Dünyanın en güzel işi gibi gözükse de bir tanesini yerleştiremesek oturur ağlardık.

Sabahları yeni uyanmış halimiz bu kadar güzel görünse başka derdimiz olmazdı. Bu şirinliği de bebeklere kaptırdık.

Ardahan'ın Posof ilçesinde yaşayan Turgay Akgüz, anneleri ölen ikiz keçileri sobanın başında biberonla besliyor. İlçeye bağlı Uluçam köyünde besicilikle uğraşan 51 yaşındaki Akgüz, doğum yaptıktan hemen sonra anneleri ölen iki yavruyu eliyle besliyor. Akgüz, diğer keçilerden sağdığı sütle günde 3 kez biberonla beslediği iki yavruya, evindeki sobanın başında adeta bebek gibi bakıyor. Ev ortamını mesken edinen ikizler, acıktıklarında Akgüz'ün peşinden ayrıl…