Ezberi bozan kent: Tiran
Yunanistan sınırından Arnavutluk'a adımınızı atar atmazüç şey çarpıyor gözünüze; Amerikan hayranı bir halk, yıllarsüren savaşın izleri ve alabildiğine yoksul köy ve kasabalar. Buezberi bozan tek şehir ise başkent Tiran!
Arnavutluk'a gitmek üzere Yunanistan'ın kuzeybatısını, yani Batı Makedonya'yı kara yoluyla kat etmek, arazileri kıraç köy ve kasabalardan geçmek, birkaç saatlik bu seyirde sanki 30 - 40 yıl önce donup kalmış bir zamana tanıklık etmek demektir.
Bu coğrafyada sizi şaşırtacak tek şey, deri ticareti sayesinde yüzyıllar boyu zenginlik yaşamış, kısmen bu refahını sürdüren Kastoria il merkezi. Elli bin civarında nüfusa sahip bu yer, küçük tepelere doğru kat kat yükselen evlerinin gölgelerini Orestiada Gölü'ne düşürür. Kimileri bu şirin kasabayı bizim Sinop'a benzetir, haksız da sayılmazlar. Öte yandan Osmanlı’nın yüzlerce yıl Kastoria'ya Kesriye demesinin tek şahidi, ansiklopedi maddeleri değil zamanın yıkıcılığına direnen tarihi evleridir.
Bir gece konaklamak isterseniz
Bu şirin kasabada bir gecelik nefeslenme arzulayanlar için söyleyelim. Bu yapıların bazıları, şu sıralar butik otel olarak kullanılıyor ve misafirlerine oda + kahvaltı şeklinde yaklaşık 250 liradan başlayan fiyatlarla hizmet veriyor.
Fakat biz yoğun programımızdan ötürü böyle yapamıyoruz. Bir temaşa keyfi olarak bizi mest eden kasabada, Türk kahvemizi yudumluyor, göldeki ördek ve kuğulara poşetlerdeki yiyecekleri paylaştırıyor ve Arnavutluk sınırına doğru yola devam ediyoruz.
Yoksulluk daha sınırda başlıyor
Yaklaşık bir saatlik yolculuktan sonra sınırın Arnavutluk tarafında pasaportlarımızı teslim ediyoruz. Selanik - Kastoria arasındaki bölge gelişmemiş geri kalmış bir alan, bir de Arnavutluk'un Kakavia sınır kapısından geçince düpedüz geri kalmışlık olarak hissettiriyor kendini. Başkente kadar tek tük mahalleler ve evler, Avrupa'nın dört bir yanına dağılmış gurbetçi Arnavutlara ait. Ülke içinde ilerledikçe arazi giderek dikleşirken, enfes doğa manzaralarının bile gizleyemediği yakın savaşlardan kalan makinalı tüfek mevzilerini fark ediyoruz.
Bir başka ilginç şey ise birçok ev ve benzinlikte asılı Amerikan bayrakları ve Bill Clinton posterleri. Bu durum, Arnavutlar'ın "kurtarıcı" olarak ABD'ye bir şükran ifadesi olarak değerlendiriliyor.
Sağımızda Ohrid Gölü kıyılarını takip ediyor, giderek dikleşen tepelerde kıvrılarak saatlerce yol alıyoruz. İki kez mola verdiğimiz yorucu yolculuk sonrası, önce mutfağımıza meşhur Elbasan Tava'yı armağan etmiş olan Elbasan şehrine, sonrasında da Arnavutluk'un başkenti Tiran'a ulaşıyoruz.
Ülkenin tek modern şehri
Yoksul ülkenin başkenti Tiran, modern gökdelenleri, meydanları, uluslararası şirket binaları, alışveriş merkezleri, restoran ve kafeleriyle Arnavutluk'un çağa ayak uydurmuş tek şehri.
Caddelerde ve dükkânlarda birçok kişinin Türkçe biliyor olması, bizim damak tadımıza uygun yemekleri, şehrin merkezinde Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yaptırılan Balkanlar'ın en büyüğü Namazgâh Camii'nin ilerleyen inşaatını görmek, üzerinizdeki yabancılık duygusunu çabucak atmanızı sağlıyor.
Fakat Tiran'a damgasını vuran inanç temelli rekabette Namazgâh Camii tek dini yapı değil. Hıristiyanlar da Namazgâh Camii ile İskender Bey Meydanı arasında İsa'nın Dirilişi adlı modern ve grotesk bir kilise inşa etmişler. İki büyük dini yapı, umarız farklılıkların körüklendiği değil şehirdeki inanç destekli ve temelli hoşgörünün de güvencesi olur.
Rahat, şirin ve tanış bir şehir
Tiran, bizimkileri göre bir hayli küçük bir şehir. Ülkenin tüm nüfusu 3 milyon. Bu nüfusun altıda biri yani 500 bini başkentte yaşamakta. Bu yüzden Tiran'da spesifik bir keşif gezisi fazla zamanınızı almayacaktır.Biz bu bilginin verdiği rahatlıkla her yere yürüyerek gidiyoruz. Kısa bir yürüyüşten sonra vardığımız ilk önemli yer İskender Bey Meydanı (Sheshi Skënderbej). 40 bin metrekarelik bu meydan, adını 1968 yılında almış. İskender Bey ise malum, Arnavutlar'ın ünlü halk kahramanı. 1468'de ölene kadar Osmanlı'ya kök söktürmüş bu derebeyi, şimdi Arnavutluk milliyetçiliğinin sembol ismi. Başkente dair ilk gözlemimiz; geçen uzun zaman, bize aşina birçok hatıra bırakmış Tiran'da.