Ege'nin romantiği: Santorini
Doğal bir felaket, ardında böylesine bir güzellik bırakabilir mi? Ege takımadasının en romantik prensi Santorini, binlerce yıl önce patlayan yanardağıyla son şeklini almış. Kırmızı-beyaz ve siyah renkli kumlarıyla adını verdiği plajlar, adanın rengine renk katmış.
Yunan adalarının her birinin farklı bir özelliği var. Hiç şüphesiz ki en farklı olanı; gezginlerden en çok adını duyacağınız Santorini! Tarihte bilinen en büyük volkanik etkinliklerinden biri sonucu şekillenen Santorini Adası, MÖ 1650- 1450 yılları arasında püskürmeye başladı ve nihayetinde bugün ki şeklini aldı.
Âşıkların başkenti
Bir uçurumun üzerine kurulan ada, güneşi öylesine selamlıyor ki Santorini, bu özelliğiyle evlilik teklifi etmek isteyenlerin neredeyse başkenti haline geliyor. Adanın özellikle 2 farklı ucundaki güneşin batışını izleme terasları tıklım tıklım turist kaynıyor. Seremoni olarak da güneş battığında alkışlar eşliğinde uğurlanan güneş, yerini tutulan dileklere bırakıyor.
Bu özelliğiyle "romantik ada" unvanını alan Santorini, doğal olarak çiftlerin de gözde mekânı...
Görünüm olarak genelde beyaza boyalı evleri ve begonvilli balkonlarıyla Bodrum’u andıran Santorini, sönmüş bir yanardağ olduğu için yapısı itibariyle Bodrum gibi yeşilin her tonunu barındıramıyor. Tarihte yaklaşık 300 yıl Osmanlı himayesinde kalan ada, ardından Yunanistan’ın himayesine girmiş olsa da, kültür ve mimari olarak Osmanlı’nın çok fazla etkisi görünmüyor. Eğer tüm bu özellikler ilginizi çektiyse ve adaya gitmeye karar verdiyseniz Santori’de sizi bekleyen güzellikleri ve gezi sırasında işinize yarayacak püf noktalarını paylaşma vakti de gelmiş demektir.
Motor kullanabiliyorsanız, adaya indiğinizde çok işinize yaracaktır. Yolların dar olması ve adanın küçük olması sebebiyle motorla hızlıca adayı keşfedebilirsiniz.
Diğer bir alternatif olarak ise, ATV kiralayabilirsiniz.
Belediye otobüsleriyle de ulaşım mümkün ancak adanın tamamını keşfetmek istiyorsanız, motor ve ATV’ye ek olarak araba kiralayarak da gezinize başlayabilirsiniz.
Deniziniz ne renk olsun? Kırmızı mı? Beyaz mı? Siyah mı?
Sabahın erken saatlerinde ada sahillerine indiğinizde 3 farklı renkteki plaj, sizi zor bir tercihe sürükleyebilir. Adı "Red-White-Black" olarak geçen "Kırmızı, Beyaz ve Siyah" plajlar, gerçek manada isimlerinin karşılığını veriyorlar...
Eğer tek gününüz var ise ve tüm plajları görmek istiyorsanız önce Siyah ardından Kırmızı, son olarak da Beyaz renkli plajları takip edebilirsiniz.
- Black Beach (Siyah Plaj)
- Uzun bir sahil şeridinde yer alan Black Beach’te, yan yana dizili işletmelerden birini seçip önünden denize girebilirsiniz. Her ne kadar wi-fi ücretsiz deseler de, plajda internet asla çekmiyor. Simsiyah taşların bezeli olduğu deniz, farklı bir deneyim yaşamak isteyenler için ideal...
- Red Beach (Kırmızı Plaj)
- Belki de dünyanın en farklı denizlerinden biri burası... Ulaşım bir yerde bitiyor ve geri kalan kısmı tırmanarak geçmeniz gerekiyor. Küçük bir tepeyi zorlu yollarla aşıp aşağı indikten sonra kıpkırmızı bir dağın altında içi kırmızı taşlarla dolu bir plajda denize girmek oldukça farklı bir deneyim. Durmadan fotoğraf çekilmek isteyeceğiniz bu plaj şüphesiz size sosyal medyada yüksek bir "like" sayısı olarak geri dönecektir.
- White Beach (Beyaz Plaj)
- Bu denize ulaşmak için önce kırmızı plaja ulaşmanız gerekiyor. Bu aşamayı tamamladıktan sonra burada bir süre denize girebilirsiniz. Bu sahile yaklaşık 45 dakikada bir küçük motorlar geliyor, sizi Kırmızı Plaj’dan Beyaz Plaj’a götürüyor. Burada da isminden anlaşılacağı gibi bembeyaz kumlar içerisinde eşsiz suyu ile denizin farkını hissedebilirsiniz. Kırmızı Plaj’dan yaklaşık 10 Euro karşılığı gidip gelebiliyorsunuz.
Evlilik teklifi etmek isteyenlere...
Deniz keyfi bittiyse fazla oyalanmadan akşamüstü Fira ya da Oia’ya doğru yol almanız gerekiyor. Batacak olan güneş, hiç şüphesiz yaşamınızın sonuna kadar hafızanızda yer edecek. Çok fazla fotoğraf çekmek isteseniz de, unutmayın anı yaşamak her şeyin ötesinde...
Eğer ki planınızda evlenme teklifi varsa, burası teklifiniz için tam yeri ya da balayındaysanız bu güzellik size "iyi ki evlenmişim" dedirtecek cinsten...
Tadılmalı: Yaprak kapari, Sıcak fava Güneşi de batırdıysak ne yapalım? Yemek zamanı...
Fira ve Oia da muhteşem manzaralı restoranlar uzun sıralar boyunca sizi bekliyor. Güneş nöbetini aya devrettiği zaman denize vuran ışığıyla, o zamana kadar hissetmediğiniz duyguları yaşatacak size. Sıra boyunca farklı fiyat kategorilerinin yer aldığı muhteşem manzaralı restoranlarda unutulmaz bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Eğer ekonomik bir akşam yemeği isterseniz merkezdeki fastfoodçular size eşlik edecektir. Balık, kebap ve benzeri yiyecekleri bulabileceğiniz Santorini’de özellikle yaprak kapari ve bildiğimiz lezzet fava, sıcak sunumu ile damağınızda ilginç bir lezzet bırakacak.
5 yıldızlı otel ve tatil köyü yok!
Santorini’de büyük 5 yıldızlı oteller ya da tatil köyleri yok. Daha çok pansiyon tarzı yerlerin olduğu ada da eğer bütçenizi geniş tutarsanız kayadan yapılan, çoğunun önü havuzlu, denize karşı butik otellerini tercih edebilirsiniz. Bu otellerde kalırsanız hiç şüphesiz ki gün batımını en iyi şekilde izleyebilirsiniz.
Eşek taksi
Kaç gün kalmalıyım sorusuna ideal olarak 2 gün cevabı uygun olacaktır. Mykanos gibi eğlence hayatı olmayan ada da yer alan köyleri de gezebilirsiniz. Amoudi, Oia köyüne ayrıca "eşek taksi"yle de gidebilirsiniz. İstanbul’daki adalarda nasıl atlar taksi olarak kullanılıyorsa Yunan Adaları’nın çoğunda da nostaljik tarzda ulaşım sağlamak için eşek taksileri tercih edebilirsiniz... Bir hayli dik olan Oia’ya ayrıca teleferikle de ulaşabilirsiniz.
Kalbim Santorini’de kaldı
Hediyelik eşyalarınızı ve enfes zeytin yağlarınızı da aldıysanız Ege’nin romantik adası Santori’den ayrılırken, sonraki yıllarda tekrar geri dönebilmek için kalbinizin bir parçasını burada bırakacaksınız.