Buzun ve ateşin çağrısı: İzlanda

SEVİL MERT
Abone Ol

Ateşin ve buzun ülkesi olarak anılan İzlanda,Avrupa’nın en kuzey noktası. Ülkenin büyük birkısmını buzullar oluştururken, tektonik olarakçok hareketli bir yapısı olması nedeniyle deülkenin zemini kaynıyor. Gayserler, kaplıcalarbu sıcak zeminin sonuçları. İzlanda coğrafiolarak da çok özel bir noktada, Avrupa kıta anakarası ile Amerika kıta ana karasını ayıran yarıkİzlanda’dan geçiyor ve bu yarık her yıl ayrılmaya,bu iki koca kıta birbirinden uzaklaşmaya devamediyor.

Doğayı sevenler için tam bir cennet olan İzlanda, tarih ve kültür arayanları bir miktar hayal kırıklığına uğratabilir. Binlerce şelale, siyah renkli kumsalları, devasa buzulları ve tam tersine içinizi ısıtan kaplıca ve gayserleri ile bildiğimiz dünyadan çok farklı bir yer burası.

İzlanda pahalı mı?

İzlanda ulaşılmasının zor olması ve doğal kaynaklarının kısıtlı olması nedeniyle oldukça pahalı bir ülke. Sadece seyahat edenler için değil, orada yaşayanlar için de.

İzlanda, kuzeyinde Arktik Okyanusu ile çevrilidir.

  • • İzlanda’ya seyahat planı yaparken yanınızda yiyecek götürmeyi düşünebilirsiniz. Böylece masraflarınızı bir miktar azaltabilirsiniz. Bonus veya Netto adındaki ucuzluk marketleri hemen hemen her şehirde bulunuyor, oralardan alışveriş yaparak yemek işinizi halletmeyi de değerlendirebilirsiniz.
  • • Konaklama maliyetinizi düşürmek için çadır, kamper denen yarı/karavan veya ev konaklamalarını tercih edebilirsiniz.
  • • İzlanda’nın en güzel yanı görülecek yerlerin çoğu için giriş ücretinin olmaması. Bunun yanında bütün tuvaletlerin paralı ve 2 Euro olduğunu belirtmekte fayda var.
  • • İzlanda coğrafyası oldukça büyük, toplu taşıma seçenekleri ise kısıtlı, bu nedenle seyahat etmek için araç kiralamak en yaygın yöntem. Biz Lotus Car Rental adlı firmadan aracımızı kiraladık ve son derece memnun kaldık.

İzlanda’ya gitmek için en iyi zaman

Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde volkanik bir ada üzerinde kurulmuş ve çevresindeki birçok küçük adadan meydana gelmiş bir devlettir.

İzlanda’ya gitmek için en iyi zaman dilimi ise, ne görmek istediğinize göre değişiyor. Eğer kuzey ışıklarını görmek istiyorsanız Eylül-Mart ayları arası; balinaların göçünü ve Puffin kuşlarını görmek istiyorsanız, Mayıs-Ağustos arasında İzlanda’ya gidebilirsiniz. Mayıs-Ağustos İzlanda’nın turistik açıdan en yüksek yani kalabalık olduğu dönem bu nedenle gittiğiniz yerlerde bolca turist görmeye kendinizi alıştırmanızda fayda var. Ben Eylül’de havalar çok soğumadan gidip kuzey ışıklarını görme şansı yakaladım.

İzlanda'da mutlaka görülmesi gereken yerler

Thingvellir Ulusal Parkı ve Silfra

Masallar diyarı Lapland
SkyRoad

Golden Circle rotasında görülecek ana durakların başında Thingvellir Ulusal Parkı geliyor. Burası Kuzey Amerika kıta ana karası ile Avrupa kıta ana karasının kırılarak ayrıldığı yarığın olduğu yer, bu yarığa Silfra adı veriliyor. Yarığa yukarıdan bakabileceğiniz gözlem noktası, yakından bakabileceğiniz izleme noktası park içinde yer alıyor. Ayrıca Silfra yarığında dalış veya şnorkel de yapabiliyorsunuz.

Bu parkın bir özelliği de dünyadaki ilk parlamentonun M.S. 930 yılında Vikingler tarafından burada toplanmış olması. Bu özellikleri ile Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Gayzer – Geysir

Gayzer kelimesi Golden Circle üzerinde yer alan gayzerden adını almış. İzlanda’nın sembollerinden biri haline gelmiş olan bu gayzer Golden Circle’ın önemli duraklarından biri. Haukadalur Vadisi üzerinde bir büyük, pek çok irili ufaklı olmak üzere gayzerlerin bulunduğu bir alan burası.

Gayzer, kesintili bir biçimde sıcak su ya da sıcak buhar fışkırtan, kükürt yayan kaynarcadır.

Gullfoss Gullfoss

İzlanda’daki en meşhur şelalelerden biri. Golden Circle içinde yer alması nedeniyle çok sayıda ziyaretçi çekiyor ve gerçekten bu ilgiyi hak ediyor. Farklı katmanlarda kırılması ile kat kat bir şelale Gullfoss. Foss, İzlanda dilinde şelale demek, bütün şelaler foss ile bitiyor bu nedenle. Gullfoss çevresinde çok sayıda seyir terası var. Şelalenin daha yakınındaki teraslar sizi sırılsıklam ıslatırken şelaleyi yukarıdan gören teraslar büyük resmi görmenizi sağlıyor.

Blue Lagoon

Blue Lagoon, İzlanda'nın güneybatısında yer alan bir jeotermal kaplıcadır.

İzlanda’nın en popüler ve tabii ki turistik noktası Blue Lagoon. Bu popülaritesini kesinlikle hak ediyor. Lagüne yaklaşırken daha uzaktan göğe yükselen buharı görmek mümkün. İzlanda’da gördüğüm en büyük otoparka girdiğinizde yer bulmak için iki tur atmanız gerekebilir, ki biz yüksek sezonun sonunda gittik. Yaz aylarındaki kalabalığı düşünmek dahi istemiyorum. Blue Lagoon’daki sıcak su havuzlarında bütün gününüzü geçirebilirsiniz.

Seljalandsfos

Seljalandsfoss İzlanda’da gördüğümüz ilk yüksek şelale idi, arkasına dolaşıp sırılsıklam ıslandığımız yetmezmiş gibi, bir de çılgınca bastıran yağmura aldırmadan Seljalandsfoss’tan yarım kilometre kadar ilerideki Gljufrabiu şelalesine yürüdük ki, iyi ki yürümüşüz, suyun kayayı delerek açtığı delik ve şelalenin görüntüsü muhteşemdi.

Seljalandsfoss İzlanda'daki bir şelaledir.

Skogafoss

60 metre yüksekliği ve 23 metre genişliği ile İzlanda’nın en büyük şelalelerinden de biri Skogafoss. Şelalenin yanına yaklaştıkça gücünü daha da fazla hissediyorsunuz, yaklaştıkça su serpintileri insanı sırılsıklam ediyor. Ama bu serpintiler harika gökkuşakları oluşmasını da sağlıyor. Büyüleyici Skogafoss gördüğünüz İzlanda fotoğraflarının muhtemelen yarısında vardır. Diğer yarısı da Blue Lagoon’dur muhtemelen.

Godafoss

Goðafoss, Kuzey İzlanda'da bir şelaledir

Godafoss şelalesinin İzlanda tarihi açısından efsanevi bir önemi var. M.S. 1000 yılında bölgenin yöneticisi Hıristiyanlığı kabul ettiğini açıklıyor ve bunu ispatlamak için evindeki Pagan heykellerini bu şelaleye atıyor. Bu olaydan sonra Hıristiyanlık adada kabul görüyor.

Solheimasandur

1973’te Amerikan ordusuna ait bir uçak yakıtı bittiği için İzlanda’nın güney kıyılarına zorunlu iniş yapmak zorunda kalmış. Uçaktaki herkes sağ salim kurtulmuş ancak uçağı oradan almak neredeyse uçak maliyetine geldiği için uçağı oracıkta bırakmışlar. Bir süre sonra uçağı görmeye gelenlerin sayısı artınca burası turistik bir nokta haline gelmiş.

Kuzey ışıklarının gözde rotası: Tromsø
SkyRoad

Dyrholaåey ve Reynisfjara

İzlanda’nın tamamı volkanik olduğu için bütün sahiller siyah ancak Reynisfjara bazalt taşlarından oluşmuş olan mağarası ve plajın sonundaki denizin içinde dikilen üç kayası ile çok enteresan bir yer. Bu nedenle de çok turistik bir nokta. Kesinlikle ününü hak ediyor, hem bazalt kaya oluşumlarına hem de siyah sahile, hem de uzaktan hayal meyal görünen Dyrholaåey arkına bayıldık. Dyrholaåey sahilin bir ucuyken Reynisfjara öbür ucu ancak yürüyerek ulaşamayacağınız kadar uzun, simsiyah bir sahil burası.

Reynisdrangar, 1991 yılında dünyanın en güzel tropik olmayan on plajından biri olarak derecelendirilen siyah bir kum plajı ile çerçevelenen bazalt deniz yığınlarıdır.

Jökulsarlon

İzlanda’nın simgelerinde bir diğeri de Jökulsárlón, İngilizcesi Glacier Lagoon. Devasa bir buzul, dilini denize doğru uzatmış. Buzulun denize en yakın olduğu noktada bir lagün oluşmuş. Burası İzlanda’daki çok sayıdaki buzul gölünden biri. Ve tabii en ünlüsü. 150 metreye varan derinliği ile de İzlanda’nın en derin üçüncü gölü olma özelliği taşıyor.

Dettifoss ve Selfoss

Dettifoss, Kuzeydoğu İzlanda'daki Vatnajökull Milli Parkı'nda bir şelaledir ve Ren Şelaleleri'nden sonra Avrupa'nın en güçlü ikinci şelalesi olarak bilinir.

Avrupa’daki en güçlü şelale olduğu söylenen Dettifoss, ülkenin kuzeyinde olmasında rağmen Vatna Buzulu’ndan eriyen buzların bu şelaleyi beslediğini söylemek gerek. Dettifoss ile aynı vadi üzerinde, sadece 500 metre kadar yukarısında ise Selfoss yer alıyor. Dettifoss çok daha büyük ve ihtişamlı görünse de şekli itibariyle ben Selfoss’u daha çok beğendim.