Taliban’ın arka plandakikliği: Hakkani Ağı

SİBEL KILIÇ
Abone Ol

Hakkani Ağı uzun süredir Batılı devletler tarafından El Kaide ve diğer cihadi örgütlerle bağlantılı olmakla suçlanmış ve "terörist" olarak mimlenmişken, Taliban'ın Afganistan’da hakimiyetini ilan etmesiyle ülkede değişen dengeler, Hakkani Ağı’nı ileride tüm dünya tarafından tanınması muhtemel bir devletin bileşeni haline getirmiş oldu.

ABD’nin en çok arananlar listesinde yer alan, üyelerinin başına ödüller konan Hakkani Ağı; geçtiğimiz ağustos ayında Taliban’ın Kabil’i ele geçirerek Afganistan’a hakim olmasıyla birlikte kurulan yeni hükümetin; politik, ekonomik ve askerî kanadında sözü geçen bir yapı olarak dikkatleri çekiyor.

“Dünya,vaatlerimizin sözde kalmadığını görecek”
Mecra

  • Taliban’ın Kabil’i ele geçirdikten sonra şehrin güvenliğini, ABD tarafından “terör örgütü” olarak tanımlanan ve ülkedeki yabancı güçlere yönelik çok sayıda şok edici saldırıdan sorumlu tutulan Hakkani Ağı’na emanet etmesi ise gözlerin bir kez daha bu yapıya çevrilmesine neden olmuştu.

Kabil'in Taliban tarafından ele geçirilmesiyle şehrin güvenlik şefi olarak görevlendirilen Halilurrahman Hakkani cuma günü bir camide halka sesleniyor.

Afganistan mücadelesinin önemli komutanlarından Celaleddin Hakkani tarafından kurulan yapılanma, başta Pakistan olmak üzere farklı ülkelerden sağladığı destekle Sovyet işgaline karşı verdiği mücadelerle bilinirlik kazanmıştı. Taliban’ın yükselişiyle birlikte, Celaleddin Hakkani, kurduğu yapıyı Taliban milisleriyle birleştirdi fakat öte yandan Hakkani Ağı hâlâ belli ölçüde özerk bir yapıydı.

“Afganistan’ı okurken, ezberlerden kurtulmalıyız”
Mecra

  • Milis sayısının 3 binle 10 bin kişi arasında olduğu tahmin edilen “Hakkani Network/ Hakkani Ağı”; ABD işgaline karşı yürütülen mücadelelerde de ön plana çıkmış ve her ne kadar büyümesinde ABD’nin desteği olduğu ileri sürülse de gün sonunda, işgal birliklerine karşı düzenlediği sarsıcı saldırılar nedeniyle ABD’nin hedefi haline gelmişti. Geçtiğimiz haftalarda Taliban Sözcüsü Abdülhak Hammad’ın bir televizyon programında da belirttiği üzere “Hakkani Ailesi” 57 üyesini ABD’ye karşı verilen savaşlarda kaybetti.

Bedrî 313: Taliban ordusunun bordo berelileri
Mecra

Hakkani Ağı uzun süredir Batılı devletler tarafından El Kide ve diğer cihadi örgütlerle bağlantılı olmakla suçlanmış ve 'terörist' olarak mimlenmişken Afganistan’da Taliban'ın hakimiyetini ilan etmesiyle ülkede değişen dengeler Hakkani Ağı’nı ileride tüm dünya tarafından tanınması muhtemel bir devletin bileşeni haline getirmiş oldu.

Geçmişten günümüze Hakkani Ağı’nın baş aktörleri

Celaleddin Hakkani

Hakkani Ağı'nın kurucusu Celaleddin Hakkani Afganistan'ın Host şehrinde Peştu Zadran Aşireti'ne bağlı bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Peşaver’deki Daru-l Ulum Hakkaniye'de eğitimini tamamladığında "Mevlevi" unvanını almış ve ardından Afganistan'a dönerek 1970'lere tekabül eden bu zaman zarfında İslami faaliyetlerine başlamıştı. Bu İslami faaliyetlerinin en önemli sonuçlarından biri sayılabilecek olan Kuzey Veziristan’ın Gulam Han kasabasında kurduğu medresenin ise bugün hâlâ faal durumda olduğu söyleniyor.

Hakkani Ağı'nın kurucusu Mevlevi Celaleddin Hakkani (en önde).

  • 1978'te Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal etmesi üzerine başlayan savaşa katılan Hakkani, komuta ettiği silahlı grubuyla Sovyetlere karşı mukavemet gösteren önemli bir komutan olarak nam salmıştı. Yabancı savaşçıları Afganistan'daki işgal karşıtı mücadeleye davet eden Celaleddin Hakkani, yabancı savaşçılarla kurduğu ilişkiler nedeniyle de işgal karşıtı mücadele için oldukça kilit bir öneme sahipti.

Filistin’den Peşaver’e
Mecra

1992'de Afganistan’da hüküm süren komünist kukla devletin yıkılmasıyla kurulan yeni yönetimde kendisine adalet bakanlığı görevi verilmişti. Fakat Mücahitler arasında yaşanan anlaşmazlık üzerine Celaleddin Hakkani tarafsız kalmayı seçerek doğduğu vilayet Host’a çekildi.

Celaleddin Hakkani, başında bulunduğu silahlı grubun şekillenmesinde önemli rol oynayan kararı ise yeni bir oluşum olarak ortaya çıkan Taliban’a katılarak 1995’te vermiş oldu. Taliban iktidarında çeşitli bakanlıklarda görev alan Hakkani, zamanla Taliban içinde önemli bir güç merkezi haline gelecekti.

Celaleddin Hakkani'nin savaş yıllarında namaz kılarken çekilen bir fotoğrafı.

  • 2001’de bu kez ABD işgaline karşı verilen savaşta yer alan Celaleddin Hakkani, ailesiyle birlikte işgal karşıtı mücadelenin en önemli ve en güçlü ağlarından biri haline gelmişti. 7 oğlundan 4’ünü bu uğurda kaybeden Hakkani’nin oğulları Ömer Hakkani (ö.2008), Muhammed Hakkani (ö.2010), Bedreddin Hakkani (ö.2012) ve Nasiruddin Hakkani (ö.2013) ABD tarafından öldürülmüştü.

En küçük oğlu Enes Hakkani, Bagram Cezaevi’nde hücre cezası çekerken ve tarihler 3 Eylül 2018’i gösterirken Celaleddin Hakkani, 79 yaşında hayatını kaybetti.

“Afganistan’ınmanevî iklimi çok lezzetli”
Mecra

Siraceddin Hakkani

Babasının sağlık sorunları nedeniyle yıllar önce Hakkani Ağı’nın başına geçen Siraceddin Hakkani, Kabil’de ve farklı şehirlerde işgal güçlerine karşı oldukça ses getiren pek çok saldırıyı komuta etti. ABD güçlerini oldukça zorlayan bu saldırıların sonunda ise Hakkani Ağı, Eylül 2012’deABD’nin terör listesine girmiş oldu. Örgüt mensupları tarafından “Halife Sahib” olarak anıldığı bilinen Siraceddin Hakkani,2016 yılında, Taliban’ın ikinci lideri olan Molla Ahtar Mansur’un ölümüyle başa geçen Molla Heybetullah Ahundzade’nin üç yardımcısından biri olarak atanmıştı.

ABD'nin en çok arananlar listesinde yer alan ve başına 10 milyon dolar ödül konulmuş olan Siraceddin Hakkani'nin yan profilden çekilmiş bu görüntüsünden başka bir görüntüsü bulunmuyor.

Son açıklanan görevine kadar, kendisinin uzun yıllar boyunca Hakkaniler için ikinci bir ev haline gelen Pakistan'ın Paktiya eyaletinden Taliban’ın kalesi sayılan Doğu Afganistan’ın güvenliğini sağlamakla görevli olduğu biliniyordu. Şimdi ise ilan edilen geçici hükümetin “iç işleri bakanı” olarak görevli. Başına 10 milyon dolar konulan Siraceddin Hakkani hâlâ ABD’nin terör listesinde yer alıyor ve bu duruma karşı Taliban yetkilileri sert eleştiriler yönelterek “ABD’nin Doha Anlaşması’nı ihlal ettiğini” ileri sürüyor.

Taliban: "ABD Doha Anlaşması'nın gereklerini yerine getirmiyor"
Mecra

Halilurrahman Hakkani

Celaleddin Hakkani’nin kardeşi Halilurrahman Hakkani ise Kabil’in Taliban tarafından ele geçirilmesinin ardından şehrin güvenlik şefi olarak görevlendirilmişti.

Celaleddin Hakkani'nin kardeşi ve yeni kurulan Taliban hükümetinde muhacirler bakanı olarak görev alan Halilurrahman Hakkani.

Geçmişi Afganistan’daki ABD birliklerine karşı tasarlanmış ölümcül saldırılarla dolu olan Halilurrahman Hakkani, 2011 yılından beri Washington’un ve Birleşmiş Millet’lerinterör listesinde bulunuyor. Başına 5 milyon dolar ödül konulmuş olan Halilurrahman Hakkani, geçtiğimiz ay açıklanan Taliban hükümetinde “muhacirler bakanı” olarak görev aldı. ABD ise “terör listelerinde” yer alan Siraceddin Hakkani ve Halilurrahman Hakkani’nin yeni kurulan hükümetin kabinesinde görev almasından dolayı “endişeliyiz” açıklamasını yapmıştı.

Enes Hakkani

Celaleddin Hakkani’nin en küçük oğlu olan Enes Hakkani, Taliban’ın Kabil’i ele geçirdiği ve ülkede hakimiyetini ilan ettiği süreçte Kabil’de bir yönetim sistemi kurma çabalarına öncülük eden isimlerdendi.

Celaleddin Hakkani'nin en küçük oğlu ve Hakkani Ağı içinde önemli bir yere sahip olan Enes Hakkani. Kendisinin tüm siyasi ve askeri faaliyetlerinin yanı sıra şair, yazar ve hatip olduğu da biliniyor.

  • Taliban’ın baş müzakerecilerinden birisi olarak bilinen Enes Hakkani, bugüne kadar örgüt adına Hamid Karzai başta olmak üzere, Afganistan Barış ve Ulusal Uzlaşma Yüksek Kurulu Başkanı Abdullah Abdullah ve Afgan-Rus Savaşı yıllarının önemli komutanlarından Gülbeddin Hikmetyar gibi pek çok önemli isimle müzakereler gerçekleştirmişti.

Hamid Mir gibi bölge siyasetine hakim gazetecilere göre ise Enes Hakkani, Taliban cephesinin eğitim ve donanımıyla en parlak isimlerinden birisi. Enes Hakkani, Abdulkahhar Belhi gibi isimlerle birlikte Taliban’ın genç ve etki gücü yüksek yeni neslini temsil ediyor.

1994 doğumlu Enes Hakkani, 2014 yılında ABD tarafından, kimi kaynaklarda geçen bilgilere göre, “Hakkani ailesi mensubu olması” gerekçe gösterilerek Bahreyn’de tutuklanmış ve dönemin Afganistan hükümetine teslim edilmişti.

Enes Hakkani'nin cezaevi yıllarına ait bir fotoğraf.

  • Kötü şartları ve işkenceleriyle nam salmış Bagram Hapishanesi’nde 5 yıl hapis yatan Enes Hakkani’nin hapishane yıllarında psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığı ve serbest bırakıldığında 59 kiloya kadar düşmüş olduğu biliniyor.

Geçtiğimiz ay Taliban yetkilileri ve basın mensupları eşliğinde Bagram Hapishanesi’ni gezen Enes Hakkani’nin kaldığı hücrenin kameralara yansıyan görüntüleri ise kendisinin maruz kaldığı iddia edilen hapishane koşullarını doğrular cinstendi.

Enes Hakkani, 5 yıl kaldığı Bagram Cezaevi'ndeki hücreyi Taliban yetkililerine ve basın mensuplarına gösterirken.

Tutuklandıktan 2 yıl sonra, 2016 yılında ölüm cezasına çarptırılan Enes Hakkani, 2019 yılında Taliban'ın esir tuttuğu ABD'li Kevin King ve Avustralyalı Timothy Weeks’in serbest bırakılması karşılığında takasla özgürlüğüne kavuşmuştu. Özellikle Avustralyalı Timothy Weeks’in esir tutulduğu süre zarfında Müslüman olduğunu açıklaması ve Taliban hakkında olumlu yorumlarda bulunması dünya basınını bir süre meşgul etmişti.

Taliban ile ABD arasında 2020 Şubat ayında Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen barış görüşmelerine de katılan Weeks, Enes Hakkani’yle yan yana gelerek kameralara samimi pozlar vermiş ve hatta üzerindeki Afgan kültürüne ait kıyafetlerle dikkatleri çekmişti.

Enes Hakkani ve takas karşılığında serbest bırakılan Avustralyalı öğretim görevlisi Timothy Weeks.

“Hakkanilerle Molla Birader arasında gerginlik var” iddiası

2020 Şubat ayında ABD’yle yürütülen barış görüşmelerinden bu yana Taliban’ın ülkede hakimiyet sağlaması halinde devlet başkanlığı için adı geçen isimlerin başında, Abdülgani Birader geliyordu.

Molla Ömer'in en eski dava arkadaşlarından ve Taliban'ın kurucularından Molla Abdülgani Birader.

Taliban içindeki kilit önemi (siyasi büro şefi) ve Molla Ömer’in en eski dava arkadaşlarından birisi olması Abdülgani Birader’in adının devlet başkanlığı için sıkça zikredilmesinin en temel sebeplerindendi. Ancak Taliban’ın ülkede hakimiyet sağlamasının ardından beklenen tarihten birkaç gün gecikmeli olarak 7 Eylül’de açıklanan geçici hükümet kadrosunda Birader’in adı, tahmin edilenin aksine, “devlet başkan yardımcısı” olarak geçiyordu.

Afganistan sahnesinin yeni aktörü: Molla Abdulgani Birader
Mecra

  • Konuyla ilgili gündeme gelen iddialara göre ise Hakkani grubuyla Birader arasında hükümet kadrolarıyla ilgili bir gerilim hatta bir çatışma yaşandı. Yine iddiaya göre Molla Abdülgani Birader ile Halilurrahman Hakkani, Afganistan'ın başkenti Kabil'deki cumhurbaşkanlığı sarayında tartıştı ve yaşanan tartışma da Taliban’ın başarısının diplomatik kaynaklı mı yoksa askeri kaynaklı mı olduğuna yönelikti. Aktarılanlara göre Birader kurulması planlanan hükümet kadrosundan da memnun değildi ve yeni yönetimde, Halilurrahman Hakkani’nin aksine, daha fazla diplomasi olması gerektiğine inanıyordu. Yaşandığı iddia edilen bu gelişmelerin ardından ise Afgan sosyal medya kullanıcıları ve BBC kaynaklı haber siteleri Birader’in grubuyla Hakkaniler arasında bir çatışma yaşandığını, Birader’in bu çatışmada yaralandığını ve hatta ölmüş olabileceğini iddia etmeye başladı.

Güney Asya’nın önde gelen haber ajanslarından ANI’nın Panjshir Observer'ın tweetlerine dayandırdığı haberine göre 4 Eylül’de Kabil'de duyulan ateş sesleri, Abdülgani Birader ile Hakkani grubu arasındaki iktidar mücadelesinin tetiklediği çatışmadan kaynaklanmaktaydı.

Abdülgani Birader, 16 Eylül'de yayımladığı bir video kaydıyla yaşadığını ve iddia edilenin aksine Hakkani Ağı'yla bir anlaşmazlık içinde olmadığını belirterek söz konusu iddiaların bir medya oyunu olduğunu söyledi.

Tüm bu konuşulanların ardından; öncesinde bir ses kaydı ve sonrasında 16 Eylül’de yayımladığı bir video kaydıyla iddiaları yalanlayan Molla Birader, sağlığının yerinde olduğunu belirterek sessizliğinin sebebini Kabil dışında, internete uzak bir yerde bulunması ile açıkladı.

Hakkaniler ile Molla Birader arasındaki gerginliğe dair henüz yeterli ölçüde bir kanıt bulunmazken Taliban’ın dünyaya yansıttığı fotoğraf ise örgüt içindeki birlik ve beraberliğin ve lidere koşulsuz itaatin ciddi bir şekilde devam ettiği yönünde. İlerleyen süreçte yaşanacak gelişmelerin bu birlik beraberlik fotoğrafına ne şekilde yansıyacağını ise hep birlikte göreceğiz.