Kutü'l Amare savaşında neler yaşandı? Dönemin şahitleri tüm yaşananları anlattı

EYYUP TEL
Abone Ol

İngilizlerin 1. Dünya savaşında petrol bölgelerini işgal etme hevesi Kahraman Türk askerinin Kutü'l Amare'de gösterdiği üstün başarı ve fedakarlık sayesinde gerçek bir hezimete dönüştü. Peki İngiliz askeri tarihine 'büyük felaket' olarak geçen Kutü'l Amare savaşında neler yaşandı? İşte dönemin şahitlerinin anlatımıyla Kutü'l Amare'de yaşananlar...

1. Dünya savaşında İngiltere’nin petrol sahalarını ele geçirmek amacıyla Bahreyn ve Basra’yı işgal etmesi ile 1914’te Irak Cephesi açılmıştı.

İngiltere, 5 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti’ne savaş açmasını müteakip olarak, 6 Kasım 1914’te Irak'ta Şattül-Arap ırmağının kenarında bulunan Fav kasabasına asker çıkarmış bunun üzerine Albay Nurettin Bey komutasındaki Osmanlı birlikleri, İngiliz General Townshend komutasındaki 6. Hint Tümenini 22-25 Kasım 1915 tarihleri arasında gerçekleşen Selman-ı Pak Muharebesi’nde büyük bir yenilgiye uğratmıştı. Bu yenilgi üzerine ilerleyen İngiliz birlikleri Kutü’l-Amâre’de savunmaya geçmişlerdi.

İngiliz General Townshend hatıratında Selman-ı Pak’tan Kutü’l-Amâre’ye geri çekilmesini şöyle özetlemekteydi: “Benim çekilmem de savaşçı (muharip) kuvvetimin %33’ünü kaybettiren ümitsiz Selman-ı Pak muharebesinden sonra Türklerin tehlikeli ve ezici kuvvetleri karşısında olmuştu. Bundan dolayı 4.500 miktarındaki kayıplar, savaşçı kuvvetimin yarısından fazlasını oluşturuyordu.”

Kutü'l Amare kuşatma planı

Kutü’l Amare’deki İngiliz birliklerine yardım gönderilmesi engellendi

7 Aralık 1915 tarihinde İngilizlere yaklaşık beş ay sürecek Kutü’l-Amâre kuşatması başlamıştı. Kuşatma süresince General Townshend ve 6.Hint Tümenini kurtarmak için İngiliz Dicle Kolordusu tarafından yapılan girişimlerin hemen hepsi başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

  • Albay Nurettin Bey, 8 Aralık 1915’te General Townshend’a bir mektup göndererek; “Birlikleri ile beraber teslim olmasını, Kut’ta bulunmalarının sivil halkın hayatını tehlikeye attığını, eğer teslim olmazlar ise Türk birliklerinin şehre girecekleri”, uyarısında bulundu. Ayrıca Nurettin Bey İngilizlerden teslim olmazlar ise saldırılardan zarar görmemeleri için şehir sakinlerinin Kutü’l-Amâre’den çıkartılmalarını da tavsiye etti.

General Townshend ise, Nurettin Beyin mektubuna verdiği cevapta; “İngiliz birliklerinin teslim olmayacaklarını ve şehir sakinlerinin de kaderlerini İngilizler ile birleştirerek şehri terk etmemeyi tercih ettiklerini”, bildirdi.

Cephe hattında mevzilenmiş Türk askerleri

İngiliz askerleri zor durumda: ‘Sargı bezi dahi yok!’

İngiltere’nin gönderdiği yardımlar Osmanlı tarafından ele geçirilince İngiliz askerleri zor durumda kaldı. Özellikle tıbbi malzemelerin eksikliği İngiliz askerlerini yıpratıyor ve kaçınılmaz son yaklaşıyordu.

Ayrıca İngiliz resmi raporlarına göre, İngilizlerin Irak seferi iyi hazırlanmamıştı. Cephane, erzak, sağlık malzemelerinin ikmal işleri çok acemice yapılmış, gerek İngiliz, gerekse de Hintli askerler kötü sağlık şartlarından birçok dizanteri, tifüs gibi birçok bulaşıcı hastalıkla mücadele etmek zorunda kalmıştı.

  • İngiliz Times Gazetesinde bu durumu şöyle yazdı: ‘Dicle ile Fırat arasındaki sahne-i harekattan pek acı şikayetler aldık. Bilhassa Hükümet-i Hindiyye memurlarından pek ziyade şikâyet ediyorlar. İhtiyacat-ı harbiyyenin teşkilatı ve tedariki mesuliyeti hususunda memurin-i Hindiyye, Londra Harbiye Nezareti’yle müşterektir. Bize vaki olan ihbar ve şikayat, sıhhiyenin tamamiyle iflas eylediğini isbat ediyor. Ağır mecruh zabitler ve askerler iki üç gün bakılmaksızın kalmaktadır. Mecruhların yaraları ancak iki üç gün sonra tedavi-i iptidaiye nail olmaktadır. Dicle’den aşağı inen vapurlar mecruhlar ile dolu bulunmaktadır. Bombay’a gelen mecruhların ahvali son derecede fenadır. Bardaktan boşanırcasına yağmakta olan yağmurlardan yaralar tefessüh etmektedir. Bu ahval-i fecianın bütün mesuliyeti Hindistan İdare-i Sıhhiyesi’ne id bulunur. Bilhassa Irak muharebatının safahat-ı ahiresi Hint İdare-i Sıhhiyesi’ni büsbütün ezmiştir.’

İngiliz Parlamento üyesi Malcolm ise yazmış olduğu mektupta: “Irak sahne-i harbindeki İngiliz ordusunun ahvali pek feci olduğu ihbar ediliyor. Askerin iaşesi ve elbas-ı hususatı büsbütün noksan olup ahval-i sıhhiyesi son derecede şayan-ı endişedir. Binlerce mecruhu ancak üç tabib tedavi ediyor. Sargı levazımı mefkud bulunuyor. İbtal-i his edilmeksizin ameliyat-ı cerrahiye icra edilmektedir. Beş yüz mecruh tek bir hasta bakıcının taht-ı nezaretindedir. Yalnız birkaç Hintli hamal, hasta bakıcıya muavenet etmektedir. Ayağından mecruh olan bir zabit on sekiz gün bakılmamış ve sargısı değiştirilememiştir. Hükümetin bu ahval-i feciaya dair derhal izahat vermesini talep ederim. Hükümet Irak’taki umur-ı sıhhiyenin Hükümet-i Hindiyeye id olduğunu temin ederek kabahati kendi üzerinden atamaz. Madem ki İngiltere Hükümeti, İngiliz evladını Irak’a göndertiyor. Bunlara bakılmamasından dolayı kendisi mesuldür.” demişti.

Irak yolunda bir kolordu

‘Günde 20 at kesiyorduk’

Osmanlı ordusunun kusursuz kuşatma hamlesi sonucu İngilizler çok zor günler yaşıyordu. Hatta Kutü’l Amare’de savaşan bir İngiliz asker yiyecek-içecek bulamadıkları için yaşadıkları açlığı ve günde 20 at kesip yediklerini anlatıyordu.

  • İngiliz askerlerinden Lan Martin yazdığı mektuplardan birinde: “İlk atı yaklaşık 3 hafta önce kestik. O günden beri günde 20 tane kesiyoruz. Etimiz vardı ama et değildi. At kıyması, çömlekte pişmiş at çorbası, tıka basa at eti. İngiliz askerleri katır veya at eti yemeyi reddeden Hint taburlarından daha iyi dayanıyor, ancak sanırım bu durum uzun sürmeyecek” diye yazıyordu.

Irak'ta Alay sancağı ile Osmanlı askerleri

İngiliz General'den Halil Paşa'ya rüşvet teklifi

Kuşatmanın uzun sürmesi Osmanlı Ordusunun kararlı tavrı sonucunda İngilizler teslim olmaya hazırlanıyordu ancak son kez şanslarını deneyecekler ve kuşatmadan çıkmak için Halil Paşaya rüşvet teklif edeceklerdi.

İngiliz Genel Komutanlığı, Kutü’l-Amare’de Halil Paşa ordusu tarafından tecrid ve muhasara edilmiş olan İngiliz askerinin kurtarılması için artık ümit kalmadığından General Townshend’e başının çaresine bakmasını emretmişti. Bunun üzerine İngiliz komutan, Halil Paşaya son bir teklif yaptı.

Tercüman-ı Hakikat Gazetesi İngiliz komutanın teklifini şu satırlarla aktardı: “Townshend’in kurtulmak için ettiği teklif” başlıklı haberinde “General Townshend, ordusuyla beraber serbestçe çıkmasına müsaade edilmek şartıyla Kutü’l-Amare’nin teslimini teklif ve buna mukabil ne kadar topu varsa bunları ve nakit olarak bir milyon lira vereceğini vaad etmiş ise de bu gülünç teklif bi’t-tabi derhal reddedilmiştir.”

Halil Paşa İngiliz generale verdiği cevapta; “Öne sürülen teklifi kabul edemeyeceğini, kayıtsız şartsız teslim olmalarını”, istemişti.

Irak'ta bir sahra hastanesi

İngiliz komutan çaresiz: Tüm askerlerim ölecek!

  • General Townshend gelinen son noktayı anılarında şu satırlarla ifade etmekteydi: “Sonuç şundan ibaret olmuştu: Tamamıyla arzum dışında 26 Nisan 1916’da, elimde dayanacak bir peksimet bile kalmadığını ve Halil Paşa’nın erzakımın tamamıyla tükendiğini bildiğini takdir ederek, onunla görüşmelere başlamaya mecbur olmuştum. Şimdi her gün 20 kişi açlıktan ölmekteydi. Kurtarma Kuvveti Kumandanının görüşmeler için en uygun kişi olduğu fikrindeydim. O tehditlerde bulunabilirdi. Ben erzaka sahip bulunmuş olsaydım, görüşme yapmaya kesinlikle meyilli bulunmayacaktım. Çünkü bu hareket benim görevim değildi. Fakat ben hemen erzak sağlanması mecburiyetindeydim. Aksi takdirde bütün askerlerim düşüp öleceklerdi.”

‘Osmanlının büyük zaferi 29 Nisan 1916’

General Townshend, İngiliz Karargâhı’na gönderdiği telgrafla onay aldıktan sonra ordusuyla birlikte 29 Nisan 1916’da kayıtsız şartsız teslim oldu. Kutü’l-Amâre Kuşatması’nda 30.000 İngiliz askeri hayatını kaybetmiş, 5’i general, 481’i subay olmak üzere 13.309 kişi esir alınmıştı.

1. Dünya savaşında alınan bu büyük zafer sonrası 29 Nisan Kut bayramı olarak ilan edilmişti.

Çanakkale bunca zamandır anılıyor da Kûtu’l-Amâre’yi niye unuttuk?
Derin Tarih

29 Nisan 1916 saat 14: 30 civarında Kutü’l-Amâre’deki Hükûmet Konağı’na Türk bayrağı çekmiş ve Bölük Komutanı Yüzbaşı Sami Bey, General Townshend ve diğer generalleri teslim almıştı.

Teslim olan bir komutan ve asker olarak General Townshend, kılıç ve iki tabancasını Halil Paşaya teslim etmiş, ancak Halil Paşa; “Uzun zaman şan ve şerefle kullanılan bu silahlar gene sahibine aittir” diyerek, silah ve kılıcı teslim almayı kabul etmemişti. Bu tavır Osmanlı ordusunun komutanlarının ahlaki değerlerinin ne kadar yüksek olduğununda bir göstegesi olmuştu.

Kutü'l Amare kahramanı Halil Paşa

  • Tercüman-ı Hakikat Gazetesi zaferi tüm yurda şu aktardı: “İngilizlerin Tarihi En Büyük Felaketi” “Kutü’l-Amare’de mahsur bulunan 13000 mevcutlu General Townshend ordusunun bugün esir-i harb olarak teslim alınmaya başlandığı Başkumandanlık Vekalet-i Celilesi’nden işar olmağla ahali-i muhteremeye ilan olunur. Türk ordusu bugün Osmanlı bayrağını yine yeni bir şan ve şerefle ila etti. Birkaç günden beri İngiliz menabiinden gelen haberlerde İngilizlerin memleketleri efkâr-ı umumiyyesini Kutü’l-Amare’nin sukutuna hazırlandıklarını ihsas ediyordu. İngilizlerin korktuğu ve bizim büyük bir atşanla beklediğimiz bu akıbet nihayet tahakkuk etti. Ve Çanakkale’de Türk süngüsünün acısını çeken İngilizler bu defa da Irak’ta yine aynı elemi fakat bu defa daha vasi bir mikyasda his ettiler. Yekdiğerini takib eden bu hezimetler artık İngiliz necm-i ikbalinin sönmek üzere olduğunu gösteriyor.”

İngiliz asker: ‘Değersiz bir zavallı gibiydik’

Kut-ül Amare’de esir düşen İngiliz askerleri yıllar sonra yazdıkları hatıralarında yaşadıkları hezimeti anlattılar. Yaşadığı hezimeti hiçbir zaman unutmayan General Townshend hatıralarında “İngiltere Hükümeti bana bir ay dayandığım takdirde kurtarılacağımı vaat etmişti, ben beş ay dayandım ve fakat ne yazık ki verilen söz tutulmadı… Kut-ül-Amare ve Cehennem eğer benim olsaydı, herhalde Kut-ül Amare’yi satar, Cehennemi muhafaza ederdim” diye yazdı.

İngilizlerin Kut tekerlemesi: “Cennet dedikleriyse bu Kurna, Cehennem nerede ola?”
Derin Tarih

İngiliz askerlerinden William Spackman, “Herkes kahrolmuştu. Korkunç bir değersizlik hissi veren o teslim olma sabahını asla unutmayacağım. Teslim olmanın melankolik işlerini yapmaya başladık. Zavallı topçular gururla baktıkları silahlarını parçalara ayırırken bazıları göz yaşlarını tutamıyordu. Türkler öğleyin geldiler ve mevzileri devraldılar. Babil’in sularının kenarında oturduk ve ağladık.”

Esir alınan İngiliz komutanlar

Esir alınan İngiliz komutanlar

Halil Paşa’nın Kut’ül Amare zaferi sonrası ordusuna seslenişi!

  • “Orduma!
  • Arslanlar!
  • Bugün Türklere şeref, şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprakların güneşli havasında şehitlerimizin ruhu şad ve bundan uçuşuyorlar. Hepinizin pak alınlarınızdan öperek, hepinizi tebrik ederim. Bize 200 yıldan beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Allah’a hamd ve şükürler olsun. Allah’ın azametine bakınız ki, 1500 senelik İngiliz tarihine böyle bir vakayı ilk defa sizin süngülerinizle yazdırdı. Ordum, gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmak isteyenler karşısında 300’den fazla zabiti ile 10.000 erini şehit ve yaralı verdi. Fakat buna karşılık bugün İngiliz ordusundan bugün burada 5’i general, 481’i subay olmak üzere 13.309 kişi esir alındı. Bunları kurtarmaya gelen İngiliz ordusunun ise bugüne kadar zayiatı 30.000 kişidir. Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı bu harpte birinci vaka Çanakkale’de, ikinci vaka da burada geçti. Bugüne Kut Bayramı adını veriyorum. Ordumun her ferdi, her yıl bu günü kutlarken, şehitlerimize Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar okusunlar”

Kutü'l Amare'de şehit düşen askerlerin anısına Irak/Kut'a bağlı Şeyit Haşim köyünde bulunan şehitlik abidesi

Halil Paşa’nın da belirttiği gibi Kut’ül Amare Zaferi, I. Dünya Savaşı devam ederken, Türk ordusunun zor şarlar ve imkansızlıklar içerisinde düşman karşısında gösterdiği büyük özveri ve kahramanlığın ifadesidir.

Osmanlı Devleti'nin büyük zaferi Kutü'l Amare
İngilizlerin 1. Dünya savaşında petrol bölgelerini işgal etme hevesi hezimete dönüştü. İngiliz tarihine 'büyük felaket' olarak geçen Kutü'l Amare savaşında neler yaşandı? İşte Kutü'l Amare'de yaşananlar…


Unutulmaya yüz tutmuş destan: Kut'ül Amare Zaferi
Gündem