Mostar’ın unutulan gözdesi: Tepica
Büyük Tepa, eski Keyvan Kâhya Mahallesi’nin bir parçası olan, Ana Cadde’den Mostar Köprüsü’ne inen bölgenin adıdır. Burası bugünkü müze ve Keyvan Kâhya Camii önündeki Maraşal Tito Caddesi’nden Mostar Köprüsü’ne inen basamakların bulunduğu alana karşılık gelmektedir. Osmanlı döneminde halk burada toplanır, tüm etkinlikler burada düzenlenir ve alışveriş işleri burada yapılırdı.
Mostar deyince akla ilk gelen, Mostar Köprüsü’dür. Fakat biz, akla ilk geleni değil, akıldan çıkanları hatırlatmak gayretindeyiz. Uzatmayalım, başlayalım.
Bu fotoğraf, Mostar çarşısının girişinde, Küçük (Mala) Tepa ve Kulluk (Kurluk) Sokak arasındaki bir bölgede çekilmiş. Bölgede, fotoğrafta görülen ve görülmeyen, birçok önemli yapı bulunuyor.
Koski Mehmet Paşa Camii
Arka planda kubbe ve minaresi görülen Koski Mehmet Paşa Camii, 1617 yılında inşa edilmiş. Sokullu Mehmet Paşa’nın Ruznamecisi ve Tımar Defterdarı Koski Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Mostar’a hayat veren Neretva Nehri’nin kıyısındaki kayalıklar üzerinde inşa edilmiş. Cami, tekke, türbe, şadırvan ve medreseden oluşan bir külliyeye sahiptir.
Kemerli kapısından geçerek avluya adım attığınızda, dünyanın tüm keşmekeşinden sıyrılırsınız. Avluda, cami ile aynı dönemde inşa edilen ve bugün dükkân olarak kullanılan, bir medrese vardır.
Kemerli kapısından geçerek avluya adım attığınızda, dünyanın tüm keşmekeşinden sıyrılırsınız. Avluda, cami ile aynı dönemde inşa edilen ve bugün dükkân olarak kullanılan, bir medrese vardır. Onun yanında, 1737’de inşa edilen ve Şeyh İshak Efendi’nin medfun olduğu bir türbe bulunur. Camiden bir yıl sonra inşa edilen şadırvan da, avlunun ortasındadır.
Caminin yan avlusu, seyrine doyulmaz Mostar Köprüsü ve Neretva Nehri manzarasına sahiptir. Caminin ince işçilik mihrap, minber, mahfili ve pencere üstü kalem işleri büyüleyicidir. Bu size yeterli gelmediyse, 98 basamak çıkarak, minareden panoramik Mostar seyrine başlayabilirsiniz.
Çarşı girişinin solundaki sokakta, Şeyh Mahmud Baba’nın medfun olduğu bir türbe bulunur. Koski Mehmet Paşa Camii’ne 50 metre mesafedeki bu türbenin kitabesi tahrif edilmiş. 17’nci yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor.
Şeyh Mahmud Baba, Koski Mehmed Paşa Camii inşaatını tamamlamış, ardından caminin ilk imamlığını ve külliyedeki halveti tekkesinin ilk şeyhliğini üstlenmiştir. Görevdeyken ecel şerbetini içince, bu türbeye defnedilmiş.
Küçük ve Büyük Tepa
Osmanlı döneminde Mostar’da iki bölge ‘Tepa’ kelimesini içerirdi: Büyük (Velika) Tepa ve Küçük (Mala) Tepa.
Büyük Tepa, eski Keyvan Kâhya Mahallesi’nin bir parçası olan, Ana Cadde’den Mostar Köprüsü’ne inen bölgenin adıdır. Burası bugünkü müze ve Keyvan Kâhya Camii önündeki Maraşal Tito Caddesi’nden Mostar Köprüsü’ne inen basamakların bulunduğu alana karşılık gelmektedir. Osmanlı döneminde halk burada toplanır, tüm etkinlikler burada düzenlenir ve alışveriş işleri burada yapılırdı.
- Büyük Tepe, Hendek (Kuyumculuk ile Mostar Köprüsü arasındaki bölge) ile karşılaştırarak bu ismi almıştı. Büyük Tepe, aşağı Hendek’in üst kısmında bulunuyordu.
Küçük Tepe ise eski Sinan Paşa Mahallesi’nin bir parçasıydı. Burası, o dönemde Meydan, bugün 1 Mayıs Meydanı olarak isimlendirilen bölgedeydi. Küçük Tepe’de ilk ikamet edenler, Meydan’a göre, daha yukarda kalıyorlardı. Bu sebepten bölgeye bu isim veriliyordu. Küçük Tepe, bugünkü pazar yerini ve oradan Kuyumculuk’a giden kısa yolu kapsayan bölgedir.
Tepica
Küçük Tepa’yı tüm Mostarlılar; Büyük Tepa’yı bazıları bilirler. Tepa’nın anlamını ise çok az kişi bilir. Tepica’nın (tepitsa) kökü ‘tepa’ kelimesidir. Tepa tepe ve tepica tepecik anlamına gelir.
Dört adet kesme taş kemerli sütunun doksan derece açıyla dizildiği Tepica’nın üzerinde, kare bir çatı bulunur.
Ne kapısı, ne de duvarları vardır. Bu yapı, Küçük Tepa pazarının, en meşhur yeri ve çatılı tek yapısıdır.
Çorda isimli biri tarafından inşa ettirilmiştir. Kiracısına, kiraya ilaveten, yılda en az iki kez Koski Mehmet Paşa Camii şadırvanını temizleme şartı koşmuştur. Bu sebeple, şadırvanın tamirden geçtiği, 1781’den sonra inşa edildiği düşünülüyor.
Tepica, ilk dönemlerde depo vazifesi görüyordu. Geceleri ve yağışlı havalarda malzeme saklamak için kullanılıyordu. Civarındaki sokaklarda meyve, sebze ve et satılıyordu. Tartı işleri, Tepica’da asılı kantar yardımı ile yapılırdı.
İlerleyen yıllarda, bu yapı gözde bir kahvehane haline geldi. Karşısındaki kahvehane sahibi burayı, sıcak yaz günlerinde, müşterilerine ikram yeri olarak kullanıyordu. Şehir Avusturya idaresine geçtikten sonra ismi değiştirildi. Kapısı ve duvarları bulunmayan bu yapının ismi yabancılara komik geliyordu. Tepica’nın yeni ismi Luft (hava) oldu.
Avusturyalı Robert Michel, 1909 yılında Prag’da yayınlanan Mostar isimli eserinde, şunları anlatır: “Bu kahvehane, 1886 yılına kadar, Tepica olarak biliniyordu. Veliaht Prens Rudolf, 09 Nisan 1886’da Mostar’a yaptığı ilk ziyaret esnasında, ona “Cafe Luft” ismini verdi. Prense fincanla kahve sunan kahveci, hala hayattadır. İkramın karşılığı olarak verilen dukayı hala saklamaktadır.”
Mostarlılar, pazar anlamındaki ‘trznica’ ve ‘pijaca’ yerine tepa ifadesini kullanırlar. Bugün, Tepica’dan biraz aşağıda, yeni ve daha büyük bir pazar yeri bulunuyor. Mostar halkı, burası için Tepa derler. Hatta dünyanın herhangi bir yerindeki bir pazar yeri için de aynı ifadeyi kullanırlar.
Bir şey daha: Bugün cam çerçeve ve kapısı bulunan Tepica, hediyelik eşya dükkânı olarak kullanılmaktadır.