Karadeniz'in yıkılmaz kalesi: Kastamonu
Yapılan arkeolojik kazılar ve yüzey incelemeleri sonucundaKastamonu’nun varlığı ve tarihi Yontma Taş devrine kadardayanmaktadır. M.Ö. 2 binli yıllardan itibaren yazılı kaynaklardaadı geçen şehir, yüzyıllar içerisinde birçok imparatorluğa, devleteev sahipliği yapmıştır. 1211 yılında Türkler bölgeyi tamamıylaele geçirene kadar Kastamonu sırasıyla; Frig, Lidya, Pers, Pontus,Roma ve Bizans hâkimiyeti altına girmiştir. Antik dönemdePaphlagonia olarak bilinen bölge Troya Savaşı’nın anlatıldığıHomeros’un İlyada adlı eserinde "onurlu bir halk" olarak geçer.
Kaleden şehre bakmak
Şehrin merkezinde yer alan Kastamonu kalesi, bölgede adeta bir anıt gibi durmaktadır. Her şeyden uzak ve her şeye o kadar yakın bir görüntü veren kaleye çıkmak, şehre oradan bakmak, tarihin içinde yer alan önemli bir şahsiyet gibi hissettirebilir bize kendimizi. 12.yy Bizans döneminde yapılmaya başlanan kalenin kule ve burçları, Candaroğlu ve Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Kaleye çıkan yolu yürürken, içinizden söyleyeceğiniz şarkı, belki de hiçbir zaman duymadığınız bir şarkı olacaktır.
Bir şairi ağırlayan camii: Nasrullah
Nasrullah Camii, Osmanlı Devleti’nin Kastamonu’da inşa ettiği ilk anıtsal eser ve şehrin en büyük camisi.
II. Beyazıt döneminde Nasrullah Kadı tarafından 1506 yılında köprü ve şadırvan ile birlikte yaptırılan camii kent merkezinde yer almaktadır.
Nasrullah Meydanı, köprü ve şadırvan ve sonradan eklenmiş bir medrese ile adeta başlı başına bir kültür dünyasını andırmakta. İstiklal Marşı’nın yazarı, büyük şair Mehmet Akif Ersoy’da bir dönem bu camide imamlık yapmış ve Kurtuluş Savaşı yıllarında milli mücadeleyi destekleyen konuşmalarını burada gerçekleştirmiştir. Halk arasında dolaşan bir rivayet ise Nasrullah Camii’nin şadırvanından su içenlerin yedi yıl sonra buraya geri dönecekleri yönündedir. Yedi yıl sonrası için bir planınız yoksa eğer, bir avuç su içmenizi öneririm. Belki de gerçekten yedi yıl sonra…
Tehlikeli ve huzurlu: Pınarbaşı kanyonları
Horma Kanyonu Pınarbaşı ilçesinde yer almakta, içinden Zara Çayı geçen Kanyon, yaklaşık 4 km. uzunluğunda olmasına rağmen, profesyonel ekipmanlar ve bir rehberin yardımı olmadan geçilmesi zor bir alan. Suyun geçtiği yerlerde oluşan derin kuyular ve derin kazanlar bu yardımı almamızı gerektirmekte. Yine de, suyun sesini takip etmenin bizi dinç tuttuğunu bildiğimiz için, "tehlikeli ve huzurlu" diyebiliriz burası için.
Valla Kanyonu da Horma gibi Pınarbaşı ilçesinde yer alıyor. Dünyanın en büyük ikinci kanyonu burası. Kuzeydeki Cide’ye doğru derin ve sert olan 10 km’lik bir yürüyüşe çıkan Kanyon’u takip etmek daha önce söylediğimiz gibi; "tehlikeli ve huzurlu" Yine de Valla Kanyonu için bir seyir terası mevcut, ailenizle birlikte güzel bir doğa yürüyüşü, sonsuza kadar sürecek kısa bir an geçirmeniz için her şey sizi bekliyor.