İpek yolunun kadim durağı: Merv

​İpek yolunun kadim durağı: Merv
​İpek yolunun kadim durağı: Merv

Merv şehri Türkmenistan’ın Mary eyaletine bağlı Bayramalı şehri sınırlarında. Direkt bir uçuş olmadığından bu kadim şehre Aşkabat’tan bir aktarma yaparak ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Aşkabat’tan Mary eyaletine gitmek için vizeye de ihtiyacınız var. Kolay alınan bir vize bu. Aynı gün içinde çıkıyor. Eğer Türkmenistan’da eyaletler arasında gezecekseniz vize istiyorlar.

Mary eyaletine sabahın erken saatlerinde bir yolculuk yapıyorum. Mary’de yeni mihmandarım karşılıyor beni. Bir arkeolog. Aynı zamanda Merv şehrindeki kazılarda resmî sorumlulukları olan, çok beyefendi biri kadim Merv’de böylesi biriyle gezmek benim için gerçekten çok iyi bir deneyim oldu.

Önce eşyalarımı bırakacak bir otele gidiyoruz. Bayramali’de otel yok, sadece bir misafirhane var ki o da Sovyet döneminden kalma çok çok eski bir yer. Böylesi önemli bir şehri görmek istiyorsanız katlanmanız gereken sıkıntılardan biri bu.

Sultan Sencer Türbesi
Sultan Sencer Türbesi

Efrasiyab’ın Şehri

Mihmandarım bana öncelikle Selçuklulardan kalma eserleri gösteriyor. Eserlerin yapılış biçimlerini, neden önemli olduklarını anlatıyor. Sonra Moğollardan kalma eserlere geçiyor. Tabii Moğolları anlatırken kızgınlığı da yansıyor. “Her şeyi yıkmışlar burada” diyor. Ardından Merv’i çevreleyen surları geziyoruz.

Merv öyle bir tarihe sahip ki ta Efrasiyab’dan –yani Alper Tunga’dan– başlayıp İskender’e, oradan Romalılara, oradan Sasanilere oradan Abbasîlere, Harzemşahlara, Selçuklulara kadar uzanıyor.

Selçuklulara ait bir eseri anlatırken aslında burası Roma dönemine ait şu eserin değiştirilmesiyle oluşmuş diyebiliriz. Ama onlarda İskender’in yaptırdığı şu eseri değiştirmişler diye uzayan bir tarihçe var burada. Merv’de tarih o kadar iç içe, o kadar birbirini bir adım mesafeyle takip halindeki… Bunu basit bir gezgin olarak teşhis etmem imkânsız ama bir arkeoloğun şu sebeplerden anlıyoruz dediği bilimsel bir açıklama eşliğinde dinlediğinizde hayret verici oluyor. Büyük bir kısmı harap olmuş ve toprağın altında kalmış bir şehre saygı ve hayranlığınız artıyor.

Merv’de tarih o kadar iç içe, o kadar birbirini bir adım mesafeyle takip halindeki…
Merv’de tarih o kadar iç içe, o kadar birbirini bir adım mesafeyle takip halindeki…

Türbeler ve Hayat

Genel bir gezinin ardından Yusuf el-Hamedani türbesine gidiyoruz. Türkmenistan’da özellikle türbe ve ibadethanelerde Şaman dönemden kalma pek çok geleneğe rastlıyorum. Bu türbede dua edenlerin yanında dilek ağacına çaput bağlayanlar da oluyor. Arka tarafta bir yemekhane var. Buraya dua etmeye gelenlerin verdiği bağışlarla yine pek çok insan karnını doyuruyor. Uzak yoldan gelenler, fakir olanlar; yani herkes. Fakat İslam anlayışından söz etmek de mümkün değil. Daha çok töresel bir anlayışın izleri görülüyor.

Türbe etrafında dolanıp bir miktar fotoğraf çektikten sonra minik bir ara verip mihmandarımın ofisinde yeşil çay içip Sultan Sencer türbesine doğru yol almaya başlıyoruz.

Sultan Sencer türbesi TİKA tarafından restore edilmiş.

Bölgede restore edilmiş tek eser denilebilir. İnsan diğer eserlerin de bu şekilde restore edilmesini arzuluyor. Bu kadar önemli eseri barındıran bu kadim kentin daha çok bilinmesi, gün yüzüne çıkarılması gerekli.

İslam tarihindeki çok önemli isimlerden bazılarının türbeleri burada.
İslam tarihindeki çok önemli isimlerden bazılarının türbeleri burada.

Ben de, restore etmek ne denli önemli bir işse fotoğrafları insanlara sunmak da o denli önemli diye düşünerek, bana verilen imtiyaz sayesinde türbenin her noktasını fotoğraflıyorum. Artık akşam olmak üzereyken son bir gayretle koşturup birkaç da sahabe mezarı ziyaret ediyoruz. İslam tarihindeki çok önemli isimlerden bazılarının türbeleri burada.

Akşam Yine Akşam

Akşam yavaş yavaş bu kadim kentin üstüne çökerken ben de kaldığım yere, yani otelime dönüyorum. Akşam olduğunda yerel lezzetleri, tatmak için otelimin hemen kıyısında bulunan bir restorana gidiyorum. Hemen yeşil çay geliyor. Yolunuz Türkmenistan’a düştüğünde Özbek yemekleri olarak bildiğimiz Özbek pilavı ve mantısını tatmadan dönmeyin. Ha bir de kavun karpuzun en lezzetlilerini bulacağınız diyarlar buralar.

Özbek yemekleri olarak bildiğimiz Özbek pilavı ve mantısını tatmadan dönmeyin.
Özbek yemekleri olarak bildiğimiz Özbek pilavı ve mantısını tatmadan dönmeyin.

Yemeğimi yiyip şehirde uzun bir akşam yürüyüşü yapıyorum. Şehrin büyük kısmında Sovyet döneminden kalma binalar var. Bir şehir gezintisi için hiçbir cazibesi yok aslında. Akşam olduğunda zaten yeme içme dışında şehrin hiçbir yerinde canlılık hatta yaşam emaresi bile kalmıyor. Yürüyüşü fazla uzatmadan geri dönüyorum.

Talkhatan Baba Camii

Sabah erken saatte mihmandarımla buluşuyoruz. Hedefimiz Talkhatan Baba Camii. Önemli bir Selçuklu dönemi eseri olan bu cami, yapılış biçimiyle nadide örneklerden biri. Bir buçuk saatlik bir yolculuğun ardından varıyoruz cami çevresine. Bayramali’den şehrinden epey uzakta. Yol öten şehri sınırlarında ve tarihi Merv şehrinin 30 km kadar uzağında. Fakat kesinlikle görülmesi gereken bir eser. Caminin hem form olarak Türk- İslam mimarisi için bir öncü oluşu hem de dış cephe süslemelerinde kullanılan geometrik şekilleri dikkat çekmektedir. Kubbe içinde kullanılan tuğla süslemelerine insanda sonsuzluk hissi yaratıyor.

Talkhatan Baba Camii
Talkhatan Baba Camii

Bu kadar mütevazi bir eserin bu denli etkileyici olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Merv şehrinde özellikle tarih meraklılarının görmek isteyeceği çok fazla eser var. Kalan zamanımda büyük kısmı yıkılmış olan surların üzerinde gezip, Moğollar döneminden kalma soğuk hava depolarına ve su sarnıçlarını geziyorum. Mevsim itibariyle oldukça sıcak bir hava var. Başınızı gölgeden çıkarmak istemiyorsunuz. Günün en güzel saatler sabahın erken ve gün batımına yakın saatler ama zaman sıkıntınız varsa güzel bir öğlen uykusu lüksünüz yok demektir.