İnsanlık tarihinin sıfır noktası: Şanlıurfa
Şanlıurfa, peygamberler şehri olması,misafirperver bir halka sahip oluşu,medeniyetlere, tarihi yapılara sahip olmasıdolayısıyla ülkemizde gezilip görülmesigereken en önemli yerlerden sadecebirisi. Tarihin altın çağlarına şahitlik edenMezopotamya'nın 18 büyük şehrinden biriolan Urfa, tüm bu kentler arasında manevikimliğinin yanı sıra medeniyetin gelişimiaçısından aldığı tarihi rollerle de öneminiher zaman korumuş.
İlk durak Balıklıgöl
Şehrin ilk durağıdır Balıklıgöl ve çevresi. Hz İbrahim’in zalim Nemrut’un zulmüne başkaldırışıyla başına gelenler, bu gölün oluşumu ve yaşanılanlar Müslüman coğrafyası açısından oldukça önem arz eder. Odunların balığa, ateşin ise suya dönüştüğü cehennem ateşi bugün günümüzde adeta cennetten bir köşe misali ağırlar misafirlerini.
Başınızı kaldırdığınız an başka bir medeniyete yolculuk eder ve kaleyi görürsünüz. Zirveye çıktığınız anda ise eski Urfa olarak adlandırdığımız tarihin o mistik seyrine dalarsınız.
Tarihin sıfır noktası: Göbeklitepe
Göbeklitepe sadece Türkiye için değil, tüm dünya için çok önemli bir değere sahip. Göbeklitepe pek çok yeni bilginin açığa çıkmasını sağlasa da buluntularla ilgili hâlâ çözülemeyen sorular bilim adamlarının kafasını kurcalamaya devam ediyor.
Bu tapınakları yapanların kimler olduğu, ağırlıkları 60 tonu bulan sütunların buraya nasıl taşındığı ve dikildiği, üstlerinin tonlarca toprak ve taş ile örtülerek neden gömüldükleri, tapınakların amacının tam olarak ne olduğu, cevaplanmayı bekleyen ve muhtemelen yıllarca sürecek araştırmaları gerektirecek sorular…
Kesin olan tek şey, tüm bu araştırmaların insanlık tarihine katkı yapmaya ve şimdiye kadar yazılanları tamamen değiştirmeye devam edeceği…
Kısa bir mola
Şanlıurfa tarihi İpekyolu üzerinde olması dolayısıyla geçmişinden bugüne değin birçok tüccara ev sahipliği yapmış ve ticaretin önemli bir merkezi olma özelliğini korumuş büyük bir şehir. Günümüzde turistik ziyaretlerin en uğrak noktası olan gümrük han geçmişinde nice kervanlara mekân olmuş. Bugün ise Urfa’ya has kaçak çay ve acı kahve olarak bilinen mırra burada tarih içerisinde ayrı bir hazzın buluşma noktası.
Hemen yanı başında bulunan bedesten ile aynı tarihte dönemin valisi Behram Paşa tarafından 1566 yılında yaptırılan bu yapılarda ticaretin hâlâ devam ediyor olması ise geçmiş ve geleceğin ne denli bağlılığını koruduğunun göstergesi aslında. Bedestende Urfa’ya özgü rengarenk şalları ve yöresel kıyafetleri de bulabilirsiniz. Adeta bir renk cümbüşüne şahit olursunuz burada.
Kayıp şehir Halfeti
Birecik Barajı’nın yok ettiği mi yoksa yeniden hayat verdiği şehir mi desek bilemedim açıkçası. Karşımda ki manzaraya hayran kalıyorum ve izliyorum dakikalarca. İlçeye geldiğinizde geçmişin izlerinin bir kısmının sular altında kaldığını bir kısmının da suların üstünde olduğunu gördüğünüzde açıkçası nasıl bir tarihi barındırdığına şahitlik edeceksiniz. Günümüzde yapılan tekne turları ile sular altında kalan birçok yapının yanına kadar gidip görme şansınız olacak. Aynı anda birçok medeniyetin izlerini görebilir unutulmaz bir Şanlıurfa gezisinin finalini Halfeti’de yapabilirsiniz.