Hikayemizin başladığı yer: Şanlıurfa
Eski ve halk arasındaki kısa adıyla Urfa, Türkiye'nin en kalabalık sekizinci şehri unvanını elinde taşırken Güney Anadolu Bölgesi’nin tarih fışkıran şehirlerinden biri. Peygamberler diyarı olarak bilinen bu şehirde gidilecek o kadar yer var ki, siz bunları düşünürken biz sizin için bunları derleyip bir araya getirdik. Kısa tatil planlarınızın arasında mutlaka ama mutlaka olması gereken bir yer Şanlıurfa. Biz Urfa'ya, ilkbahar ve sonbahar aylarında gidilmesi taraftarıyız. Siz takviminizi ayarlarken gelin Urfa’da nerelere gidilir birlikte görelim.
Aynzeliha Gölü
Balıklıgöl’ün kader ortağı Aynzeliha Gölü. Nemrut’un kızı H.z İbrahim’in ateşe atıldığını görünce o da ateşe atlar ve Zeliha’nın atladığı yerde bu göl oluşur. Şu an gölün etrafında çay bahçesi var, ateşe atlamak ve insan olmak bahsini tam da burada düşünmek gerekir belki de.
Balıklıgöl
Hakikatin "su" olarak yeryüzünde görünmesinin hikâyesi Balıklıgöl. "İnsanlık macerası" tam da düşerken burada kendini yeniden bulmuştur desek sanırım yanılmayız. Hikâyesi hepimizin malumu. Putperest Nemrut’un H.z İbrahim’i mancınıkla ateşe atmaya çalıştığı yer burası. Ateşin suya, odunun balığa dönüştüğü…"Peygamberler Şehri" Şanlıurfa’yı anlamaya, onun dünya serüveninde tuttuğu yeri görmeye buradan başlamanızı öneririm.
Rizvaniye Cami
Balıklıgöl’ün kuzey dibinde bulunan cami 1736 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun Rakka Valisi Rıdvan Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış. Yapının en ilgi çeken özellikleri yeşillikler içindeki Balıklıgöl’e olan avlusu ve giriş kapısı. Ahşaptan yapılan giriş kapısı çivi kullanılmadan geçme ve kakma tekniğiyle birleştirilmiş.
Fırfırlı Cami
Fırfırlı Camii Osmanlı Dönemi’nde 12 Havariler Kilisesi olarak kayıtlara geçmiş. Yapı, üzerinde bulunan rüzgargülü benzeri bezemelerden dolayı halk arasında Fırfırlı Kilise olarak adlandırılmış.
1956 yılında kilise camiye çevrilmiş, fakat özel bir isim verilmediğinden adı Fırfırlı Cami olarak kalmış.
Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi
Türkiye’nin en zengin buluntu koleksiyonlarından birine sahip Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, bölgedeki arkeolojik alanları ziyaret etmeden önce mutlaka uğranması gereken ilk yer. Çağdaş müzecilik anlayışı ile kurulan yeni Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde Şanlıurfa ili içinde kazısı yapılan birçok höyüğün her birinin kazı hikayesi ve buluntuları özel tasarlanan mekanlar içerisinde sergilenmekte.
Sıra gecesi
Balıklıgöl’ün kuzey dibinde bulunan cami 1736 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun Rakka Valisi Rıdvan Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış. Yapının en ilgi çeken özellikleri yeşillikler içindeki Balıklıgöl’e olan avlusu ve giriş kapısı. Ahşaptan yapılan giriş kapısı çivi kullanılmadan geçme ve kakma tekniğiyle birleştirilmiş.
Halfeti
Fırat Nehri’nin doğu kıyısında bulunan Halfeti’nin büyük bölümü 2000 yılında Birecik Baraj Gölü’nün suları altında kaldı. Meşhur karagülü, tarihi taş evleri ve sokakları, meyve yemekleri ile meşhur Halfeti bugün bölgenin en turistik cazibe merkezlerinden biri. Birecik Baraj Gölü boyunca, Fırat Nehri üzerinde Halfeti’den Rumkale ve Savaşan köyüne tekne turu yaparak Fırat’ın tarihini ve doğasını hissetmek yapılabilecek en ilginç aktivitelerden.
Göbeklitepe
Göbeklitepe’nin keşfiyle uygarlık teorileri yeniden gözden geçirilmeye başlandı. Arkeologlar öncesinde avcı toplayıcıların inançlarının olmadığını, dinin yerleşik hayata geçilmesiyle ve sınıfsal örgütlenmelerle birlikte insanlara hükmetmek amacıyla ortaya çıktığını iddia ediyorlardı. Oysa Göbeklitepe’nin keşfi bu iddiayı büyük ölçüde çürüttü. Germüş dağ sırasının en ucunda yer alan, insanlık tarihinin "en eskisi"ne mutlaka yolunuzu düşürmelisiniz.
Harran
Harran, 4000 yıldır adı hiç değişmeyen bir kent. Asur ve Emevi İmparatorluklarının son başkenti. Tarih boyunca hep bir inanç, ticaret ve tarım merkezi olagelmiş kadim bir şehir. Hala eski, hala geleneksel. Türbeleri, kuyuları, şehir surları, camileri, kümbet evleri, özgün Arap kültürü ve yöresel kıyafetleriyile adeta bir açık hava müzesi.