Bir çöl melikesi: Yezd
Dünyayı gezmenin, yeni yerler keşfetmenin ve farklı kültürleri tanımanın zenginliği paha biçilemez. Bu bağlamda seyahat rotalarını belirleyen temel motivasyonun "gerçek" olana temas etme isteğiyle eşdeğer ilerlediğini söyleyebiliriz. Sözgelimi Dubai gibi ışıltılı ve yapay şehirlerin seyyahlar için herhangi bir cazibesi yoktur. Ama sıradan bir Berberi çarşısı bile bin yıllık yaşanmışlığıyla anlamlı ve görülmeye değer olabilir. İran, bu anlamda gerçek olanla karşılaşmak isteyen gezginler için oldukça zengin bir coğrafya. Yezd gibi dünyanın en orijinal mekânlarından birine sahip mesela.
Bu toprakların Siraz ve İsfahan’la birlikte üç güzelinden biri sayılan Yezd, İran’ın orta kısmında Lut ve Tuz çölleri arasına kurulmuş, özgün mimarisi, labirent gibi sokakları ve rüzgâr kuleleriyle görülmeye değer "gerçek"bir güzelliktir. Zamanın donduğu uzak bir çöl şehri burası. 3 bin yıllık geçmişiyle dünyanın en eski tek tanrılı dini olan Zerdüştlük’ün ayakta kalan son temsil merkezi konumunda. Mistik ve sırlı.
Kum ve topraktan yapılmış bir çöl hazinesi gibi parlayan Yezd, Sasaniler döneminde Kral I. Yezdgerd’in anısına Yezdan Gerd ismini almış. Sir Dağı’nın eteğindeki iki çölün birleşme noktasında bulunan şehrin coğrafi konumu, Moğol ordularına karşı doğal bir kale vazifesi görmüş ve şehir yıkım, talan ve bozgunlardan etkilenmeden bugünlere ulaşabilmiş. Manevi atmosferi ve modernitenin yıkıcı taarruzlarına karşı savunma hattı gibi duran sade görünümüyle dünyanın en farklı şehirlerinden biri diyebiliriz.
Yezd, Pers-Sasani-Iran kültürü ile Zerdüştlük’ün getirdiği dini mekân havasının birlikte hayat bulduğu ve varlığını hissettirdiği bir şehir. Eski olmanın karşılığı "diri" olmakla aynı anlama geliyor burada.
1272 yılında Marco Polo’nun ziyaret ettiği bu masalsı şehrin gezilecek yerleri arasında ilk sırada doğal olarak dini yapılar geliyor.
1500 yıldan beri sönmeyen ateşiyle ilgi çeken Zerdüşt tapınağıAteşgede (Ateş Behram/ en kutsal ateş) ve yine bu kültüre/inanısa ait olan ölülerin bedenlerinin bırakıldığı ve etçil kuşlar tarafından tamamen yenildikten sonra kalan kemiklerinin alındığı sessizlik kuleleri Yezd’in kadim inanç kültürünü yansıtıyor.
Fotoğrafçılar için ferah bir atmosfere sahip Emir Çakmak Meydanı ve Emir Çakmak Camii ile 12. yüzyıldan kalma 48 metre yüksekliğindeki iki minaresiyle Iran’ın en yüksek minarelerine sahip Cuma Camii, Yezd’in Islami vurgusunu olusturan en önemli yapılardır.
Kerpiç evleri, mimarisi, sokakları, sırlı duvarları, 12 tarihi çarşısı, su müzesi, ateş tapınakları, tarihi atmosferi ve orijinal dokusuyla Yezd, görülmeye değer gerçek bir güzellik. Yola düşme zamanı…
Yezd beşlişi
- • Eski şehrin dar sokaklarında kaybolmak.
- • Meydanın arkasında bulunan kafelerin birinde oturup şehri seyre dalmak.
- • Çölün ortasındaki cennet namıyla bilinen Dolat Abad bağını keşfetmek.
- • Rüzgâr bacaları (bad-gir) ve antik su kanalları hakkında halkla sohbet etmek.
- • Sessizlik Kuleleri’ni izlemek ve Nazan Bekiroğlu’nun Nar Ağacı adlı romanını hatırlamak.