Sahaflar loncası dijitalde kuruldu
Koronavirüs sebebiyle zaruren evde geçirdiğimiz şu günlerde, insanların basılı kitaba yoğun bir geri dönüşü oldu. İnternet alışverişlerinin mühim bir kısmını kitaplar oluşturuyor. Kitaba olan bu rağbet sahafların da internete ağırlık vermesini sağladı. Zahmetli günlerin güzelliği olarak Sahaf Kolektifi sosyal mecralar üzerinden usta sahafların birbirinden değerli, bilgi dolu yayınlarını payalaşıyor. İnternet çağında sahaflığı, Sahaf Kolektifi’nin kurucularından ve ikinci nesil sahafların en gençlerinden Ümit Gökçe İşli ile konuştuk.
Sahafların kısa süreli dernek faaliyetleri olsa da herhalde bu zamana kadar bu kadar etkili ve geniş katılımlı bir kolektifi olmamıştı. Bunun nedenlerini açıklayabilir misiniz?
Evet maalesef tarihte sahafların dernek faaliyetlerinin başarılı olamadığını görüyoruz.
İlk olarak 1950’li yıllarda sahaflar çarşısında çıkan yangın sonrası çarşı esnafının kurduğu bir dernek var. Fakat bu derneğin belediye ile dükkân kiraları hakkında görüşme yapmaktan öte hiçbir mesleki girişimde bulunmadıklarını biliyoruz. Bu sorunun spesifik bir cevabı olmamasına karşın en anlamlı cevabımız veya tahminimiz şu: Sahafların çok farklı ideolojilerden, çok farklı ticari amaçlardan, çok farklı kişiliklerden oluşması. Bu nedenle sürekli olarak kendi içlerinde bile her konuda mütabakata varamamışlar ve bir türlü dernek faaliyetlerinin mesleki açıdan getireceklerinin bilincine ulaşamamışlar. Ustalarımız bu mesleği çoğunlukla “tek tabanca” yürütmüşler ve yaptıkları girişimler de hep şahsî olmuş. İlgi alanları kitap konusunda ortak olmakla birlikte topladıkları kitapların içeriği, kendi koleksiyonları gibi konularda hep ayrışmışlar.
- Bu noktada kolektifin bu zaman içinde çıkması aslında manidar. Aslında herkesin hep arzu ettiği birşeyi, kişisel çıkarları gözetmeksizin sahaflık adına yapılması gereken bir zamandan geçiyoruz.
Bu nedenle bu noktada insanlar artık kişisellikten çıkıp herkesi içericek bir kolektif fikrine çok sıcak bakmaya başladılar. Bizler kolektifin tohumlarını ektik ve neredeyse bir kaç gecede bütün sahaflar hem fiilen hem fikren içinde bulunduğu bu kolektif hayatına başlamış oldu.
Siz bu mesleği babanızdan tevarüs ederek devam ettiriyorsunuz. Biraz kendinizden, mesleğe nasıl başladığınızdan genç sahafların mesleğe ne gibi yenilikler getirdiğinden bahsedebilir misiniz?
Babamın (Emin Nedret İşli) sahaf olması hasebiyle aslında kitap dünyasının içine doğdum. Fakat mesleğe geç başlayan ikinci kuşak sahaflardanım. Severek ve isteyerek Uluslararası İlişkiler okudum. Fakat mezuniyetime bir sene kala bende bir farkındalık oluştu. Babamın yaptığı işe daha çok ilgi duymaya çevremden, arkadaşlarımdan ufak tefek kitap alıp satmaya başladım. Yaptığım iş zamanla dükkâna gidip gelmemi oradaki havayı teneffüs etmemi sağladı. Sahaf olmak bir anda cazip geldi ve babamın mesleğini devam ettirmeye karar verdim. Bu kararı aldıktan sonra kitapları tanımaya ve Osmanlıca öğrenmeye başladım. Şu anda aktif olarak çıraklık rütbemi tamamlamaya çaba göstermekteyim.
- Bir genç olarak tabi ki dükkânda geliştirmek ve değiştirmek istediğim bir takım şeyler mevcut. Mesela ben dükkâna gitmeye başladıktan sonra sosyal medyada çok zayıf olduğumuzu gördüm ve bu konuda babama neler yapılabilceği hakkında yol göstermeye çalıştım. Sosyal paylaşım sitelerinde hesaplar açtım.
Oradan gelen yoğun ilgiyi babam dâhil herkes gördü. Nitekim kendisi şuan benden daha fazla sosyal medya kullanıyor. Biz genç sahafların mesleğe katabileceği en büyük katkı teknolojinin nimetleri ile kitap dünyasını birleştirmektir.
Çünkü artık günümüzde insana ulaşmak veya bir kitabı insanlara tanıtmak bundan 15-20 yıl önceye göre çok daha kolay. Bu nedenle genç sahafların insanlara daha çok kitap tanıtması veya kitaplar konusunda insanlara daha çok fayda sağlayacağından eminim. Tabi ustalarımızın bilgisi ve tecrübesine erişebilmek için de var gücümüzle araştırmalı ve öğrenmeliyiz. Ara bir nesil olarak bizim yapacağımız iş farklı mecralara açılımla sahaflığın bilgi birkimini yeniden dolaşıma sokmak olacak.
Sahaf Kolektifi’nde farklı esnaf grupları da var. Kolektifi kimler kurdu?
Korona virüsü dolayısıyla sahafların yaşayabileceği sıkıntıları öngören ve aynı kaygıları taşıyan meslek önderlerimizden bazıları bu konu hakkında herkes ile konuşmaya ve bazı adımlar atmaya başladı.
Bu aşamada faal olarak faaliyetlerine devam eden iki sahaf derneği, Sahaflar Birliği Derneği ve İstanbul Sahaflar Derneği, üyeleriyle birlikte bu harekete katılım gösterdi. Akabinde kapısı bu meslekten herkese açık bir grup oluşturuludu ve hepimizin ortak kaygıları ve endişelerini gidermeye yönelik olarak bu kolektif kuruldu. Sonrasında sosyal medya ve kendi kanallarımızdan açıklama ile bir nevi kolektif topluma tanıtılmış oldu. Yani Sahaflar Kolektifini sahaflar kurdu. Ama bu kolektif sadece sahaflardan oluşmuyor. Biz çağrımızda da söylediğimiz gibi kolektifimiz içinde “çantacıları”da, “efemeracıları” da, “plakçıları”da, “nümizmat”ları da ya da seyyar olarak kitap satan arkadaşlarımızı da barındıyoruz. Bu yüzden aslında adımızda kolektif kelimesini geçirmek istedik işin aslı.
Sahafların aslında internetle tanışması oldukça erken. Önce kimi satış sitelerinde sonra kitap satışında özelleşmiş sitelerde göründüler. İnternet üzerinden müzayedeler de oldukça hareketli. Peki Sahaf Kolektifi’nin kitap satışı dışında nasıl bir amacı var?
Sahafların bir kısmının internet yoluyla satışa başlayış tarihleri aslında birçok meslek grubuna göre daha erken. Nitekim şuanda da bir çok sahaf satışlarının büyük bir bölümünü internet üzerinden yapıyor. Son dönemlerde ortaya çıkan internet mezatları da değişen satış politikalarının bir ürünü aslında. Sahaf dostları, ahbapları, müşterileri bunlara rağbet gösteriyor.
Sahaf Kolektifi bu mecrada sahafların sadece kitap satışı için bulunmadığını göstermek. İletişim araçları değişiyor ve sahaflar da bu değişime hızlıca ayak uyduracaklar. Romantizm bir kenara bırakırsak zaten bizim yaptığımız işte günceli takip etmek, yeni çıkan kitaplardan, yeni yapılan özel baskılardan, yazarlar ve yayıncılar hakkında bilgi veren yeni yayınlardan haberdar olmak için sürekli bir takipteyiz. Bir diğer sebep de sosyal mecraları kullanarak bilgi kirliliğinin önüne geçmek. Farklı mecralar üzerinden yayın yaparak, belge paylaşarak, çeşitli floodlar (bilgiselleri) hazırlayarak hem sahaflık tarihi, hem de yayın dünyası hakkında açıklayıcı bilgiler vermek istiyoruz.
Bir diğer sebep ise sahafları belirli ortak noktalarda buluşturmak.
- Mesela her sahafın kendine göre bir satış politikası olması sonucu bir kitabı internette 20 liraya da 200 liraya da bulabiliyorsunuz. Fakat ortak bir bilinç aşılayarak hem kitabın değerinde satılmasını hem de sahafın haklı bir kazanç elde etmesini sağlamak istiyoruz.
Yani kolektif zor zamanlarda sahafların birlik olmasını sağlayacak. Aynı zamanda mesleki kültürün yaygınlaşmasını, kitapların ve sahafların korunmasını, ve ekonomik anlamda sahaflara birşeyler katmayı amaçlayacak. Bir bakıma kendi kendinin loncası ve ekthüdası konumunda diyebiliriz. Bu sahaf kolektifi yıllardan beri ihtiyaç duyulan bir oluşum. Koronavirüs felaketini fırsata dönüştürmek arzusuyla yıllardır ihtiyaç duyulan bu hareketi başlattık.
Türkiyedeki bütün sahaf dükkânlarını içeren dijital bir harita hazırlığınız var. Biraz ondan bahseder misiniz?
Bugün Londra’da ikinci el, antika değerli kitap satıcıları dolaşmak isteseniz kolay bir şekilde bütün satıcıların bilgilerini göseren bir harita elde edebilirsiniz. Maalesef İstanbul için böyle bir şey söz konusu değil.
Bu eksikliği kapatmak adına Türkiyedeki bütün sahafların, ikinci el kitap alıp satan kitabevlerinin, seyyar sahafların bulunduğu bir harita oluşturmaya çalışıyoruz. Aslında bu daha önce yapılmış bir çalışma fakat o çalışmada hem eksikler mevcut hem de artık güncel değil. Şuan gayet iyi gidiyor bu röpörtajı yaptığımız günlerde 250’ye yakın veriyi haritamıza aktardık. Eksik veya atladığımız olmaması adına biraz titiz çalışıyoruz ve en kısa sürede bu haritayı kullanıma açmayı hedefliyoruz. Pandemi geçtikten ve eksiksiz, hatalı olmadığına emin olduktan sonra da bunu sadece dijital değil yazılı hâle de getirmeyi planlıyoruz. Net bir tarih verememekle birlikte tahminlerimiz Haziranın ortasına kalmadan en azından dijital ortamda bu haritanın yayınlanabileceği yönünde fakat yazılı olarak hayata ne zaman geçirebiliriz onu biraz da hayatın normalleşme süreci göstericek.
Sahafların en büyük özelliği kendilerine has bir “mahfil” oluşturmaları ve buralarda başka yerlerde elde edilemeyecek bilgilerin sohbet esnasında öğrenilebilmesi idi. Bu çalışmanız sayesinde youtube ve instagram üzerine de aktarılıyor.
Kitaplardan kurtulamayacağımız gibi sahaf dükkânlarından da kurtulamayacağız.
Her ne kadar belirli bilgileri, yaşanmışlıkları vb. dijital ortamlara aktarıyor olsak da kimi bilgiler yine özel sohbetlerde aktarılacak. Bir de tabi sahaf dükkânları değişik karşılaşmaların mekânıdır, aynı konu hakkında bilgi/eser toplayan insanlar karşılaşır; çok farklı alanalara ilgi duyanlar karşılaşır ve her seferinde sohbet başka bir şekle bürünür. Bir süre sonra zaten sahaf-müşteri ilişkisi de gelişince mahrem bir sohbet oluyor. Bu sanırım böyle kalacak. Fakat bununla birlikte maalesef insanların eskisi kadar sahaflara gitmeye ve orada vakit geçirmeye fırsat bulamadıkları da bir gerçek.
Bu aşamada biz genç sahaflar teknolojinin nimetlerinden faydalanarak ustalarımızın insanlara internet yoluyla ulaşması, tecrübelerini ve yaşadıklarını anlatması çabasının içindeyiz. Yani bir nevi insanlar bize gelemiyorsa biz insanlara gidelim mantığıyla hareket ediyoruz. Bu anlamda da kolektif gibi ortak bir oluşumun hem toplumun her kesiminden hem de sahafların her kesiminden kabul görülme ihtimalinin fazla olması bizim işlerimizi kolaylaştırıyor. Bu nedenle de özellikle bu zor günlerde instagram veya youtube üzerinden gerek canlı gerek önceden çekilmiş video yayınları yapıyoruz. Ayrıca bu yayınların hiç sahafa gitmemiş yada hiç sahaf görmemiş fakat teknolojiyle arası çok iyi olan yeni nesile de ulaştığını görüyoruz. Pandemi günlerinde ortaya çıkan hareketimizin gelişerek büyüyeceğine gönülden inanıyor ve bunun için çabalıyoruz.