UNRWA'nın ortan kaldırılması Filistinlilerin ölüme terk edilmesi demek
İsrail işgali altındaki Filistin toprakları dışında 1948'den beri diasporada yaşayan Filistinlilerin önemli bir kısmı, Lübnan'daki 12 farklı kampta ve kendi imkanlarıyla kiraladıkları evlerde yaşam mücadelesi veriyor. Her yıl yaklaşık 200 bin Filistinli Lübnan'daki UNRWA'nın sunduğu çeşitli destek programı ve hizmetlerinden faydalanıyor. Ancak İsrail'in bazı iddiaları üzerine aralarında ABD'nin de olduğu kimi ülkelerin UNRWA'ya finansal desteğini geçici süreyle durdurma kararı, Lübnan'daki kötü koşullardaki mültecilerin geleceğini tehdit ediyor.
İsrail'in kuruluşundan hemen sonra 750 binin üzerinde Filistinli sürgün ve etnik temizliğe muhatap oldu. Lübnan'da 76 yıldır sürgünde yaşayan Filistinli mülteciler ise, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) yönelik finansal desteğin durdurulmasının kendileri için ölümle eş değer olduğunu söylüyor.
Ülkede Filistinlilerin yaşadığı 12 mülteci kampından biri olan başkent Beyrut'taki Burc el-Baracna'da ikamet eden Filistinli mülteciler, İsrail'in talebi üzerine aralarında ABD'nin de bulunduğu bazı ülkelerin UNRWA'ya yönelik desteklerini geçici olarak durdurma kararını kendi perspektiflerinden değerlendirdi.
- Lübnan'da UNRWA'ya kayıtlı Filistinli mülteci sayısı, 2023'te 490 bin olarak belirlendi. Buna ek olarak, Suriye'den gelip Lübnan'da ikamet eden 31 bin 500 Filistinli de bulunuyor. Ancak UNRWA'ya kayıt yaptırmak gönüllü bir işlem olduğu için tüm mülteciler kayıt yaptırmayabiliyor veya ülkeden ayrıldıklarında sayıdan düşülmeyebiliyor.
Ailesi 1948'de Filistin'in Safed kentinden göç eden ve 1953'te Burc el-Baracna Mülteci Kampı'nda dünyaya gelen Muhammed Hacı, şu ana kadar ana vatanını göremediğini ancak birçok mülteci gibi "bir gün Filistin'e dönecekleri" umudu ile hayata tutunduklarını ifade etti.
"UNRWA'ya desteğin kesilmesi, Lübnan'daki Filistinli mültecilerin durumunun daha da kötüleşmesi demek"
Hâlihazırda derin bir ekonomik krizle boğuşan Lübnan'da mültecilerin en başından beri yapısal ayrımcılığa maruz bırakıldığını ve hiçbir zaman normal bir vatandaş gibi sosyal haklara sahip olamadığını dile getiren Hacı, UNRWA'dan gelen yardımların kesilmesi durumunda kendilerini daha da zor günlerin beklediğini söyledi.
Hacı, şöyle konuştu:
- "UNRWA'ya yönelik desteğin kesilmesi, Lübnan'daki Filistinli mültecilerin durumunun ve yaşamlarının daha da kötüleşmesi demektir. Özellikle okul ve hastaneler için. Hastaneye gidenleri çok zor günler bekliyor. 3 ayda bir bizlere nakdi olarak 50 dolar ödeniyor.
- Bu ülkede iş yok. Yabancılar emlak sahibi olabiliyor ancak Filistinli mültecilerin mülk sahibi olmasına izin verilmiyor. Hatta mültecilerin çalışması dahi yasak. Ancak Lübnanlı olması gerekiyor."
Mülteci kampında zaten zor şartlar altında yaşam mücadelesi verdiklerini vurgulayan Hacı, "Biz evde 5 kişiyiz ve 3 ayda bir 250 dolar alıyorum. Bu neye yeter! Ben burada doğdum ve tüm hayatımı burada geçirdim. Şu anda 70 yaşındayım." dedi.
UNRWA yardımlarının durması Filistinli mültecileri 2'nci kez göçe zorlar
Burc el-Baracna Mülteci Kampı'nda yaşayan Filistinli Abbas Muhammed, UNRWA'dan gelecek yardımların durmasının buradaki Filistinli mültecileri 2'nci bir göçe zorlayacağını ifade etti.
Lübnan vatandaşı olmak ya da göç etmek gibi bir isteklerinin olmadığını vurgulayan Muhammed, tek arzularının topraklarına dönmek olduğunu dile getirdi.
Muhammed, şu ifadeleri kullandı:
- "UNRWA'nın verdiği desteklerin ve hizmetlerin durması Lübnan'daki Filistinli mültecilerin yaşam mücadelesinin daha da zorlaşması demek. Çünkü UNRWA Lübnan'a göç etmek zorunda kalmış Filistinli mültecilere insani yardım vermekle görevli. UNRWA'nın ortan kaldırılması Filistinlilerin ölüme terk edilmesi demek."
UNRWA'nın kuruluş amacı Filistinli mültecilere yardım etmek
Kamptaki özel bir okulda müdür olarak görev yapan ve birçok mülteci gibi kampta doğan 65 yaşındaki Filistinli Fatma Hatib, ailesinin 1948'de bugün İsrail'in kuzeyinde Lübnan sınırında yer alan İbranice "Kiryat Şmona" olarak bilinen Halsa köyünden göç ettiğini söyledi.
Hatib, ailesinin göç hikâyesini şöyle anlattı:
- "İlk önce Lübnan'ın güneyine, ardından UNRWA tarafından inşa edilen Burc el-Baracna'ya yani buraya gelmişler. UNRWA'nın kuruluş sebebi zaten evinden, yerinden olan Filistinli mültecilere yardım sağlamak. Hâlen kampta Filistin'deki evinin anahtarını taşıyanlar ve bir gün dönmeyi bekleyenler var."
Gazze'de binlerce çocuk ve kadının öldürüldüğünü, tam anlamıyla bir savaş suçu işlendiğini ancak iddiaları kanıtlanmamış bir soruşturma nedeniyle UNRWA'ya yardımların kesilmesi suretiyle milyonlarca insanın aç bırakılmakla tehdit edildiğini belirten Hatib, İsrail'in 75 yıldır Filistin'in kutsal değerlerini ayaklar altına aldığını ve toprağını gasbettiğini ifade etti.
Lübnan'da yaşamaktan çok mutlu olmadıklarını ve perişan bir vaziyette olduklarını dile getiren Hatib, şunları söyledi:
- "Bugün sınırı açarlarsa buralarda 1 dakika bile beklemem. Burada ne çalışabiliyor, ne mülk sahibi olabiliyor, ne de gelecek inşa edebiliyoruz. UNRWA'ya desteğin kesilmesi ekonomiden ziyade siyasî bir meseledir. UNRWA'nın Lübnan'da idare ettiği 12 kamp var. Nereye gidersen git 'UNRWA'ya başvur' derler. Lübnan hükümetinin yapamadığını Filistinli mülteciler için UNRWA yapıyor."
Lübnan'daki mülteci kampları
Aynu'l-Hilve:Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde yer alan kampta, Filistin'den 1948'de gelen mülteciler ikamet ediyor. UNRWA'nın verilerine göre kampta hâlihazırda 55 bin mülteci bulunuyor. Kamp, Lübnan'ın farklı bölgelerinde yaşanan çatışmalar nedeniyle yerinden edilen birçok mültecinin de adresi. Özellikle 2007 yılında Trablusşam'dan bu kampa göçler oldu. Suriye'deki iç savaş sonrası da bu ülkede yaşayan çok sayıda Filistinli, Aynu'l-Hilve'ye yerleşti.
Beddavî Kampı: Ülkenin kuzeyindeki Trablusşam'da kent merkezinin kuzeydoğusuna 5 kilometre mesafede yer alan kamp 1955'te kuruldu. Burası zaman içerisinde 1976'da kapanan Tel Zater ve Nebatiye gibi kamplardan gelen mültecileri de ağırladı. Kampta 16 bin 500 Filistinli mülteci yaşıyor.
Burcu'l-Baracna: Kurulduğu 1948'de Beyrut'un kent merkezinden 4 kilometre mesafe olsa da bugün başkentin neredeyse tam merkezinde yer alıyor. Kamp 1982'deki İsrail'in Lübnan'ı işgali sırasında büyük yıkıma maruz kaldı. Kampın nüfusu kuruluşu sırasında 3 bin 500 civarındaydı. 1969'dan itibaren kampın nüfusu katlanarak artmaya başladı ve şu anda burada 18 bin mülteci yaşıyor.
Burcu'l-Şimali: 23 bin mültecinin yaşadığı kamp, 1948'de Sur kent merkezine 3 kilometre mesafede kuruldu. Kamp, İsrail işgali sırasında büyük zarar gördü.
Dıbeyye Kampı: Beyrut'un kuzeyinde kent merkezine 12 kilometre mesafede yer alan kamp, 1956'da kuruldu. Kampta halihazırda 4 bin 500 mülteci ikamet ediyor.
El-Bas Kampı: Sur kent merkezinden 1,5 kilometre mesafede. Bu kamp Fransızlar tarafından 1939'da Ermeniler için inşa edildi. Ermenilerin Bekaa Vadisi'ndeki "Ancar" bölgesine gönderilmesinden sonra 1950'de Filistin'den gelen mülteciler buraya yerleşti. Şu anda 10 bine yakın mülteci ikamet ediyor.
Mar İlyas: 1952'de Beyrut'un güneybatısında açılan kampta 2 bin Hristiyan Filistinli yaşıyor.
Miye Miye Kampı: 1954'te Sayda'da açılan kampta hâlihazırda 5 bin mülteci bulunuyor.
Naher el-Barid Kampı: Ülkenin kuzeyindeki Trablusşam kentine yakın bir mesafede yer alan kampta 2007'de Filistinli gruplar ve Lübnan ordusu arasından şiddetli çatışmalar meydana geldi. Kampta, o dönem yaşanan olaylar nedeniyle birçok mülteci yerinden olsa da halihazırda 27 bin mülteci kalıyor.
Reşadiyye Kampı: Sur kent merkezinden 5 kilometre mesafede 1936'da açıldı ve şu anda 30 bine yakın mülteci yaşıyor. Lübnan'daki iç savaştan ağır şekilde etkilenen ve büyük yıkımlara sahne olan kampta, o dönemki çatışmalar nedeniyle 5 bin mülteci yerinden oldu. Kamp 1936'de Ermenilere, ardından 1963'te de Filistinlilere yaşam alanı oldu.
Şatilla: Beyrut'ta yer alan kamp 1949'da kuruldu. Kamp, İsrail'in 1982'deki Lübnan işgali sırasında 3 binin üzerinde sivilin hayatını kaybettiği yer olarak hafızlara kazındı. Kampta şu anda 10 bin ile 22 bin arasında mültecinin yaşadığı tahmin ediliyor.
Vavel Kampı: Doğu'daki Bekaa Vadisi'nde yer alan kamp 1948'de inşa edildi. Şu anda 8 bine yakın mülteci ikamet ediyor.