Suriye’de Esed Rejimi nasıl kuruldu?
Suriye’de Hafız Esed rejiminin kurulmasını sağlayan altyapı, 20. yüzyılın başlarından itibaren şekillenmeye başlamış ve tarihî, siyasî ve içtimaî birçok dinamiğin birleşimiyle oluşmuştu. Bu altyapı, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından Fransız manda yönetimi altında gelişen mezhepsel ve etnik ayrışmalar, bağımsızlık sonrası siyasî çalkantılar ve Baas Partisi'nin yükselişi gibi süreçlerle derinleşmişti. Hafız Esed’in iktidarı, bu yapıların ve koşulların bir neticesi olarak ortaya çıkmış ve rejimini sağlamlaştırmada bu altyapının unsurlarından yararlanmıştı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından Suriye, Fransız manda yönetimine girmişti. Fransızlar, bölgede "böl ve yönet" politikası uygulayarak farklı etnik ve mezhepsel gruplar arasındaki ayrışmayı derinleştirmişti. Bu süreçte, Alevî topluluğu, diğer mezheplerden farklı olarak nispeten marjinal bir konumda kalmıştı.
- Ancak Fransızlar, Alevî nüfusunu ordu ve güvenlik güçlerinde görevlendirerek bu topluluğa ilk kez siyasî ve askerî bir nüfuz sağlamıştı. Bu durum, Alevîlerin gelecekte Suriye’nin yönetiminde önemli bir rol oynamasına zemin hazırlamıştı. Ordu, Suriye’nin bağımsızlığından sonra da güçlü bir siyasî aktör olmaya devam etmişti ve Alevîler, bu süreçte ordunun etkili pozisyonlarında yer almaya başlamıştı.
1946 yılında Suriye’nin bağımsızlığını kazanmasının ardından, ülke siyasî istikrarsızlık dönemine girmişti. Bu dönemde bir dizi askerî darbe gerçekleşmiş ve ülkede farklı ideolojik gruplar arasında güç mücadelesi yaşanmıştı. Suriye toplumunun etnik ve mezhepsel çeşitliliği, bu mücadeleleri daha karmaşık hale getirmişti. Sünnî çoğunluğun siyasî ve ekonomik olarak baskın olduğu bu dönemde, Alevî topluluğu hâlâ siyasî güçten yoksundu. Ancak Alevîlerin ordu içindeki etkinliği artmaya devam etmişti ve bu, gelecekte Hafız Esed’in yükselişi için bir temel oluşturmuştu.
Baas Partisi, 1947 yılında Suriye’de kurulmuş ve özellikle 1950’li yıllarda güç kazanmaya başlamıştı.
Sosyalist bir ekonomi politikası ve Arap milliyetçiliğini savunan Baas Partisi, hem kırsal kesimde hem de ordu içinde destek bulmuştu. Bu destek, özellikle Alevî topluluğunun Baas Partisi’ne katılımını artırmıştı. Parti, 1963 yılında bir askerî darbe ile iktidarı ele geçirmişti. Bu darbe, Suriye’nin siyasî yapısında radikal bir değişim oluşturmuş ve Baas Partisi'nin ideolojisi, devletin temel prensibi haline gelmişti.
1963 darbesinden sonra, Baas Partisi içindeki farklı hizipler arasında iktidar mücadelesi yaşanmıştı.
Hafız Esed, bu süreçte orduda hızla yükselmiş ve 1966 yılındaki bir başka darbede önemli bir rol oynamıştı.
Esed, 1969 yılında Savunma Bakanı olarak atanmış ve bu pozisyonu sayesinde ordudaki nüfuzunu daha da artırmıştı. Ordu ve Baas Partisi içindeki hizip çatışmaları, Hafız Esed’in gücünü konsolide etmesine olanak tanımıştı. 1970 yılında "Düzeltme Hareketi" olarak bilinen bir darbeyle iktidarı tamamen ele geçirmişti. Bu darbe, Hafız Esed’in liderliğinde otoriter bir rejimin kurulmasının başlangıcı olmuştu.
- Hafız Esed, iktidarını sağlamlaştırmak için mezhepsel, güvenlik temelli ve ideolojik bir altyapı oluşturmuştu. Alevî topluluğu, rejimin temel dayanaklarından biri haline gelmişti. Esed, Alevî subayları ve bürokratları devletin kilit pozisyonlarına yerleştirerek mezhepsel bir sadakat ağı oluşturmuştu.
Bu yapı, rejimin iç tehditlere karşı dayanıklılığını artırmıştı. Ancak bu durum, Sünnî çoğunluk ve diğer gruplar arasında hoşnutsuzluk yaratmış ve mezhepsel gerilimlerin artmasına neden olmuştu.
Güvenlik aygıtı, Hafız Esed rejiminin en güçlü unsurlarından biri olmuştu. Rejim, istihbarat teşkilatları ve güvenlik güçlerini muhalefeti bastırmak için etkili bir şekilde kullanmıştı. Birden fazla istihbarat kurumu, rejime yönelik olası tehditleri engellemek ve halk üzerindeki denetimi artırmak için faaliyet göstermişti.
- 1982 yılında Hama kentinde İhvân-ı Müslimîn’e karşı gerçekleştirilen baskı, rejimin güvenlik aygıtını nasıl kullandığının en çarpıcı örneklerinden biri olmuştu. Bu olayda, rejim, binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan bir askerî operasyon düzenlemiş ve muhalefeti ezmişti.
Hafız Esed, ideolojik bir meşruiyet sağlamak için Baas Partisi'nin ilkelerini etkili bir şekilde kullanmıştı. Arap milliyetçiliği ve sosyalizm söylemleri, rejimin toplumsal destek bulmasında önemli bir rol oynamıştı. Esed, bu ideolojiyi eğitim sistemine ve devlet propagandasına entegre etmişti. Ayrıca, Esed, kendisini Suriye’nin istikrarını ve ulusal birliğini sağlayan bir lider olarak sunmuştu. Bu söylem, hem iç hem de dış tehditlere karşı rejimin meşruiyetini güçlendirmişti.
Ekonomik altyapı, Hafız Esed rejiminin bir diğer önemli dayanağı olmuştu. Rejim, ekonomiyi sıkı bir şekilde kontrol etmiş ve devlet kaynaklarını patronaj ağları oluşturmak için kullanmıştı. Bu ağlar, rejime sadık bireyler ve gruplar arasında ekonomik ayrıcalıkların dağıtılmasını sağlamıştı. Ancak bu durum, ekonomik eşitsizlikleri artırmış ve toplumsal rahatsızlıklara zemin hazırlamıştı. Buna rağmen, rejim bu ekonomik yapıyı, siyasî istikrarı korumak için bir araç olarak kullanmıştı.
Hafız Esed, dış politika stratejileriyle de rejimini güçlendirmişti.
Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ile güçlü bir ilişki kurmuş ve bu ilişki, rejime hem askerî hem de ekonomik destek sağlamıştı.
Esed, ayrıca Ortadoğu’daki Arap-İsrail çatışmasında Suriye’nin stratejik önemini kullanarak uluslararası arenada manevra alanı oluşturmuştu. Bu stratejiler, rejimin hem iç hem de dış tehditlere karşı dayanıklılığını artırmıştı.
Hafız Esed’in 2000 yılında ölümünün ardından, oğlu Beşşar Esed iktidara geçmişti. Beşşar Esed, babasının oluşturduğu altyapıyı devralmış ve rejimin devamlılığını sağlamıştı. Ancak Beşşar Esed döneminde, özellikle 2011 yılında başlayan Arap Baharı gösterileriyle birlikte rejim ciddi zorluklarla karşılaşmıştı. Bu süreçte, Hafız Esed’in kurduğu altyapının rejimin ayakta kalmasında ne kadar etkili olduğu bir kez daha görülmüştü.
Suriye’de Hafız Esed rejiminin kurulmasını sağlayan altyapı, tarihsel, mezhepsel ve ideolojik unsurların bir araya gelmesiyle oluşmuştu.
Fransız manda yönetiminden başlayarak, Baas Partisi’nin yükselişi ve Hafız Esed’in otoriter yönetimiyle pekiştirilen bu altyapı, rejimin uzun süreli dayanıklılığını sağlamıştı. Ancak bu yapılar, aynı zamanda Suriye’deki toplumsal gerilimlerin ve çatışmaların da temelini atmıştı. Bugün, Esed rejimi, bu altyapının kalıntıları üzerinde can verirken, Suriye halkı bu mirasın yarattığı derin krizlerle mücadele etmektedir.