Rusya Müslümanlarının ilk partisi: İttifak-i Müslimin
Kafkasya, Türkistan, Sibirya, İdil Ural, Kırım’dan olmakla aşırı sağdan, aşırı sola kadar tüm ideolojik kesimlerden toplam 108 delegenin temsil edildiği toplantı Birinci Rusya Müslümanları Kongresi olarak kayıtlara geçti. Kısır döngülü tartışmaların damga vurduğu Birinci Kongre’de önemli kararlar da alınmıştı. Bunlardan en önemlisi Rusya Müslümanlarını bir arada toplaya bilecek bir siyasi partinin kurulması gerektiği yönünde ortaya çıkan fikirdi.
Çarlık Rusya’sı 1905 yılında hem Japonlara mağlup olarak hem de ihtilali yaşayarak sonraki süreçleri tetikleyecek iki kırılma anını aynı senede yaşadı. İlk kez büyük bir Avrupa devleti bir Asya devletine mağlup olmuş, işçi, köylü ve askeri ayaklanmalar sonucu anayasal monarşiye geçilmiş, çok partili seçimlerin yapılmasına karar verilmişti.
Bu dönem öncesine kadar Çarlık Rusyası coğrafyasında yaşayan Müslüman hareketler daha tedbirli davranarak, kanunlar dışına çıkmadan muhtelif alanlarda hak talebinde bulunuyorlardı. Cedidci mektebin en önemli simalarından olan İsmail Gaspıralı, Rusya ile açıktan mücadele etmenin mümkünsüz olduğunu ifade ediyor, önceki tecrübeleri de göz önünde bulundurarak ihtiyatlı yürümenin faydalarından bahsediyordu. Lakin, 1905 yılında Çarlık rejiminin içeride ve dışarıda mağlup edilebilir görüntüsünün Müslümanların zihninde de yer etmesi, İslâmî hareketlerin daha güçlü ve daha korkusuz hareket etmelerine sebep oldu.
O dönem Rus coğrafyasında ortaya çıkan İslâmî hareketlerin ve önderlerinin ideolojik yönelme şekilleri birbirinden farklılık gösteriyordu. İhtilalci Rus sosyalistlerle işbirliği yapma taraftarı olanlarla birlikte Rus Liberal Burjuvazisi ile anlaşma taraftarı olanlar da vardı.
Ama Rus ve Müslüman hareketleri bir noktada birleştiren en önemli nokta “ne olursa olsun Çar’ın devrilmesi” meselesi idi.
Rusya Müslümanlarının ilk toplantısı resmi izin alamadıkları için “yıllık fuar” adıyla Nijni Novgorod şehrinde, kiralanmış bir teknenin içinde 15 Ağustos 1905 yılında yapıldı. “Gustav Strove” adlı teknede gündüz 10’da başlayıp, gece 11’e kadar devam eden toplantının katılımcıları genelde Kazan Tatarları olsa da başkanlık Kırım Tatarı İsmail Gaspıralı, Azerbaycan’dan Ali Merdan Bey Topçubaşov ve Kazan Tatarı Yusuf Akçura arasında paylaşılmıştı.
Kafkasya, Türkistan, Sibirya, İdil Ural, Kırım’dan olmakla aşırı sağdan, aşırı sola kadar tüm ideolojik kesimlerden toplam 108 delegenin temsil edildiği toplantı Birinci Rusya Müslümanları Kongresi olarak kayıtlara geçti. Kısır döngülü tartışmaların damga vurduğu Birinci Kongre’de önemli kararlar da alınmıştı. Bunlardan en önemlisi Rusya Müslümanlarını bir arada toplaya bilecek bir siyasi partinin kurulması gerektiği yönünde ortaya çıkan fikirdi. Partinin adının bile belirlendiği kongrede nasıl kurulacağı, nasıl çalışacağı yönünde yöntem belirlenmemişti. Adının İttifak-i Müslimin olarak belirlendiği partinin dönemin şartlarında ittifak yapacağı kesim de belirlenmişti. Birinci kongrede toplanmanın amacı 5 maddede açıklandı:
- Siyasî, ekonomik ve toplumsal reformları yürütmek amacıyla Rusya Müslümanlarının birliğinin sağlanması,
- Tüm milliyetlere mensup halkların kendi temsilcilerini seçtiği, yasama ve yürütme gücünü paylaşacak demokratik bir rejimin kurulması,
- Müslümanların ve Rusların yasal eşitliği,
- Müslümanların okul, basın, kitap neşriyatı ve bir bütün olarak kültürel hayatını geliştirme özgürlüğü,
- Kongrenin belli aralıklarla toplanması
Birinci kongrenin belki de en önemli tarafı Kafkasyalı Şii Müslümanlarla İdil ve Kırım’ın Sünni Müslümanları arasında uzlaşma fikrinin sağlanması oldu. Musa Carullah Bigiyev kongrede Sünnilerin ve Şiilerin uzlaşmasını Kafkasyalı bir tüccarın ağzından şöyle anlatıyor: “Yıllardan beri Nijni Novgorod’a ticaret yapıyorum. Tatarlar bizden hiç alışveriş yapmazdı. Bu yıl onlara yaptığım satış miktarı altı bin rubleye ulaştı.”
Bigiyev konuyla ilgili ayrıca Tatar bir köylünün kinaye ile söylediği ifadeyi de aktarıyor:
Ağalar, bu ittifak çok iyi oldu, önceden olmalıydı. Ama ben ne olduğunu anlamıyorum. Biz mi Şiilerin dinine geçtik, yoksa Şiiler mi bizim dinimizi kabul ettiler? Nasıl olursa olsun iyi oldu.
İlk kongreden 5 ay sonra İkinci İslâm Kongresi 15-22 Ocak 1906 tarihinde St. Petersburg şehrinde toplanmayı başardı. İkinci Kongre de izinsiz organize edilmişti ve Kafkasya, Türkistan, İdil Ural ve Kırım’dan yüzlerce delege bir araya gelmişti. Her ne kadar kongrede Yusuf Akçura Anayasacı Demokratlar- Kadet’in (Konstitutsionno Demokraticheskaya Partiya) Müslümanlara daha yakın durduğunu söyleyip bu partiyle kol kola yürünmesi gerektiği konusunda katılımcılar ikna etmeye çalışsa da kongrenin sosyalist kanadı burjuvazi ile tek parti halinde bir araya gelmeye şiddetle karşı çıkıyordu. Sol kanatla birlikte İsmail Gaspıralı hem partinin kurulmasına karşı çıkıyor, hem de genel olarak seçimleri boykot etmeyi teklif ediyordu.
Kadet’le olan iş birliği ve karşılık görüşmeler sonucu bir iyi niyet göstericisi olarak Yusuf Akçura Kadet’in Merkezi İdare Komitesi’ne üye seçildi ve partinin programında Müslümanlar lehine bazı maddeler değiştirildi.
İkinci kongrede Kazanlı Tatarların daha baskın olması ve kararları kendi istedikleri gibi çıkarmaları Kafkasyalı delegeleri küstürdü ve kongre boyunca sessiz kalarak itirazlarını bu şekilde göstermiş oldular.
Üçüncü Kongre 16-20 Ağustos 1906 yılında, ilk defa resmi izin alınarak yapıldı. Kongre için iznin alınmasında herkes Abdürreşid İbrahim’e emeğinden dolayı şükranlarını sundular. 500 delege ve delege yetkisi olmayan 300 kişinin iştirak ettiği üçüncü kongrede ikinci kongredeki kararlar daha gür sesle ifade edilmiş ve somut adımlar atılmıştı. Şiddetli tartışmaların baş gösterdiği Üçüncü Kongrede de sol radikal grup Müslümanları bir siyasi partinin çatısı altından toplamanın sakıncalarını ifade ediyorlardı. Sol delegeler, Müslüman ülkeler arasında toplumsal farklılıkların olduğunu söyleyerek bu farklılığın parti çalışmasına da zarar vereceğini anlatıyorlardı. Kongrenin ikinci günü olan 17 Ağustos’ta delegelerin çoğunluğunun oyuyla yeni partinin kurulması kararı alındı ve merkezi komitenin kurulması işlemlerinin başlatılması için delegeler arasından 15 kişilik bir komisyon kuruldu.
- Yeni partinin kurulma kararının alınması Rusya’daki Müslümanlar için çok ehemmiyetli ve yeni bir olaydı. Kurulan parti aracılığıyla Müslümanlar taleplerini daha gür bir biçimde duyuracak, temsiliyet sorunu ortadan kalkmış olacak ve Rus siyaset sahnesinde kendilerine bir yer edinmiş olacaklardı.
Tüm eleştiri ve tartışmalara rağmen kongrede gizli oylama usulü ile 11’i İdil Tatarı, toplam 15 üyeden oluşan parti merkezi komitesi de seçildi.
1905 İhtilalinden sonra 26 Mart-20 Nisan 1906 tarihleri arasında 478 sandalyeli ilk Duma seçimlerinde Müslümanlar 25 sandalye kazandılar. 12’i İdil Ural bölgesinden olan 25 Müslüman milletvekili kısa dönem (Nisan-Temmuz 1906) süren birinci Duma’da daha çok Kadetçilerle beraber hareket ederek onlara bağlılıklarını göstermenin dışında bir şey yapmadılar. Birinci Duma’da Müslümanların ittifak yaptığı Kadet 161 milletvekili ile en çok sandalye kazanan parti oldu.
20 Şubat - 1 Haziran 1907 tarihine kadar ömrü olan İkinci Duma’da Müslümanlar koltuk sayısını 10 tane daha artırarak 35’e çıkardılar. İkinci Duma’da Azerbaycan’dan Ali Merdan bey Topçubaşov Müslüman milletvekillerini Duma içinde ayrı bir grup olarak örgütlemeye çalıştı ve bunda kısmen de başarılı oldu. Topçubaşov’un çağrısına 29 milletvekili karşılık verdi. Lakin her iki Duma toplantılarında seslerini duyuramayan Müslüman vekiller Kadetçilerin de onlara sırtlarını dönmeleriyle birlikte çok silik bir görüntü verdiler.
Üçüncü Duma seçimlerinde 10 millet vekili kazanan Müslümanların ön plana çıkan ismi Sadri Maksudi idi. Üçüncü Duma’da Ortodoks din adamlarının güçlü bir şekilde temsil edilmesi, Kadetçilerin koltuk sayılarının yarı yarıya azalması Müslüman milletvekillerinin de edilgen bir konumda durmasına zemin sağladı. Ortodoks millet vekillerinin Ruslaştırma ve Hristiyanlaştırma çıkışlarına Müslüman millet vekilleri dinî haklar, dinî özgürlük ve eğitim konusunda çıkışlar yaparak karşılık verdiler. Dördüncü, en uzun ömürlü sayılan Duma’da (15 Kasım 1912- 16 Şubat 1917) sadece 6 koltuk kazanan İttifak-i Müslimin Partisi, Rusya Müslümanların siyasi parti faaliyeti açısından bir hüsran örneği oldu.
Dördüncü Duma’nın Müslümanlar için başarı hanesine yazılan tek tarafı Tatar okullarında İslâm dininin öğretilmesi için devletin para yardımında bulunması önerisinin kabul edilmesi sayılabilir. Giderek düşen milletvekili sayıları, seslerini duyuramama, tabandan gelen sert eleştiri, Kadetçilere olan güvenin boşa çıkması gibi bir takım nedenlerden dolayı çöküşe geçen İttifak-i Müslimin Partisi 1914 yılında faaliyetini sonlandırmak zorunda kaldı. Dördüncü Duma'daki 6 Müslüman millet vekili de Kadet’in terkibinde bireysel olarak faaliyetlerini sürdürdüler.
İttifak-i Müslimin Partisi’nin başarısızlığı sonrası Rusya Müslümanlarının aydın ve ileri gelenleri haklarını yasal yolla aramanın anlamsızlığına inanmaya başladılar. Kendi güçlerinin farkında oldukları için siyasi faaliyete başladıklarında Rus liberallerine büyük umut bağlayan Müslümanlar, süreç içerisinde liberallerin de diğer Rus fraksiyonlardan bir farkının olmadığını gördüler. Müslümanlar, Rus Liberallerin de diğerleri gibi ırkçı ve emperyalist olduklarını itiraf etmeye başladıklarında artık partinin kurucularının belli bir kısmı Rus sosyalistlerin safına geçmişti. Kurucularının bir kısmı da Türkiye’ye göç eden partinin faaliyeti dönemin Rusya Müslümanlarını mücadelelerine ışık tutması açısından önemli.
- 20. yüzyılın başlarında Rusya Müslümanlarının siyasi faaliyetlerinin silik kalmasının en önemli nedenlerinden birisi şüphesiz tek bir liderin ortaya çıkamamış olması ve ideolojik ayrılıkların çok belirgin olmasıydı.
İttifak-i Müslimin Partisi’nin faaliyeti Kafkasyalı, Türkistanlı, Kırımlı ve İdillilerin zihninde belki bir başarı hikayesi olarak gözükmeye bilir ama sonraki nesillere örnek ve tecrübe olması açısından çok ciddi bir girişimdir. Bu tecrübeyi ve örnekliği biz 22 Mart 1990 yılında Tataristan’da Komünist Parti dışında kurulan ilk parti olan ve adını İttifak-i Müslim’den alan İttifak-i Tatar Bağımsızlık Partisi’nde gördük. Mezhep ve ideolojik görüşlerini bir kenara bırakarak bir araya gelen Müslümanların Çarlık rejimine karşı başlattıkları bu girişim diğer coğrafyalardaki Müslümanlar için de bir ders niteliğindedir.