1804 yılında Londra doğan John Frederick Lewis, gravür ve manzara ressamı olan babası Frederick Christian Lewis’ın da etkisiyle resim sanatına yöneldi.

İngiliz portre ressamı Sir Thomas Lawrence'ın atölyesinde ilk eğitimini almasının ardından hayvan ressamlığı üzerinde yoğunlaşarak sanat kariyerine adım attı.

Erken 20’li yaşlarında suluboya resme başladığı dönemde Avrupa seyahatine çıktı. 1832-1834 yılları arasında İspanya ve Fas’ı ziyaret etti. Yaptığı çizimler, kendisi ve başka sanatçılar tarafından litografilere dönüştürüldü.

• Granada'da ikamet ederken yaptığı El Hamra Sarayı'nın eskizlerini, daha sonra kitap olarak yayımladı.

Seyahatlerine devam eden Lewis, 1837’de İtalya ve Yunanistan yolculuğundan sonra rotasını 1840’ta İstanbul’a çevirdi. Doğu’yu anlatabilmek için halkın içinde yaşayan Lewis, Anadolu’nun bazı bölgelerine de seyahatler gerçekleştirerek buralarda gördüğü manzaraları ve günlük hayatın panoramasını eskizlerine aktardı.

1841-1851 yılları arasında uzun Doğu yolculuğunun son adımını Mısır’a gerçekleştirdi. Kahire’de, resimlerinde sıkça kullandığı geleneksel bir üst sınıf eve yerleşen Lewis, birçok resmini bu şehirde tamamladı.

1851’de İngiltere’ye döndükten sonra çalışmalarına burada devam etti. Hayatının sonuna dek resim yapmaya ve sergilemeye devam eden John Frederick Lewis, Kraliyet Akademisi üyesi oldu ve Suluboya Ressamlar Derneği Başkanlığını yürüttü.

1876'daki ölümüyle bir asır boyunca büyük ölçüde unutulduktan sonra, eserleri 1970'lerden bu yana tekrar itibar görmeye başladı. Günümüzde Lewis’ın resimleri, müzayedelerde milyonlarca dolara alıcı bulmakta.

Gerçekçilik standartlarını alt üst etti

Realist bir perspektiften Doğu’yu resmeden John Frederick Lewis; İslâmî mimarî yapıları, sokakları, kostümleri, sahneleri titizlikle işlediği, gerçekçi yağlıboya ve suluboya resimler ortaya koydu. Hem Ortadoğu’da yaşamın abartısız sahnelerini hem de Batı etkisi çok az olan üst sınıf Mısır iç mekânlarındaki daha idealize edilmiş sahneleri gösteren oldukça ayrıntılı eserlerde uzmanlaştı.

• Çıplak kadın tenini resmetmek bahanesiyle fırçasını İslâm dünyasına çeviren ve Doğulu kadınları şehvetli bir şekilde resmeden diğer birçok Oryantalist ressamın aksine, çıplak resim yapmadı. Oryantalist eserleri açıkça idealize edilmiş olsa da, türünün çoğunda bulunan müstehcenliğin ön plana çıkartıldığı çarpıtılmış bir Doğu tablosu yerine Doğu'yu gündelik yaşamı yansıtan resimlerle sergiledi.

Rağbet görmüş Oryantalist ressamların aksine yeni gerçekçilik standartları belirleyen Lewis, önde gelen Fransız Oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme da dahil olmak üzere birçok sanatçıyı etkisi altında bıraktı.

John Frederick Lewis'in yağlıboya resimlerinden örnekler: