Doğu'yu resmetmek
Batı medeniyeti bütün varlığıyla Avrupa’da tecessüm etmeye başlarken bazı Avrupalı sanatçılar, tuvallerine geçirmek için, gözlerine çirkin gelen bu medeniyetten daha farklı bir manzara aramaya koyuldular. Batı medeniyeti tarafından dönüştürülmemiş şehirlerin, bu şehirde yaşayan insanların görüntülerini kağıda dökmek üzere doğuya seyahatler gerçekleştirdiler. Eski olanı aramaya yönelik bu çaba oryantalist akımı ortaya çıkardı.
Batı medeniyeti bütün varlığıyla Avrupa’da tecessüm etmeye başlarken bazı Avrupalı sanatçılar, tuvallerine geçirmek için, gözlerine çirkin gelen bu medeniyetten daha farklı bir manzara aramaya koyuldular. Batılı ressamlar, Alman ressam Gustav Bauernfeind’ın “medeniyetin neredeyse hiç dokunmadığı bir yer” olarak tanımladığı Şam gibi, Batı medeniyeti tarafından dönüştürülmemiş şehirlerin, bu şehirde yaşayan insanların görüntülerini kağıda dökmek üzere doğuya seyahatler gerçekleştirdiler.
Eski olanı aramaya yönelik bu çaba oryantalist akımı ortaya çıkardı.
Oryantalist akım, ana takipçileri Fransız ressamlardan oluştuğu ilk döneminde Doğu’yu saldırgan, şehevi ve gizemli bir şekilde resmederken zaman içinde dönüşümlere uğradı. İngiliz ve özellikle Alman ressamların bu sanat akımına katılmasıyla, Avrupalı zihinlerin Doğu’ya kattıkları karikatürize edilmiş egzotik hava çıkartılarak akıma Doğu manzaralarını yansıtan bir hava kazandırıldı. Bir yandan Batı’nın farklılaşan Doğu algısı ile birlikte değişen Oryantalist akım, öte yandan ortaya koyulan eserlerle Batı’daki Doğu tasavvurlarını da dönüştürdü. Oryantalist akım sadece resimde kalmadı; mimari, dekorasyon gibi birçok alana sıçradı. Elbette doğuya seyahat eden o ressamların etkisiyle…
John Frederick Lewis
John Frederick Lewis 1804 yılında Londra doğdu. Ressam olan babasının etkisiyle resim sanatına yöneldi ve ilk eğitimini Londra’da bir ustanın atölyesinde aldı. Sanat kariyerinin ilk aşmalarında hayvan ressamlığı yapan Lewis, bu tecrübesini Oryantalist tablolarında da kullandı.
1832 ve 1834 yılları arasında İspanya ve Fas’ı ziyaret eden Lewis, El Hamra Sarayı'nın eskizlerinin yer aldığı kitabını yayınladı.
İtalya ve Yunanistan’a yaptığı yolculuğundan sonra 1840’da İstanbul’u ziyaret etti. İstanbul’dan sonra Anadolu’nun bazı bölgelerine de seyahatler gerçekleştiren Lewis, bu şehirlerde gördüğü manzaraların da eskizlerini çıkarttı.
1841’de Kahire’ye yerleşen John Frederick Lewis, birçok resmini bu şehirde tamamladı. 1951 yılında İngiltere’ye geri döndü ve çalışmalarını burada sürdürdü.
Realist bir perspektiften Doğu’yu resmeden Lewis, Gérôme’dan etkilenerek, mimari yapıları, sokakları, kostümleri, sahneleri titizlikle işlediği, yağlıboya ve suluboya tuvalleri ortaya çıkardı. Diğer Oryantalist ressamların aksine, kadın bedeni ve cinselliğin ön plana çıkartıldığı çarpıtılmış bir Doğu tablosu yerine Doğu'yu gündelik yaşamı yansıtan resimlerle sergiledi.
Jean-Léon Gérôme
Fransa’nın Vesoul kentinde 1824’de dünyaya gelen Jean-Léon Gérôme, Paris’e giderek sanat eğitimi aldı. Sanat hayatının ilk dönemlerinde tarihî olayları ve Yunan Mitolojisini konu alan resimler yaptı.
1856’da Kahire ziyaretini gerçekleştirdi. Doğu resimlerini devşireceği manzaraları topladığı bu seyahati, Kudüs ve Şam’a kadar uzandı.
Çok hareketli geçen doğu yolculuğunda yakaladığı görüntüleri tuvale geçirecek vakit bulamayan Gérôme, kamp kurduğu zamanlarda bu görüntüleri eskizlerine aktardı. Fransa’ya geri döndüğünde ise bu eskizlere canlılık katarak, yer yer ilave kostümler ve kişiler ekleyerek Doğu manzaralarını tablolara işledi.
Gérôme canlı şekilde resmettiği Doğu şehirlerinin yanında, cinselliğin ve kadın bedenin abartılı şekilde ön plana çıkarıldığı klasik Oryantalist eserler de ortaya koydu. Yağlıboya ile resmettiği Oryantalist tablolar Paris’te saygınlığının artmasına neden oldu.
Diğer Oryantalist ressamların aksine Gérôme’un eserlerinin büyük bir bölümünü Doğu ile ilgili resimler oluşturmuyordu. Gérôme doğu seyahatinden sonra da, ilk sanat yıllarında yaptığı gibi Mitoloji ve tarih konularında tablolar ortaya koydu.
Gustav Bauernfeind
1848’de Almanya’da Yahudi bir ailede gözlerini açan Gustav Bauernfeind, Stuttgart’ta mimarlık üzerine eğitim aldı. Bazı hocalarının etkisiyle resimle ilgilenmeye başlayan Bauernfeind, ilk çalışmalarında İtalya, Almanya gibi ülkelerin şehirlerini tuvaline aktardı.
1880’de Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün gibi ülkeleri içine alan bir seyahate çıkmasıyla birlikte resimlerinde Doğu imgesini işlemeye başladı.
1896’da ziyaret ettiği Filistin’in çalışmaları üzerinde büyük bir etkisi oldu.
- Ağlama Duvarı, Mescid-i Aksâ’yı ve Filistin sokaklarını resmettiği eserlerini 1899’da Filistin’e temelli olarak yerleştiğinde ortaya koydu.
Alman Oryantalistlerin realist tarzını kullanan Bauernfeind karşılaştığı manzaraları ayrıntılı bir şekilde tablolarına yansıttı.
Rudolf Ernst
Mimar bir babanın oğlu olarak 1854’te Avusturya’nın Viyana şehrinde dünyaya gelen Rudolf Ernst, babasının desteğiyle 15 yaşındayken Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi.
Roma’da sanatında ustalaşmak için zaman geçiren Ernst 1887’de İspanya üzerinden Fas ve Mısır’a gitti. Ernst, bu yolculuklarda tecrübe ettiği Doğu dünyası hakkında fazlasıyla eser ortaya koyarak Oryantalist ressamların en önemli temsilcilerinden biri oldu.
Gençlik yıllarında, gündelik hayatı konu alan her türlü sahnenin resmedildiği tür sanatı ile ilgilenmesi, Doğu’da gördüğü her manzarayı tuvale geçirmesinde etkili oldu.
- Gündelik hayatı, sokakları, yapıları ve muhtelif konumları olan insanları içeren tablolarıyla Doğu hayatının en gerçekçi tasvirlerini ortaya koydu.
Doğu hayatı onu öylesine etkiledi ki 1905’te Doğu çinileri üretecek bir şirket kurmak üzere Paris’in Fontenay-aux-Roses bölgesine taşındı. Buradaki evini Osmanlı mimarisine uygun bir şekilde inşa ettiren Ernst, ölene kadar münzevi bir hayat yaşadı.
Ludwig Deutsch
Yahudi asıllı bir ailenin çocuğu olarak 1855’te Avusturya’da dünyaya gelen Deutsch, eğitimini Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nde gördü.
Eğitim hayatında ve kariyerinin ilk yıllarında daha çok tarihî olaylar üzerine resimler çizdi fakat 1878’de ilgisi Oryantalist akıma kaydı.
1890’larda Mısır’a gerçekleştirdiği üç seyahat en önemli eserlerini vermesine sebep oldu. Ludwig Duetsch Mısır’da karşılaştığı manzaraları tuvaline geçirerek bu coğrafyayı konu alan birçok resme imza attı.
Çalışmalarında çoğunlukla Doğu halkının günlük hayatına yer veren Ludwig Deutsch tablolarında, Doğu’yu renkli ve canlı bir yer olarak resmetti.
Namaz kılanları, muhafızları, sokak satıcılarını, müzisyenleri konu alan birçok eser ortaya koydu. Bu manzaraları gerçekçi bir perspektifle yansıtmaya önem veren Deutsch, insanlar, binalar ve mekanların tasvirinde fazlasıyla detaycı bir tavır ortaya koydu.