Doğu'yu resmetmek II
Doğu, sanatçılar için bir cazibe noktası haline gelince tuvallerine Doğu’nun gizemini ve güzelliğini yansıtmak amacıyla birçok Avrupalı sanatçı doğuya doğru seyahatlere çıktı. Batı’daki Doğu algısını oluşturan 19’ncu yüzyıldaki bu ressamların elinde parlayan akım ise Oryantalizm oldu.
Doğu sanatçılar için bir cazibe noktası haline gelince tuvallerine Doğu’nun gizemini ve güzelliğini yansıtmak amacıyla birçok Avrupalı sanatçı doğuya doğru seyahatlere çıktı. Kuzey Afrika, Mısır, Suriye ve Türkiye sadece bu Batılı ressamları misafir etmedi aynı zamanda onların çalışmalarına konu oldu. 19’uncu yüzyılda doğuya seyahat eden ressamlar Batı’daki Doğu algısını oluşturdu ve sürdürdükleri çalışmalarıyla ileriki süreçte bu algıyı değiştirdiler. Oryantalizm akımı da bu ressamların elinde parladı.
Tadeusz Ajdukiewicz
Polonya’nın güneyinde yer alan Wieliczka kasabasında, 1852 yılında doğan Tadeusz Ajdukiewicz, 1873 yılına kadar, daha çok tarihi resimleri ile tanınan, Polonyalı bir ressam olan Władysław Łuszczkiewicz’in yanında eğitim aldı.
Łuszczkiewicz’in rektörü olduğu Krakow Güzel Sanatlar Akademisi’nde geçirdiği uzun yılların ardından Viyana ve Münih’e seyahat eden Ajdukiewicz bu şehirlerde birçok tanınmış ressamla çalışma fırsatı yakaladı.
1877’de, Kont Władysław Branicki’ye eşlik ederek Paris ve Balkanlar’a seyahat etti. Seyahatinden geri döndükten Viyana’ya yerleşen Ajdukiewicz burada aristokrasi heyetlerinde çalıştı. 1883’de Londra’ya yerleşen Polonyalı ressam Galler Prensi'nin portresini çizdi.
1884’de Sultan II. Abdülhamid’in davetiyle İstanbul’a gelen Ajdukiewicz oryantalist resimler yapma fırsatını elde etti.
İstanbul’a yaptığı ziyaretin ardından Anadolu’yu da gezen ressam, seyahatini Mısır’a kadar uzattı.
Anadolu ve Mısır yolculuğu sırasında birçok eser ortaya koyan Ajdukiewicz bu tablolarında daha çok bölge insanını resmetti. Oryantalist tarzda olmayan eserlerinde de oldukça yer tutan at figürünü Doğuyu resmettiği tablolarında da ağırlıklı olarak kullandı.
Charles Bargue
Tam olarak ne zaman doğduğu bilinmese de, Charles Bargue’ın 1826/1827 yılları arasında Fransa’da dünyaya geldiği düşünülmektedir.
Sanat dünyasında daha çok, büyük oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme ile birlikte ortaya koyduğu “Çizim Dersleri” kitabı ile tanınan Bargue aynı zamanda oryantalist tarzda çalışmalar yapmış bir ressamdır.
Gérôme’un yanında çalıştığı yıllar boyunca onun ortaya koyduğu sanatçı tarzdan etkilenen Bargue hocasının yaptığı oryantalist resimlerden de etkilenmiştir.
Bargue Kuzey Afrika ve Balkanlara yaptığı seyahatlerde kazandığı tecrübeler ve şahit olduğu manzaraları, hocasından öğrendiği oryantalist tarzın yardımıyla, tuvalleri süsleyen sanat eserlerine dönüştürdü.
Giulio Rosati
1861 yılında Roma’da, bir asker ve bir bankacı olan ebeveynin çocuğu olarak dünyaya gelen İtalyan ressam meslek konusunda ailesinin izini sürmek yerine sanata yoğunlaşmayı tercih etti.
Dario Querci ve Francesco Podesti gibi ressamların eğitim verdiği Accademia di San Luca’da eğitim aldı. Bunun yanında Madrid’deki Prado Müzesi’nin müdürü Luis Álvarez Catalá’dan dersler de aldı.
Daha çok suluboya ve yağlıboya tekniklerini kullanan Rosati çoğunlukla oryantalist tarzda eserler verdi.
- Diğer oryantalist ressamların aksine hiç doğuya seyahat etmeyen İtalyan ressam çalışmalarında kullandığı manzaraları, doğu kentlerinde bulunmuş ressamların çalışmalarından devşirdi.
Rosati, velût bir ressam olması sebebiyle, aynı tarzda eserler veren meslektaşları arasında parladı.
Çalışmalarında çoğunlukla Mağrib bölgesini ele alan Rosati, İslâm kültürünün asaletini ön plana çıkardı.
Rosati’nin oğlu da kendisi gibi bir ressam oldu ve oryantalist tarzda çalışmalar yaptı. Ancak babası kadar üretken bir ressam olamayan Giulio Rosati sanat dünyasında babası kadar ünlü olamadı.
Léon Belly
Léon Auguste Adolphe Belly 1827’de, Fransa’nın Saint-Omer bölgesinde doğdu. Constant Troyon’un öğrencisi olarak sanat dünyasına giriş yapan Belly 1849’da Saint-Omer’e yakın bir kasaba olan Barbizon’u ziyaret etti.
Sanat çevresinin yoğun olarak yaşadığı bu kentte Théodore Rousseau ile tanışan Léon Belly onun sanat tarzından oldukça etkilendi. 1851’de Yunanistan, Suriye ve Karadeniz’i ziyaret etti. Bu coğrafyaları konu alan resimleri ile sanat dünyasında tanınırlığını arttırdı.
1855’de, Edouard Imer adlı ressam bir arkadaşıyla birlikte Mısır’a ilk seyahatini gerçekleştirdikten sonra 1856’da tekrar Mısır’a döndü.
- Bu sefer uzun bir süre Mısır’da kalan Belly bu süre içerisinde en ünlü tablosu olan “Hacılar Mekke’ye gidiyor” eseri üzerinde çalıştı.
Oryantalist çalışmalarında, etkisinde kaldığı Troyon’un tarzına yakın bir şekilde, manzaralar üzerine odaklandı. Bunun yanında Doğu insanını yaşantısını ele alan tablolar da ortaya koydu.