İşgal altında bir mahzun mescit
Tel Aviv yakınlarındaki Seyyidunâ Ali Mescidi'nde, Hz. Ömer’in yedinci kuşaktan torunu olan Ali Bin Aliyl medfundur. Salih bir zat olan bilinen Ali bin Aliyl, Haçlı işgallerinin hemen öncesinde yaşamış, insanları cihada teşvik etmiş, 1081’de Filistin’de vefat etmiştir. Kendisine duyulan saygıdan ötürü kabri hep ziyaret edilmiş, zamanla “Seyyidunâ Ali” yani, “Ali Efendimiz” adıyla anılmaya başlamıştır. Salahaddîn Eyyûbî, 1187’deki Hıttîn Savaşı’nda Haçlıları yendikten sonra, kabrin yanına bir mescit inşa ettirmiştir.
Tel Aviv’den kuzeye doğru devam ettiğinizde, Herzliya bölgesinin kıyı kesiminde güzel bir mescit sizi karşılar. Akdeniz’in dalgalarına sadece 50 metre uzaklıktaki bu mescitte, Hz. Ömer’in yedinci kuşaktan torunu olan Ali Bin Aliyl medfundur. Salih bir zat olan bilinen Ali bin Aliyl, Haçlı işgallerinin hemen öncesinde yaşamış, insanları cihada teşvik etmiş, 1081’de Filistin’de vefat etmiştir. Kendisine duyulan saygıdan ötürü kabri hep ziyaret edilmiş, zamanla “Seyyidunâ Ali” yani, “Ali Efendimiz” adıyla anılmaya başlamıştır.
- Salahaddîn Eyyûbî, 1187’deki Hıttîn Savaşı’nda Haçlıları yendikten sonra, kabrin yanına bir mescit inşa ettirmiştir.
2500 metrekare toplam alanı bulunan Seyyidunâ Ali Mescidi’nin inşa edildiği alan, eski dönemlerde “Haram” isimli bir köydü. Burası Yunanlılar zamanında “Apolonia”, daha sonraları ise “Arsuf” olarak isimlendirilmiş. Mescidin inşasından sonra, köyün ismi “Seyyidunâ Ali” olmuştur.
Seyyidunâ Ali Mescidi, Osmanlı sonrası dönemde, ilk kez 1926’da dönemin Kudüs Müftüsü Hacı Emîn el-Hüseynî’nin girişimleriyle restore edildi. 1948’de bölge İsrail tarafından işgal edildiğinde, köy halkı diğer Filistinliler gibi burayı terk etmek zorunda kaldı.
1948-88 arasında metruk bırakılan ve ibadete kapalı kalan mescit, bu süre içinde içki içilen bir mezbeleliğe dönüştü. Mescidin durumuna üzülen bazı Müslümanların, Remle’de bulunan mescitten sorumlu vakıftan izin alarak, İsrail içinden Filistinli bir ailenin buraya yerleşmesini temin etmesiyle, bina korumaya alındı.
27 Mart 1988’de bölgede yaşanan şiddetli fırtına nedeniyle mescidin minaresi yıkıldı. Vakıftan izin alıp buraya yerleşen Filistinli yaşlı hanım, göçüğün altında kalarak hayatını kaybetti. Bu olayın ardından, Herzliya Belediyesi, bir yıldan fazla bir süreyle mescidin etrafına kimseyi yaklaştırmadı. Daha sonra, Filistin’in her yerinden yardımlar toplanarak Seyyidunâ Ali Derneği kuruldu, 1988-96 yılları arasında da mescidin restorasyonu gerçekleştirildi ve ibadete açıldı. Mescidin günümüzdeki imamlığını Şeyh Bilal Cabir Naşif yapmaktadır.
Seyyidunâ Ali Mescidi güçlükle ibadete açık tutulsa da, İsrail yönetimi mescitle deniz arasında bulunan Müslüman mezarlığının bakım ve onarımına izin vermemekte, düzenli olarak mescit ve etrafını kontrol etmektedir.
Mescidin bulunduğu yerde hiç Müslüman yaşamadığından, Filistinliler uzak bölgelerden buraya gelerek, mescidi canlı tutmaya çalışmaktadır.
Filistin gezisi yapan tur şirketleri, Yafa eski şehir merkezine ziyaret düzenledikleri gibi, Seyyidunâ Ali Mescidi’ni de programa dâhil edebilirler. Böylece, işgal nedeniyle mahzun durumda olan bu güzel mescit, şenlenip beklediği cemaate kavuşmuş olur.