Tel Aviv'in kuruluşu
11 Nisan 1909'da 66 Yahudi aile, kendilerine kura ile arazi tahsis etmek üzere Yafa'nın kuzey kesimindeki Akdeniz sahilinde toplanmıştı. Siyonist ailelerin ilkin "Ahuzat Bayit" adını verdikleri bu ilk modern Yahudi şehri, sonraları “Tel Aviv” olarak adlandırılacak ve oluşumundan 39 yıl sonra da yeni kurulan İsrail’in başkenti ilân edilecekti.
Yahudilerin Yafa başta olmak üzere Filistin'deki nüfus artışı, 19. yüzyılın sonlarında tohumları atılan "kutsal Yahudi topraklarına dönüş" çalışmalarıyla başlamıştı. Yemenli Yahudiler, kutsal topraklara gelen grupların öncülerindendi, ancak kısa süre sonra Avrupa'dan gelen çok sayıda Yahudi, “vatan” diyecekleri kum tepelerini ekip biçmeye başlamıştı.
20. yüzyılın başında, İkinci Aliyah (1904-1914) dalgası sırasında her geçen gün daha fazla Siyonist, Filistin topraklarına göç etmekteydi. Yafa'da ve yakınlardaki tarım yerleşimlerinde yaşayan bir grup Yahudi, işi resmiyete dökmeye karar vermiş ve kutsal topraklarda “modern bir Yahudi şehri” inşa etmek amacıyla bir dernek kurmuştu.
1909'da Siyonist lider Arthur Ruppin, ağırlıklı olarak Arapların yaşadığı Yafa’da, küçük bir grup Yahudi’nin eski Yafa Limanı’nın yanında bir banliyö kurmaları için Yahudi Ulusal Fonu'ndan borç aldı. Siyonist mimar ve şehir plancısı Akiva Arieh Weiss’ın liderliğinde 66 öncü Yahudi aile, insanlık tarihinde karşılaşılabilecek en inorganik şehrin kuruluş kurasını gerçekleştirmek üzere 11 Nisan 1909'da, Akdeniz sahilinde toplanmışlardı.
- Dernek başkanı A. A. Weiss, sahilden 66 gri deniz kabuğu ve 66 beyaz deniz kabuğu topladı. Katılımcıların isimlerini beyaz kabuklara ve arsa numaralarını gri kabuklara yazan Weiss, her aileye bir arsa atayarak beyaz ve gri renkli deniz kabuklarını eşleştirdi. 66 Yahudi ailenin birer birer kutsal topraklardan kendi paylarına düşeni aldıkları bu “adil kura”, İsrail devletinin kuruluşundan 39 sene önce, "dünyanın ilk amaca yönelik oluşturulan Yahudi şehri Ahuzat Bayit"in inşasını başlatmış oldu.
Yoktan şehrin var edilmesi
Çekiliş tamamlandıktan sonra, herkes kısmetine düşen arsaya yerleşerek evini yapmaya koyuldu. İnşaat faaliyetleri ise rastgele gerçekleştirilmiyor; önceden kararlaştırılan şehir planı takip ediliyordu. Buna göre; her ev 500 ila 1000 metrekarelik arsalar üzerine inşa edilecek, evler sadece iki katlı olabilecek, her ev kaldırımdan birkaç metre uzağa inşa edilecek, evin etrafında yola bakan belirli miktarda ağaç bulunan bir bahçeye sahip olunacak…
Fakat ortada büyük bir sorun vardı: Araziyi tesviye etmek. Arazi temelde kum tepelerinden oluştuğu için kumun temizlenmesi ve arazinin tesviye edilmesi gerekiyordu. Bu görev, tam da bu işi yapmak için tutulan bir grup Yahudi işçi tarafından halledilmişti.
Böylece arazinin topoğrafyasına uygun bir yerleşim inşa etmek yerine, yerleşim yerine uygun olacak şekilde arazi değiştirilmişti.
Bir diğer problem ise suydu.
Susuz bir yerleşimin mümkün olamayacağını bilen yerleşimciler, araziyi araştırdıktan sonra su kaynakları buldular ve suyu evlere taşıyacak borulara elektrikli pompalar yerleştirerek potansiyel su problemini başlamadan çözdüler.
Henüz Osmanlı İmparatorluğu’nun Filistin’in hâkimi olduğu ve ortada İsrail devletinin nâm ü nişânesinin olmadığı bir dönemde kurulan Ahuzat Bayit (Tel Aviv) şehri, Siyonistlerin Filistin’de kuracakları Yahudi devleti için ne kadar sabırlı ve planlı olduklarının bir göstergesiydi.
Ahuzat Bayit’ten Tel Aviv’e
Yafa’nın kuzeyindeki bu yepyeni Yahudi şehrinin adı, öncülerinin kurduğu cemiyetin adıyla anılmaya başlamıştı: Ahuzat Bayit (Çiftlik evi, geniş mahalle). Fakat bu adlandırma uzun süre ortalıkta dolaşmadı. 21 Mayıs 1910'da, Menachem Shenkin, Ahuzat Bayit bölgesinin adının Tel Aviv olarak değiştirilmesini önerdi.
- “Tel Aviv” adı, Nachum Sokolov'un modern Siyonizm'in kurucu babası Theodor Herzl'in “Altneuland” (Eski Yeni Ülke, 1902) romanının başlığının, Hezekiel Kitabı’nda bahsedilen bir Mezopotamya bölgesinin adına dayanarak yaptığı çevirisinden gelmektedir: “Kebar Nehri yakınında Tel-Abib’de (Tel Aviv) yaşayan sürülmüşlerin yanına geldim. Ve orada, yedi gün onların arasında, derin bir üzüntü içinde oturdum.”
Kısa sürede büyüyerek dev bir metropole dönüşen Tel Aviv’in ismi, bir Yahudi rönesansı fikrini ve kutsal kitapta yer alan Zion'a (Kudüs ve bir bütün olarak Filistin toprağı) dönüş kehanetlerinin gerçekleşmesini ifade etmek için son derece uygundu.
- Zira "Tel", birbirini izleyen yerleşim kalıntılarından oluşan höyük anlamına gelirken, "aviv" ise yenilenmeyi simgeleyen bahar anlamına geliyor ve "Bahar Tepesi"ni oluşturuyordu.
Günümüz Tel Aviv şehri
1948'deki işgallerle sınırları genişletilen Tel Aviv, 1909'da kurulduğundan bu yana 66 aileden neredeyse yarım milyonluk bir nüfusa ulaşarak İsrail'in başkenti ve Kudüs’ten sonraki en kalabalık ikinci şehri konumuna yükselmiştir.
Son yüzyılda yoktan var edilen ve "dünyanın en özgürlükçü kentlerinden biri" olan Tel Aviv, aynı zamanda dünyanın en iyi 25 finans merkezinden biri olarak kabul edilmektedir.