İran’da bir Kürt cumhuriyeti: Mahabad

Kadı Muhammed, 22 Ocak 1946 günü Çarçıra Meydanı'nda, Mahabad Cumhuriyeti'nin kurulduğunu ilân etmişti.
Kadı Muhammed, 22 Ocak 1946 günü Çarçıra Meydanı'nda, Mahabad Cumhuriyeti'nin kurulduğunu ilân etmişti.

Sovyetler Birliği, 25 Mart 1946 günü yapılan açıklamanın ardından İran'dan çekildiğinde, geride bir iz bırakmıştı. 22 Ocak 1946’da, ülkenin kuzeybatı kesiminde bulunan Mahabad kentinde, Sovyet destekli bir “Kürt cumhuriyeti” kurulmuştu. Cumhurbaşkanlığını Kadı Muhammed isimli bir Kürt liderin üstlendiği cumhuriyetin ordusu, oldukça tanıdık bir isme emanetti: Mustafa Barzani. Devletin destekçileri bölgedeki Kürt aşiretleriyle orta ve alt sınıftan halk tabakalarıydı.

Rıza Şah Pehlevi, İkinci Dünya Savaşı'nda tarafsız kalmaya çabalasa da Hitler Almanya'sına daha yakın olduğu biliniyordu.
Rıza Şah Pehlevi, İkinci Dünya Savaşı'nda tarafsız kalmaya çabalasa da Hitler Almanya'sına daha yakın olduğu biliniyordu.

İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) sırasında Almanya’nın Sovyetler Birliği’ni işgale başlaması üzerine, 1941’de İngiltere ve Sovyetler askerî müttefikler haline gelmişti. 1925’ten bu yana İran tahtında oturan Rıza Şah, tüm bu gelişmeler karşısında ülkesinin tarafsızlığını korumaya çalıştı. Ancak İngiltere, İran’ın petrol kaynaklarının Almanların eline geçebileceğinden endişe ediyordu. Rıza Şah’ın Almanlara politik meyli herkes tarafından biliniyordu. Sovyetler açısından ise, İran, Basra Körfezi’ne açılabileceği yegâne kapı konumundaydı.


Hitler'in, adına imzalayarak Şah Rıza Pehlevi'ye gönderdiği fotoğrafı, ikili arasındaki yakınlaşmanın bir emaresi olarak değerlendirilmişti.
Hitler'in, adına imzalayarak Şah Rıza Pehlevi'ye gönderdiği fotoğrafı, ikili arasındaki yakınlaşmanın bir emaresi olarak değerlendirilmişti.

İngiltere ve Sovyetler Birliği, Rıza Şah’a başkent Tahran’da yaşayan Alman vatandaşlarını ve çalışanları sınır dışı etmesi için baskıya başladı. Rıza Şah bu talebi reddettiği gibi, İran demiryollarının müttefikler tarafından kullanılmasına da izin vermedi. Bunları yaparken ileri sürdüğü tarafsızlık gerekçesi müttefikleri ikna etmeye yetmeyecek, İngiltere ve Sovyetler Birliği 25 Ağustos 1941’de İran’ı işgal edecekti. Sovyetler Birliği kuzeyden, İngiltere de güneyden İran topraklarına böylece giriş yaptı.


Muhammed Rıza Pehlevi, İran tahtına oturduğunda 23 yaşındaydı.
Muhammed Rıza Pehlevi, İran tahtına oturduğunda 23 yaşındaydı.

İşgalle birlikte Rıza Şah’ın tahttan indirilerek sürgüne gönderilmesinden sonra, yerine 23 yaşındaki oğlu Muhammed Rıza Pehlevi geçirildi. Ertesi yıl, İran’la İngiltere ve Sovyetler Birliği arasında bir anlaşma imzalandı. Buna göre, muhtemel bir Alman saldırısında İran’ı İngiltere ve Sovyetler koruyacaktı. Bu ittifaka daha sonra ABD de dâhil oldu. Anlaşma, savaşın bitişinden sonraki 6 ay içinde bütün yabancı devletlerin askerlerinin İran’dan çekilmesini şart koşuyordu.


1944 itibarıyla, “koruyucu” devletlerin İran hükümetine baskıları yoğunlaştı. Özellikle petrolden paylarını isteme konusunda oldukça ısrarcıydılar. Savaş biterken, İran toprakları hâlâ işgale uğramış haldeydi ve ülke petrolünün akıbeti de belirsizdi. Dahası, ABD ve İngiltere’nin Sovyetler Birliği’ne bakışı da ciddi bir dönüşüm geçiriyordu. Franklin Roosevelt’in 12 Nisan 1945’te ölümünden sonra yerine geçen yardımcısı Harry Truman, Sovyetlere güvenilemeyeceğini düşünüyordu. Truman’a göre, Sovyetler’e karşı oldukça sert ve katı bir tutum benimsenmeliydi. Tarihler, çekilme takviminin son günü olan 2 Mart 1946’yı gösterirken, Sovyetler’in İran’da kalmaya devam etme emareleri göstermesi, krizi daha da tırmandırdı.

Şah Muhammed Rıza Pehlevi, anılarında “Soğuk Savaş’ın çıkış yeri İran’dır” derken, tam da bu döneme işaret edecektir.
Harry Truman, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden kısa bir süre evvel ABD Başkanı olmuştu.
Harry Truman, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden kısa bir süre evvel ABD Başkanı olmuştu.

Sovyetler Birliği’nden 25 Mart 1946 günü yapılan açıklamada, altı hafta içinde bütün askerlerin İran’dan çekileceğinin belirtilmesi ateşi biraz düşürmüştü. Büyük devletleri şüpheyle karışık bir şaşkınlığa sevk eden bu haberin arkasında, Sovyetler’le İran arasında varılan petrol mutabakatı vardı. Petrolün sözünü almanın rahatlığıyla, nisan ayında Sovyet askerleri İran’dan tamamen çekildi. Oysa Şah, aynı anda ABD ile de anlaşmaya varmıştı. Sovyetler çekilir çekilmez, ABD’nin fiili yardım ve desteği İran’a akmaya başladı. Sovyetler, gerilimi daha da tırmandırmama adına, İran’a geri dönmedi.

Mahabat Cumhurbaşkanı Kadı Muhammed.
Mahabat Cumhurbaşkanı Kadı Muhammed.

Sovyetler Birliği, İran’dan çekilmişti çekilmesine, ama geride bir iz bırakmıştı. 22 Ocak 1946’da, ülkenin kuzeybatı kesiminde bulunan Mahabad kentinde, Sovyet destekli bir “Kürt cumhuriyeti” kurulmuştu. Cumhurbaşkanlığını Kadı Muhammed isimli bir Kürt liderin üstlendiği cumhuriyetin ordusu, oldukça tanıdık bir isme emanetti: Mustafa Barzani. Devletin destekçileri bölgedeki Kürt aşiretleriyle orta ve alt sınıftan halk tabakalarıydı.

Mahabad’ın merkezindeki Çarçıra Meydanı’nda kuruluşu ilân edilen hükümet, bölgedeki bütün Kürt grupların ortak iradesini yansıtıyordu.

Cumhurbaşkanı Kadı Muhammed, “Mahabad Kürt Cumhuriyeti”nin altı maddeden oluşan manifestosunu şöyle açıkladı:

  1. İran devleti içinde, İran Kürtlerine otonom bir yapı sağlanması,
  2. Kürtçenin yönetimde ve eğitim kurumlarında kullanılması,
  3. Kürdistan’da devlet işlerinin ve sosyal konuların yürütülmesine nezaret edecek bir yerel konseyin kurulması,
  4. Bütün devlet görevlilerinin, yerel şahsiyetlerden seçilmesi,
  5. Azerbaycan halkıyla birliktelik ve beraberlik,
  6. Sıradan insanları da seçkinleri de kapsayacak tek bir hukuk sisteminin oluşturulması.

Mahabad Cumhuriyeti’nin kurulması, bölgedeki Kürtler arasında büyük bir heyecan dalgasına sebep olmuştu. Ancak çiçeği burnunda devlet, Sovyetler Birliği’nin uydusu olma suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. Üstüne üstlük bir de, Mahabad içindeki Kürt grupların birbiriyle kıyasıya rekabet ve düşmanlığı baş gösterince, devleti yönetmek Kadı Muhammed ve ekibi için oldukça zor bir iş haline geldi.

Mustafa Barzani, Mahabad ordusunun başındaki isimdi.
Mustafa Barzani, Mahabad ordusunun başındaki isimdi.

Mustafa Barzani’nin aynı yılın yaz aylarında kurduğu Kürdistan Demokratik Partisi de yine “komünist partisi” ithamıyla yüzleşmek durumunda kaldı. Kadı Muhammed bu iddiaları “İran yönetiminin uydurmaları” olarak adlandırsa da, Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin Sovyetler tarafından kurdurulup yönlendirildiği söylentileri, kısa sürede ciddi bir hal aldı. Tüm bunlara bazı Kürt aşiretlerin Kadı Muhammed’e duyduğu güvensizlik de eklenince, acemi devletin derme-çatma kurumları birkaç ay sonra tümüyle felç oldu.

Sovyetler Birliği’nin İran’dan askerlerini çekmesi, Mahabad Cumhuriyeti için ölümcül darbe oldu. Kadı Muhammed’i Sovyetler’den gelen askerî ve ekonomik yardım için desteklemeye devam eden az sayıda Kürt aşireti de devletten desteğini kesince, artık yolun sonu görünmeye başladı. Bazı aşiretler Mahabad’ı terk ederken, bazıları da Mustafa Barzani’yle ittifak kurma yolunu seçmişti.

Çarçıra Meydanı, Mahabad Cumhuriyeti'nin kuruluşuna olduğu gibi ortadan kaldırılışına da tanıklık edecekti.
Çarçıra Meydanı, Mahabad Cumhuriyeti'nin kuruluşuna olduğu gibi ortadan kaldırılışına da tanıklık edecekti.

Neresinden bakılırsa bakılsın, cumhuriyetin ilânının üzerinden birkaç ay geçtikten sonra, Mahabad’da durum hiç de umut verici görünmüyordu. Bu arada, Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin emrindeki merkezi İran ordusunun, her an Mahabad’a operasyon düzenleyebileceği de artık ortaya çıkmıştı.

5 Aralık 1946’da toplanan savaş meclisi, Kadı Muhammed’e, İran ordusuna kesin bir şekilde direnilmesi yolunda görüş bildirdi. Kadı Muhammed, eldeki imkânsızlıkları değerlendirince, İran ordusunun olası müdahalesi durumunda sadece sivil katliamı yaşanacağını fark etti. Zaten fiilen direnebilecek güçlü ve organize bir ordu da ortalıkta yoktu. Bu sırada Mahabad’a yaklaşmakta olduğu haber alınan İran ordusuna haber gönderen Kadı Muhammed, sivillerin korunması karşılığında teslim olacaklarını bildirdi. Anlaşma gereği, Mustafa Barzani komutasındaki birlikler Mahabad dışına çıktı. 15 Aralık 1946’da İran ordusunun Mahabad’a girişiyle birlikte, “Mahabad Cumhuriyeti” serüveni de sona erdi.

Hacı Baba Şeyh, Mahabad Cumhuriyeti Başbakanı olarak görev yapıyordu.
Hacı Baba Şeyh, Mahabad Cumhuriyeti Başbakanı olarak görev yapıyordu.
Kadı Muhammed, yaklaşık üç aylık bir yargılama sürecinin ardından, 31 Mart 1947 günü, Çarçıra Meydanı’nda kurulan darağacında idam edildi.

Tam da, yaklaşık bir yıl önce cumhuriyetin kuruluşunu ilân ettiği meydanın ortasında… Kendisiyle birlikte ipte iki kişinin daha cesedi sallanıyordu: Başbakan Hacı Baba Şeyh ve Savunma Bakanı Hüseyin Han Seyfi Kadı.