Filistin Kurtuluş Örgütü 60. yılını devirdi

Bağımsızlık yolunda silahlı mücadeleden siyasî mücadeleye evrilen Filistin Kurtuluş Örgütü, bu hedefe ulaşamadan 60. yılına girdi.
Bağımsızlık yolunda silahlı mücadeleden siyasî mücadeleye evrilen Filistin Kurtuluş Örgütü, bu hedefe ulaşamadan 60. yılına girdi.

Bağımsız Filistin'e ulaşmak hedefiyle 2 Haziran 1964’te kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) 60’ıncı yılına, İsrail’in 8 aydır Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü soykırım savaşının gölgesinde girdi.

Filistin’in bağımsızlığı yolunda kurulan ve zaman içinde silahlı mücadeleden siyasî mücadeleye evrilen ve Filistinli hareketlerin çatı örgütü sayılan FKÖ’nün, silahlı mücadele yöntemini benimseyen ve bu çatı altında yer almayan Hamas ve İslâmî Cihad gibi hareketlerin sahneye çıkmasıyla Filistin halkı nezdinde meşruiyeti tartışmaya açıldı.

Uluslararası toplumda hâlâ Filistin halkının meşru temsilcisi olarak kabul edilen FKÖ, 1993’te İsrail’i tanıyarak silahlı mücadelesine son verirken, geride kalan uzun yıllar boyunca ortaya koyduğu tüm çabalara rağmen Hamas ve İslâmî Cihad hareketlerini çatısı altına almayı, yöntem ve söylem itibarıyla yaşadığı değişim nedeniyle başaramadı.

FKÖ'nün ilk başkanı Ahmed Şukayrî, örgütün diğer kurucularıyla birlikte Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki Genel Merkezinin önünde, 1964-65.
FKÖ'nün ilk başkanı Ahmed Şukayrî, örgütün diğer kurucularıyla birlikte Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki Genel Merkezinin önünde, 1964-65.

60’ıncı kuruluş yıldönümünü geride bırakan FKÖ, Filistin’in bağımsızlığı hedefiyle çıktığı mücadele serüveninde hedeflerini gerçekleştiremezken, Hamas’ın 2006’dan beri yönettiği Gazze Şeridi başta olmak üzere hem içeride hem de dışarıdaki Filistin halkının içinde bulunduğu savaş ve krizlere de köklü bir çözüm geliştiremedi.

FKÖ’nün doğuşu

Filistinliler, 14 Mayıs 1948’de İsrail’in tarihî Filistin toprakları üzerinde kurulmasından bu yana vatanları ve özgürlükleri için bireysel ve örgütsel olarak mücadele veriyor. FKÖ ise, bu mücadele için kurulan çeşitli örgüt ve hareketler arasında öne çıkıyor.

  • Çok sayıda Filistinli örgütü tek çatı altında toplayan FKÖ'nün ve ona bağlı Filistin Kurtuluş Ordusu’nun temelleri, Mısır’ın başkenti Kahire’de 13-16 Ocak 1964’de toplanan ilk Arap Birliği Zirvesi’nde atıldı.
Filistin Kurtuluş Örgütü (Arapça adıyla: Munazzamatu’-Tahrîr el Filistîniyye), Ocak 1964’te Kahire’de düzenlenen ilk Arap Birliği genel toplantısı sırasında alınan prensip kararı uyarınca, 28 Mayıs 1964 günü Kudüs’te başlayan ilk genel kurul toplantısıyla kuruldu.
Filistin Kurtuluş Örgütü (Arapça adıyla: Munazzamatu’-Tahrîr el Filistîniyye), Ocak 1964’te Kahire’de düzenlenen ilk Arap Birliği genel toplantısı sırasında alınan prensip kararı uyarınca, 28 Mayıs 1964 günü Kudüs’te başlayan ilk genel kurul toplantısıyla kuruldu.

Kahire'deki zirvenin ardından 28 Mayıs 1964’te Kudüs'te Filistin Ulusal Konseyi toplandı. Ürdün Kralı Hüseyin Bin Talal'ın da katıldığı toplantının ardından 2 Haziran 1964’te Filistin Kurtuluş Örgütü resmen kuruldu.

Özgürlüğe giden yolda silahlı mücadeleyi benimseyen örgütün başına, dönemin Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdunnasır’a yakınlığıyla dikkati çeken Ahmed Şukayrî geçti. Altı Gün Savaşı’nda Filistinli grupları örgütleyemediği yönündeki eleştirilerin ardından Şukayrî, Aralık 1967'de FKÖ liderliğinden istifa etti.

Arap Birliği'nin Filistin temsilcisi Ahmed Şukayrî, FKÖ'nün kurucularından birkaçıyla birlikte, Kudüs, 1964. FKÖ’nün açıklanan hedefleri Filistinlilerin yaşam standartlarını iyileştirmek, mültecilerin işgal edilen topraklara geri dönüşünü sağlamak ve nihayet İsrail devletini ortadan kaldırmaktı.
Arap Birliği'nin Filistin temsilcisi Ahmed Şukayrî, FKÖ'nün kurucularından birkaçıyla birlikte, Kudüs, 1964. FKÖ’nün açıklanan hedefleri Filistinlilerin yaşam standartlarını iyileştirmek, mültecilerin işgal edilen topraklara geri dönüşünü sağlamak ve nihayet İsrail devletini ortadan kaldırmaktı.

Şukayrî'nin istifasının ardından Aralık 1967’de Yahya Hammuda, FKÖ’nün yeni lideri oldu.

  • Filistin Ulusal Konseyi’nin 4 Şubat 1969’da Kahire’de düzenlenen beşinci toplantısında FKÖ liderliğine, Hammuda yerine Yaser Arafat seçildi.
1969 yılına gelindiğinde Yaser Arafat, bir anlamda kurucusu olduğu hareketin başına geçti. Arafat’ın başa geçmesiyle birlikte FKÖ adeta bir devlet gibi yapılanmaya; güvenlik, istihbarat ve hariciye teşkilatlarını kurmaya başladı.
1969 yılına gelindiğinde Yaser Arafat, bir anlamda kurucusu olduğu hareketin başına geçti. Arafat’ın başa geçmesiyle birlikte FKÖ adeta bir devlet gibi yapılanmaya; güvenlik, istihbarat ve hariciye teşkilatlarını kurmaya başladı.

Arafat hayatını kaybettiği 2004’e kadar bu görevi yürütürken Filistin’in efsanevi liderinin ölümünün ardından yerine mevcut Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçti ve görevine devam ediyor.

Sürgünde mücadele

Filistin’in kaderini değiştiren 1967’deki Altı Gün Savaşı, FKÖ’nün de geleceğini etkiledi. İsrail’in Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni işgal etmesinin ardından FKÖ Ürdün’e taşındı.

Ürdün topraklarında konuşlanan başta Fetih olmak üzere bazı Filistinli gruplar, İsrail güçlerine karşı Batı Şeria'da eylemler düzenlemeye başladı.

  • Ancak Filistinli grupların artan etkinliği nedeniyle Ürdün yönetimi ile FKÖ’nün arası açıldı. Tarihte "Kara Eylül" olarak adlandırılan ve Ürdün güçleri ile FKÖ üyeleri arasında 27 Eylül 1970’de başlayan ve belirli aralıklara 17 Temmuz 1971’e kadar devam eden çatışmalarda, çoğunluğu sivil olmak üzere 4 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
“Kara Eylül” olarak tarihe geçen kanlı günler 1971'de sona erdiğinde, ardında çoğu Filistinli olmak üzere binlerce ölü bırakmış; Yaser Arafat ve arkadaşlarının Lübnan'a sığınmalarına yol açmıştı.
“Kara Eylül” olarak tarihe geçen kanlı günler 1971'de sona erdiğinde, ardında çoğu Filistinli olmak üzere binlerce ölü bırakmış; Yaser Arafat ve arkadaşlarının Lübnan'a sığınmalarına yol açmıştı.

Bu çatışmaların ardından FKÖ'nün merkezi, Ürdün’den Lübnan’a taşındı. İsrail’in 1982’de Lübnan’ı işgalinin ardından örgütün merkezi Tunus’a, yaklaşık 12 senenin ardından da 1994’te Tunus’tan Gazze Şeridi’ne alındı.


Filistin halkının tek meşru temsilcisi

FKÖ lideri Arafat, 1973’deki Mısır ve Suriye’nin İsrail’e karşı başlattığı Yom Kippur Savaşı'nın ardından örgütün politikasında köklü değişikliğe gitti. Filistin’in özgürlüğünün silahlı mücadeleden geçtiği fikrini savunmaya devam eden Arafat, bir yandan da İsrail’e karşı diplomatik alanda girişimlerde bulundu.

Arafat’ın bu adımı meyvelerini vermeye başlarken FKÖ, 14 Ekim 1974’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 28 Ekim 1974’te de Arap Birliği tarafından Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak tanındı.
FKÖ, 14 Ekim 1974’te düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda “Filistin halkının tek meşru temsilcisi” olarak tanındı.
FKÖ, 14 Ekim 1974’te düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda “Filistin halkının tek meşru temsilcisi” olarak tanındı.
  • ABD’nin New York kentinde 13 Kasım 1974’te BM Genel Kurulu’na hitap eden Arafat, “Bugün buraya bir elimde zeytin dalı ve diğer elimde de bir özgürlük savaşçısının silahıyla geldim. Elimdeki zeytin dalının düşmesine izin vermeyin!” diyerek Filistin-İsrail meselesine siyasî çözüm bulunması çağrısı yaptı.
22 Kasım 1974’te BM Genel Kurulu’na hitap etmek için kürsüye alkış tufanı eşliğinde giden Arafat, hafızalara kazınacak şu sözleri söyleyecekti: “Bir elimde zeytin dalı, bir elimde özgürlük savaşçısının silahı. O zeytin dalının elimden kayıp gitmesine müsaade etmeyin!”
22 Kasım 1974’te BM Genel Kurulu’na hitap etmek için kürsüye alkış tufanı eşliğinde giden Arafat, hafızalara kazınacak şu sözleri söyleyecekti: “Bir elimde zeytin dalı, bir elimde özgürlük savaşçısının silahı. O zeytin dalının elimden kayıp gitmesine müsaade etmeyin!”
  • Meselenin çözümü için silahlı mücadeleden daha çok diplomatik mücadeleye yönelen FKÖ, 15 Kasım 1988’de Cezayir’de Filistin’in bağımsızlığını ilân etti.

Örgüt, 1993’te “1967 sınırlarında” İsrail’i tanırken İsrail de aynı yıl FKÖ’yü Filistin halkının meşru temsilcisi kabul etti. FKÖ ve İsrail arasında 1993’te birinci, 1995’te de ikinci Oslo Anlaşması imzalandı.

FKÖ, nihayet Kasım 1988’de sürgünde bulunduğu Cezayir’de Filistin’in bağımsızlığı ilân etti ve aynı yılın aralık ayında da İsrail’i tanıdığını açıklayarak silahlı eylemlerine son verdi.
FKÖ, nihayet Kasım 1988’de sürgünde bulunduğu Cezayir’de Filistin’in bağımsızlığı ilân etti ve aynı yılın aralık ayında da İsrail’i tanıdığını açıklayarak silahlı eylemlerine son verdi.

İsrail ile FKÖ arasındaki Birinci Oslo Anlaşması'nda, Filistin güvenlik birimleri ile İsrail arasındaki güvenlik koordinasyonu ve bilgi alışverişinde bulunulması gibi maddeleri içeriyor.

İkinci Oslo Anlaşması'yla Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Yüzde 18'i kapsayan "A Bölgesi"nin yönetimi, idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B Bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilmiş, yüzde 61'i kapsayan "C bölgesi"nin "idare ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.

Filistin diasporasının önde gelen isimlerinden dünyaca ünlü Edward Said, Filistin topraklarını kısım kısım bölen Oslo Anlaşmaları’nı “Filistin teslimiyetinin bir aracı, Filistin’in Versay’ı” olarak adlandırmıştı.
Filistin diasporasının önde gelen isimlerinden dünyaca ünlü Edward Said, Filistin topraklarını kısım kısım bölen Oslo Anlaşmaları’nı “Filistin teslimiyetinin bir aracı, Filistin’in Versay’ı” olarak adlandırmıştı.

Dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin’in suikasta uğramasına neden bu iki anlaşma, gönümüzde de bazı Filistinli gruplarca eleştiriliyor.

Bugün Filistin’in en önemli örgütlerinden biri kabul edilen FKÖ, tüm zorluk ve uluslararası baskılara rağmen Filistin’in özgürlüğü için mücadelesini sürdürüyor.