Bir reformistin evrimi: Enver İbrahim
TIME dergisi tarafından “Dünyadaki en etkili 100 kişi” arasında gösterilen Enver İbrahim, sancılı bir siyasî hayatı ve reform hareketleri ile bilinir. Bu hareketlerin zeminini çilesini çektiği bir takım kavramlar oluşturur: akraba korumacılığı, kayırmacılık, oportünizm ve yandaşçılık. Sağlıklı bir vücuttaki cerahat misali kurtulmak ister bu kavramlardan.
1999 yılında, Malezya’da 1957’den beri iktidarda bulunan Milli Cephe koalisyonunun iktidarını riske atan ve 2018’de bu iktidarı tarihi seçim zaferleri ile sonlandıran muhalif partinin lideri Enver İbrahim, Malezya tarihinde ilk kez muhalefetten başbakan olacak ilk adaydır. Sancılı bir siyasi hayatı olan Enver İbrahim reformisttir ve reform hareketleri ile bilinir. Bu hareketlerin zeminini çilesini çektiği bir takım kavramlar oluşturur: akraba korumacılığı, kayırmacılık, oportünizm ve yandaşçılık. Sağlıklı bir vücuttaki cerahat misali kurtulmak ister bu kavramlardan.
TIME dergisi tarafından “Dünyadaki en etkili 100 kişi” arasında gösterilen Enver İbrahim, 1947'de Malay Birliği'nin Penang bölgesinde dünyaya gelir. Babası, kariyerine Penang’de hastane görevlisi olarak başlayan, 1959-1969 yılları arasında Seberang Perai Merkez Parlamentosu'nda Birleşik Malay Milli Örgütü (UMNO) parlamento üyeliği yapan ve 1964'ten 1969’a kadar Sağlık Bakanlığı Parlamento Sekreterliği görevini -emekli olana dek- yürüten İbrahim Abdul Rahman’dır. Annesi ev hanımı olan ve sonrasında UMNO tabanında aktif siyasette yer alan Che Yan Hussein’dir. Eğitim hayatını ilkokuldan liseye kadar doğduğu yer olan Penang’da tamamlayan Enver, liderliğe giden basamakları üniversite eğitimi için gittiği Malaya Üniversitesi’nde Malay Çalışmaları okuyarak çıkmaya başlamıştır.
Üniversite hayatına çok aktif giriş yapan Enver, önce Malaya Üniversitesi’nin ‘Malay Dili Topluluğu’na başkan seçilir. Bunu ‘Malezya Gençlik Konseyi’ başkanlığı takip eder. Bir süre sonra Ustaz Abdul Wahab Zakaria tarafından kurulan ABIM, yani ‘Malezya Müslüman Gençlik Hareketi’nin hem kurucu ortağı hem de bir süreliğine başkanı olur. Aktivizmi doruklarında yaşayan Enver’in edindiği dertler arasında kırsal yoksullukla mücadelede vardır. Mahkemeler ve kelepçeler çok da yabancısı olduğu bir durum değildir. 1974’te öğrenci protestosuna katıldığı için tutuklanır ve iki yıl hapis cezasına çarptırılır. 1975-1982 yılları arasında, ”WAMY” olarak bilinen Dünya Müslüman Gençlik Meclisi’ne tüm Asya Pasifik bölgesini temsil etmek üzere seçilir. 1981 yılında ABD'de Uluslararası İslâm Düşünce Enstitüsü’nün ortak kurucusu olur. 1983 - 1988 yılları arasında ise Uluslararası İslam Üniversitesi’nin başkanlığını yapar.
Potansiyeli ve aktif çalışmaları ile Mahathir Muhammed’in dikkatini çeken ve keşfedilen Enver İbrahim, 1982 yılında Başbakan Mahathir tarafından UMNO'ya davet edilir. Davete icabet eden Enver siyaset basamaklarını 1983'te Kültür, Gençlik ve Spor Bakanı olarak, 1984'te Tarım Bakanı olarak ve 1986 ve 1991 arasında ise Eğitim Bakanı olarak tırmanmaya başlar.
Malezya’da eğitim bakanlığından büyük memnuniyet duyulan kişinin sonrasında başbakan yardımcılığına getirilmesi Malezya siyasetinde umumi bir olay olduğu için, Eğitim bakanı olan Enver İbrahim türlü türlü spekülasyonların hedefinde ilk olarak maliye bakanlığına atanır. Bakanlığı boyunca ülkede refah dolu etkili hizmetler veren Enver, ekonomik bir büyüme gerçekleştirerek halkın takdirine mazhar olur. Bu başarısından ötürü önce Euromoney onu “en etkili dört maliye bakanından biri” olarak seçer, ardından Asiamoney Enver İbrahim’i “yılın maliye bakanı” ilan eder. 1993 yılında Mahathir’in yerine geçmeyi düşünen o dönemin başbakan yardımcısı Ghafar Baba'ya karşı UMNO başkan yardımcılığını kazanır ve başbakan yardımcısı olur.
1997 yılında Mahathir tarafından iki ay süreliğine vekil başbakanlık görevine getirilir. Enver İbrahim’in evrimi tam olarak, kendisine emanet edilen ve Mahathir’in çizgisinde gitmesini gerektiren bu görev sonrası gerçekleşir. Tayland’da başlayan, tüm Asya’da domino etkisi yaratan ve “Güneydoğu Asya Krizi” olarak bilinen 1997 ekonomik krizleri sebebiyle Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) yararlanılması gerektiğine inanan Enver, hükümet harcamalarını ve bakanlık maaşlarını azaltır. Ülke ekonomisinin kalkınma stratejisi olan mega projeleri de etkileyecek bir kemer sıkma paketi oluşturur. Kriz yönetimi konusunda görüşleri çatışmaya başlayan ayrılmaz ikilinin arası da böylece açılmaya başlar.
Çatışma sebeplerinin ilki, 2 aylığına vekil başbakan olarak atanan Enver’in Mahathir’den habersiz ve bağımsız olarak, Mahathir'in politikalarından sapması, radikal kararlar alması ve ülkenin yönetim mekanizmalarını değiştirmesidir. Asya finansal krizlerinde Tayland, Endonezya, Kore gibi ülkeler IMF’den borç alırken, kriz için George Soros gibi döviz spekülatörlerini suçlayan, ülkesinden IMF’yi kovan ve alternatif olarak döviz kontrolleri ve yabancı yatırımlara sıkı düzenleme uygulayan Mahathir ile neo-liberal politikalarıyla bilinen, IMF'nin desteklediği kemer sıkma programlarını uygulayan Enver İbrahim arasında büyük bir ekonomik yaklaşım farklılığı söz konusudur.
İkinci kırılma ise Enver’in koalisyon içinde kayırmacılık ve kendi tespiti olan ‘kronizm’de (devlet yöneticilerinin etrafını zenginleştirmesi) mantarlaşma yaşandığını söylemesi ve ekonomik manevralarla ülkeyi krizden kurtarmaya çalışan ve zor zamanlar geçiren Milli Cephe’yi iddiaları ile farklı bir krizin ortasına çekmesiyle başlar. Mahathir’in ekonomik kriz için geliştirdiği yerli ekonomi ve sanayiyi koruma politikalarına ters düşen bu iddialar, Başbakan’ın Enver’e karşı öfke ve şüphesini artırır. Bu durumu bir Çin atasözünde özetlemek gerekirse “Bir dağ, iki kaplana dar gelir”.
- Finansal krizlerden kurtulan ve “Asya Mucizesi” olarak anılmaya başlayan ülkede başarı, Mahathir’in politikalarının ürünü de olsa bazı gruplar bu dönüşümdeki payı Mahathir’den çok Enver’e atfetmeyi tercih ederler. Hatta Enver İbrahim ekonomideki başarılarından dolayı 1998 yılında Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Kalkınma Komitesi Başkanı seçilir.
Enver’in gündeminde UMNO’da yaşanmakta olan yolsuzluk ve kayırmacılığın olduğu bilindiği gibi buna karşı başlatacağı savaş da tahmin ediliyordu. Ta ki genel kurulda, hükümet destekli gazete olan Utusan Malezya'nın o dönem editörlüğünü yapan ve 2005 yılında ölen Khalid Jafri tarafından yazılan "Enver'in Başbakan Olmaması için 50 Kanıt" adlı, eşcinsellik iddiaları ve yolsuzluk suçlamaları ile dolu bir kitap dolaşıncaya kadar.
Yıldızı parlayan bu siyasetçinin ışığına düşman bir kalem tarafından ele alınan bu kitabın yazılış amacı, bağımsızlığından bu yana ülkeyi kontrol eden Milli Cephe’nin tahtına muhalif bir güç kazandırmamak ve muhalif bir başbakanın geçmesine engel olmak içindi. Enver, Mahathir tarafından bu iddialar üzerine ahlaken yönetime uygun olmadığı gerekçesiyle, 2 Eylül 1998 günü görevinden azledilir.
- İddia ve suçlamalar ertesi gün ülkeyi sarsacak şekilde gazete manşetlerine aksettirilince, 30 binden fazla insan Enver liderliğinde Kuala Lumpur sokaklarında toplanarak hem iftiraları kınar hem de başbakanın istifası isterler.
Mahathir Muhammed kendisine neden Enver’i görevden aldığı sorulduğunda “ahlaken yönetime aykırı olduğu için” cevabını verse de Enver İbrahim cephesinde durum farklıdır; hükümetteki yolsuzluğu ve aşırılığı ortaya çıkarmasın diye üst düzey siyasi bir akla kurban gittiğini iddia ederler.
Enver, 250 silahlı ve maskeli polis tarafından, evinin önünde toplanan destekçilerinin bütün müdahalelerine rağmen, 20 Eylül’de evinde yapmakta olduğu uluslararası bir basın toplantısının ortasından zorla alınır. Tutuklanan Enver sorgulamalar sırasında polis Müfettişi Rahim Noor tarafından defalarca darp edilir. Bu ağır iftiralar tabanda mayalanmaya çalışıldıysa da ters etki yaratır ve ülke çapında protestolara sebep olur. İftiralar, Enver İbrahim'in eşi Wan Azize İsmail tarafından "siyasî cinayet" olarak tanımlanır. Global mecrada ise uluslararası toplumu, gazete manşetlerini ve köşe yazarlarını harekete geçiren bu karar, Uluslararası Af Örgütü tarafından ülkenin kilit enstitüleri olan, yargı ve medya gibi kurum ve kuruluşlardaki statükoculuğu gözler önüne serer ve muhalif bir liderin siyaset yapma hakkı elinden asılsız iftiralar ve yargı yoluyla alındığı için durum kınanır.
Enver’in önce altı yıl hapsine, sonra ek olarak 9 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verilir. 2008 yılına kadar siyaset yasağı getirilir. Hapisteyken sistemdeki yasal boşluktan yararlanan Enver İbrahim, UMNO’ya karşı eşi Wan Azize Wan Ismail öncülüğünde önce KeADILan denen çok-etnikli bir reform hareketini kurar. 2003 yılında, PRM olarak bilinen “Malezya Halk Partisi’’ adlı başka bir muhalif partiyi keADILan reform hareketi ile birleşmeye ikna ederek Parti keADILan Rakyat’ı yani Halk Adalet Partisi’ni kurar. Bu ufak koalisyon özelde Enver İbrahim ve ailesine yapılan karalamaları aklamak ve genelde Milli Cephe’ye karşı adalet ve özgürlük manifestosu için teşkil edilir.
- 22 yıl boyunca iktidarda kalarak endüstriyel kalkınmayı sağlayan Mahathir Muhammed görevini 2003’te Abdullah Bedevi’ye devreder.
Mahathir döneminde yargının pençesinden kurtulamayan Enver, 2004 yılında Malezya Yüksek Mahkemesi’nin suçlamalara karşı yeterli kanıt olmadığı yönündeki kararıyla tahliye edilir. Enver kendisini hapse attırmakla suçlanan eski Başbakan Mahathir Muhammed'e öfke duymadığını dile getirerek, ''Kendimi haklı çıkmış hissediyorum. Hepsi adaletle ilgili. Kimseye kin beslemiyorum.'' şeklinde basına bir demeç verir. Malezya’da dönüm noktası olan bu tarihi beraat için Enver İbrahim yargıya değil, yardımları için dönemin başbakanı Abdullah Bedevi’ye teşekkür ederek, ulusal güvenlik yasalarını kaldırması için Bedevi’den yardım ister.
Bütün yargı ve mahkûmiyet sürecine rağmen yılmayan Enver siyasette mücadelesini sürdüreceğini ifade ederek, ''Çekilme söz konusu değil. 5 yıl beklemeyeceğim. Hemen başlıyorum. Reforma kendilerini adamış muhalefet partileriyle birlikte mücadeleye ve reforma bağlı olduğumu söylemeliyim.'' açıklamasında bulunur.
Tahliyesinden bir süre sonra, 2004 ve 2006 yıllarını St. Antony Koleji, John Hopkins Üniversitesi ve Georgetown Üniversitesi gibi seçkin eğitim enstitülerinde misafir öğretim üyeliği yaparak geçirir.
2006 yılında gelecek genel seçimlere adaylığını koyacağını duyurur. Her ne kadar merkez medyada bir ses bulamasa da alternatif medyalar aracılığı ile ülkesinde giderek artmakta olan enflasyona, siyasî yolsuzluğa ve adam kayırmacılığa vurgu yaparak tabandaki hayal kırıklığının su yüzüne çıkmasına sebep olur.
2008 yılında ise çok-etnikli partisi bünyesine diğer iki muhalif parti olan PAS-Malezya İslam Partisi ve DAP-Demokratik Aksiyon Partisi’ni de katarak UMNO’ya muhalif bir koalisyon blok olan PR- ‘’Halk İttifakını’’ oluşturur. Başbakan Abdullah Bedevi’nin parlamentoyu ve eyalet meclislerini lağvederek seçimleri 8 Mart gibi erken bir tarihe çekmesiyle muhalif kanadın planları bozulur. Çünkü siyasî yasağı 14 Nisan 2008’e kadar devam edecek olan Enver’in seçimlere katılması mümkün değildir. Görevi 28 Ağustos’ta eşine devreden Enver İbrahim’in yerine, eşi Wan Azize Wan Ismail seçimlere katılır.
Milli Cephe 1957’den beri ilk kez tarihinin en kötü seçim sonuçlarıyla karşılaşır ve parlamentoda üçte iki çoğunluğu kaybeder. İktidar 222 koltuklu parlamentoda 82 koltuğu muhalif kanada kaptırmıştır. Seçim başarılarının ardından, hakkında yeniden suçlamalar başlatılan ve artık hayatından endişe etmeye başlayan Enver, çareyi Türkiye Büyükelçiliği’ne sığınmakta arar. Enver, Ulusal Cephe'nin, kendisine zarar vermek için çeşitli komplolar kurduğunu söyleyerek "Bana, bir suikastın bile ihtimal dâhilinde olduğu söylendi. Bu, halkın iradesini ortadan kaldırmak ve Malezya'da gerçekleşen değişimlere son vermektir." der. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın ilişkileri olduğu için ve çözüm sürecine katkısı olacağı için Türkiye Büyükelçiliği’ne sığındığı söylenir. 30 Haziran 2008’de Türkiye ve Malezya ilişkilerini siyasi mecrada etkilememek adına Türk Büyükelçiliği’nden ayrılan Enver İbrahim “Sadece hükümetimden can güvenliğimin garantisini aldıktan sonra, kendi isteğimle ayrılıyorum.” der gazetecilere.
2014 seçimlerinden kısa bir süre önce, iddia makamının temyiz mahkemesine gitmesi ile mahkeme 2012’de verdiği beraat kararını bozar ve Enver beş yıl hapis cezasına çarptırılır. Karara itiraz eden Enver serbest bırakılır, ancak Selangor eyalet ara-seçimlerini kazanması umulan Enver'e hapis cezası, seçim tarihinden bir hafta önce gelir. Malezya Yüksek Mahkemesi, kendisine beş yıl hapis cezası verilen Enver'in mahkûmiyetini 2015 yılında onar.
Malezya İslâm Partisi’nin görüş farklılığı dolasıyla ittifaktan çıkması üzerine 2015 yılında Pakatan Harapan, Subang Jaya'da toplanan muhalif liderler arasında ülkenin geleceğini kurtarmak adına yeniden tesis edilir. Mahathir Muhammed ise 2016 yılında UMNO kanadından geçmişte kurmuş ve yönetmiş olduğu “Malezya Birleşik Yerli Partisi’’nin muhalif kanada geçmesine onay verir. Mahathir’in partisi 14 Mart 2017' de resmi olarak Pakatan Harapan bünyesine üye parti olarak katılır.
14. Malezya Genel Seçim’inden sonra, Koalisyon Başkanı olarak yıllardır hizmet verdiği partisine karşı seçimlere giren ve seçilirse Enver İbrahim’i başbakan yapacağını söyleyen Mahathir Muhammed, dünyanın gündemine 92 yaşında, 61 yıllık koalisyonun sonunu getirerek damga vurdu. Başbakan olarak göreve başlamasının ardından, 2015’ten bu yana tutuklu bulunan Enver İbrahim’i kraliyet affıyla serbest bıraktırarak hem geçmiş hatalarını telafi etti, hem de 6. Başbakan olmasına ramak kala, siyasî hayatı, seçimleri kazanmasına yakın bir dönemde çeşitli suçlamalarla bitirilen Enver İbrahim için başbakanlık makamını hazırladı. İki uç arasında siyaset mücadelesini yılmadan veren Enver’in siyasî evrimlerle dolu hayatı, yakın zamanda başbakanlıkla taçlanacak.