Bilge Kral yaşasaydı, bugün 99 yaşına girecekti!

Bağımsız Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç.
Bağımsız Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç.

Aliya İzetbegoviç, Eski Yugoslavya döneminde Müslüman Boşnakların dinî ve millî bilincini uyandırmak için mücadele eden ve bu uğurda iki kez hapse atılan bağımsız Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı. Tıpkı Bosna Hersek'te olduğu gibi Filistin'de de Batı cephesinin koruması ve iştiraki altında her gün bir başka soykırımın yaşandığı bu günlerde, "Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır." sözleriyle bilinen İzetbegoviç, doğumunun 99'uncu yılında rahmet ve özlemle anılıyor.

Biz savaşı öldüğümüz zaman değil; düşmanlarımıza benzediğimiz zaman kaybederiz

diyerek insanlığın gözü önünde yapılan zulme karşı onurlu bir mücadele veren, hayatı boyunca Müslüman Boşnakların ülkedeki diğer halklarla eşitliği ile insan hakları ve demokrasi için mücadele eden Bilge lider merhum Aliya İzetbegoviç, doğumunun 99'uncu yılında, saygı, özlem ve hasretle hatırlanıyor.

Aliya İzetbegoviç, İslâm bilincinin uyandırılması ve Müslüman Boşnakların ülkedeki diğer halklarla eşit sayılması için mücadele eden bir liderdi.
Aliya İzetbegoviç, İslâm bilincinin uyandırılması ve Müslüman Boşnakların ülkedeki diğer halklarla eşit sayılması için mücadele eden bir liderdi.

Müslüman Boşnaklarda dinî ve millî bilinci uyandırmak için çabalayan, yazdığı yazılar yüzünden hapis yatan ve "bağımsız Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı" olan İzetbegoviç, 8 Ağustos 1925'te Bosna Hersek'in Bosanski Samac şehrinde, Mustafa ve Haba çiftinin 5 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi.

Ailesiyle beraber hayatını geçirdiği başkent Saraybosna'ya taşınan ve burada eğitimlerine devam eden İzetbegoviç, mensubu olduğu İslâm dinine inanan Boşnakların ayrımcılığa uğramasının karşısında oldu.

Hayatı boyunca doğduğu toprakların işgaline ve Müslüman kimliğinin sürekli reddedilişine şahit olan İzetbegoviç, mücadelesini fikir alanında sürdürerek, yazılar ve kitaplar yazdı.

Aliya İzetbegoviç (ortada, fesli); annesi Hiba Hanımefendi, babası Mustafa Bey ve ailenin diğer üyeleriyle birlikte.
Aliya İzetbegoviç (ortada, fesli); annesi Hiba Hanımefendi, babası Mustafa Bey ve ailenin diğer üyeleriyle birlikte.

Sırp ve Hırvat güçlerin Bosna Hersek'i paylaşmak için başlattığı savaşta ülkenin lideri haline geldi

  • İkinci Dünya Savaşı sürerken Hırvatistan'daki faşist "Ustaşa rejimi", Bosna Hersek'i ilhak etti ve burada Bağımsız Hırvatistan Devleti (NDH) kurarken, ülkedeki Müslümanlar "Hırvat" ilân edildi, Yahudi, Sırp ve Romanlar büyük zulümlere maruz kaldı. Müslüman olan Boşnaklar ve rejimle aynı fikirde olmayan Hırvatlar da bu zulümden nasibini aldı.
Ustaşa'nın oluşturmak istediği Büyük Hırvatistan'ın bir tasviri. Hitler gibi Ustaşa rejiminin kurucusu Ante Paveliç de tercih ettiği etnik grup olan Hırvatların yaşadığı saf bir Hırvatistan'ı savunmaktaydı.
Ustaşa'nın oluşturmak istediği Büyük Hırvatistan'ın bir tasviri. Hitler gibi Ustaşa rejiminin kurucusu Ante Paveliç de tercih ettiği etnik grup olan Hırvatların yaşadığı saf bir Hırvatistan'ı savunmaktaydı.

Öte yandan, Sırp olmayan tüm milletleri bölgeden tamamen temizlemeyi kendine gaye edinen milliyetçi Sırpların oluşturduğu "Çetnik hareketi", etkin olduğu bölgelerde Müslüman Boşnakları katletmeye başladı.

İzetbegoviç'in mücadelelerle geçen hayatının en büyük sınavı ise 1990'lı yıllarda Sırp ve Hırvatlara karşı Bosna Hersek'in bağımsızlığı için verilen mücadelenin lideri olmasıyla başladı.


Irkçı Sırpların oluşturduğu "Çetnik" hareketi de etkin olduğu bölgelerde Müslümanları katlediyordu.
Irkçı Sırpların oluşturduğu "Çetnik" hareketi de etkin olduğu bölgelerde Müslümanları katlediyordu.

"Din bilincinin uyandırılması" yönündeki çalışmaları nedeniyle tutuklandı

Aliya, Genç Müslümanlar teşkilatına, henüz 16 yaşında bir gençken girmişti.
Aliya, Genç Müslümanlar teşkilatına, henüz 16 yaşında bir gençken girmişti.

Boşnaklar için aynı zamanda bir "kimlik" savaşına dönüşen Bosna savaşı, İzetbegoviç'in "İslâm, korkakların değil cesur ve atılgan Müslümanların omuzlarında yükselecektir" sözüyle daha da anlamlı hale geldi.

Yugoslavya Krallığı döneminde temel hedefi, ülkedeki Müslüman Boşnakları dinî ve millî konularda bilinçlendirmek olan "Genç Müslümanlar" (Mladi Müslümani)oluşumunun öne çıkan isimleri arasında yer aldı.


Genç Müslümanlar oluşumu, Müslümanların ülkedeki diğer etnik ve dinî gruplarla eşit haklar elde etmesini amaçlarken, diğer taraftan Çetnik ve Ustaşaların yıktığı Müslümanların evlerinin ve camilerin yeniden inşası için çalıştı.
"Din bilincinin uyandırılması" yönündeki faaliyetleri nedeniyle 1946'da tutuklanan 21 yaşındaki genç Aliya, 3 yıl hapse mahkûm edilmişti.
"Din bilincinin uyandırılması" yönündeki faaliyetleri nedeniyle 1946'da tutuklanan 21 yaşındaki genç Aliya, 3 yıl hapse mahkûm edilmişti.

Ülkedeki savaşın ardından kurulan Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti, faşizme galip gelse de dinî ve millî konularda Müslüman Boşnakların sorunlarına çözüm bulamadı.

Merhum İzetbegoviç'in de aralarında bulunduğu "Genç Müslümanlar"ın bazı üyeleri, "din bilincinin uyandırılması" yönündeki çalışmaları nedeniyle 1946'da tutuklandı. 21 yaşındaki İzetbegoviç, böylece ilk hapis cezasını almış oldu.

Cezaevinden 3 yılın sonunda çıkan İzetbegoviç, ilk olarak ziraat fakültesine kaydoldu, 2 yıl sonra hukuk fakültesine geçti ve buradan mezun oldu.

Halida Hanımefendi ile 1949'da dünya evine giren Aliya İzetbegoviç'in Leyla, Sabina ve Bakir isimlerinde üç çocuğu oldu.

Aliya, eşi Halida Hanım ve kızları Leyla ve Sabina ile beraber.
Aliya, eşi Halida Hanım ve kızları Leyla ve Sabina ile beraber.

İkinci hapis döneminin ardından Demokratik Eylem Partisi'nin ilk genel başkanı seçildi

İnsan hakları mücadelesini Marksist-Leninist görüşlere sahip Josip Broz Tito liderliğindeki Yugoslavya'da sürdüren İzetbegoviç; "Preporod", "Takvim" ve "Glasnik" gibi gazete ve mecmualarda kimliğini ifşa etmeden, çocuklarının baş harflerinden oluşan "LSB" mahlasını kullanarak yazılar yazdı.

Gazete ve mecmualarda yazdığı yazılarında kimliğini ifşa etmek istemeyen Aliya, yazılarında, çocuklarının baş harflerinden oluşan "LSB" mahlasını kullanıyordu.
Gazete ve mecmualarda yazdığı yazılarında kimliğini ifşa etmek istemeyen Aliya, yazılarında, çocuklarının baş harflerinden oluşan "LSB" mahlasını kullanıyordu.
Hacim itibarıyla küçük olsa da uluslararası sahada etki bulan “İslam Deklerasyonu”, eski Yugoslavya’nın Tito rejimi tarafından açık bir tehdit olarak algılanmış ve hatta 1983 yılında Saraybosna’da görülen Genç Müslümanlar davasının en önemli delili olarak sunulmuştur.
Hacim itibarıyla küçük olsa da uluslararası sahada etki bulan “İslam Deklerasyonu”, eski Yugoslavya’nın Tito rejimi tarafından açık bir tehdit olarak algılanmış ve hatta 1983 yılında Saraybosna’da görülen Genç Müslümanlar davasının en önemli delili olarak sunulmuştur.

1970'te yayımlanan "İslam Deklarasyonu" eseriyle, İslâm dünyasının içinde bulunduğu duruma dikkati çekti.

Tito'nun 1980'de ölmesiyle Yugoslavya'da aşırı milliyetçi söylemler yeniden sahneye çıkarken o yıllarda ceza kanununa "ifade suçu" da eklendi.

Kaleme aldığı "Doğu ve Batı Arasında İslam" eseri yayımlanmadan hemen önce, 1983'te, beraberindeki 12 Müslüman aydınla tutuklanan İzetbegoviç, "Saraybosna Süreci" olarak adlandırılan davada yer aldı.

  • İzetbegoviç ve beraberindeki Müslüman aydınlar, ifade suçundan ve örgüt kurarak düşmanca faaliyette bulunmaktan suçlu bulunurken, İzetbegoviç'in mahkûmiyet kararı, "İslam Deklarasyonu" kitabındaki ifadelerine dayandırıldı ve İzetbegoviç, 14 yıl hapse mahkûm edildi.
Diktatör Tito'nun Yugoslavya'sında, "Saraybosna Davası" kapsamında Genç Müslümanlar hareketinin üyelerine karşı açılan davadan bir kare. Aliya İzetbegoviç (En sol), Ömer Behmen (Aliya'nın yanında) ve diğer teşkilat üyeleri mahkemede.
Diktatör Tito'nun Yugoslavya'sında, "Saraybosna Davası" kapsamında Genç Müslümanlar hareketinin üyelerine karşı açılan davadan bir kare. Aliya İzetbegoviç (En sol), Ömer Behmen (Aliya'nın yanında) ve diğer teşkilat üyeleri mahkemede.

Hapiste bulunduğu sırada yazmaya devam eden İzetbegoviç, "Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar: 1983-1988" eserini parmaklıklar ardındayken kaleme aldı.

İzetbegoviç, 1988'de afla serbest kaldıktan sonra 1990'da kurulan ve bugün de Bosna Hersek'teki Boşnakların en büyük partisi konumundaki Demokratik Eylem Partisi'nin (SDA) ilk genel başkanı seçildi.

  • İlk çok partili seçimde ülkede en çok oyu alan SDA'nın lideri İzetbegoviç, Yugoslavya'daki 6 sosyalist cumhuriyetten biri olan Bosna Hersek'in başkanı oldu.
Aliya İzetbegoviç ve eşi Halida Hanım, Aliya’nın SDA’nın ilk genel başkanı seçileceği 1990 seçimlerinde oy kullanmaya giderken.
Aliya İzetbegoviç ve eşi Halida Hanım, Aliya’nın SDA’nın ilk genel başkanı seçileceği 1990 seçimlerinde oy kullanmaya giderken.
5 Aralık 1990’da yapılan seçimleri kazanan Aliya, Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı oldu.
5 Aralık 1990’da yapılan seçimleri kazanan Aliya, Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı oldu.

Bosna Hersek savaşta!

Yugoslavya'nın, 1990'ların başında dağılmaya başlamasının ardından Yugoslav Halk Ordusu'nun (JNA) provokatif eylemleri sonucu 1991'de Slovenya'da, kısa zaman sonra ise Hırvatistan'da çatışmalar başladı ve bu çatışmalar, 1991'de Bosna Hersek'in Ravno ve Popovo köylerine de sıçradı.

Bosna Hersek'te de bağımsızlık meselesi Yugoslavya'nın dağılma sürecine girmesiyle gündeme gelirken, daha sonra Bosna'daki savaştaki suçları nedeniyle müebbet hapse mahkum edilecek Bosnalı Sırp siyasetçi Radovan Karadzic, bağımsızlık fikrine karşı çıkarak "savaş durumunda Bosnalı Müslümanların yok olacağını" savundu.

  • Bosnalı Sırpların büyük çoğunluğunun boykot ettiği bağımsızlık referandumu, 29 Şubat-1 Mart 1992'de yapıldı ve referanduma katılanların yüzde 99,7'si bağımsız Bosna Hersek'e "evet" dedi.
JNA ve silahlandırdığı paramiliter Sırp gruplar, referandumun ardından ülkenin farklı şehirlerinde saldırılara başlarken, İzetbegoviç, tüm Bosnalıları bu saldırılara karşı koymaya çağırdı.
JNA ve silahlandırdığı paramiliter Sırp gruplar, referandumun ardından ülkenin farklı şehirlerinde saldırılara başlarken, İzetbegoviç, tüm Bosnalıları bu saldırılara karşı koymaya çağırdı.

Boşnaklar, İzetbegoviç'in liderliğinde amansız bir mücadele verirken, Sırp paramiliter gruplar, kadın ve çocuklar dahil sivillere yönelik büyük katliamlar yaptı. İnsanlar evlerinden sürüldü, kadınlara tecavüz edildi, İslâm'a dair ne varsa yok edildi, toplama kamplarındaki esirlere işkenceler yapıldı.

Kuzeyde ve doğuda Sırplara karşı savaşan ülkenin bağımsızlığını savunanlar, güneyde ve batıda ise Hırvatlarla çetin bir mücadele içine girdi. Sırp güçlerince 3,5 yıl kuşatma altında tutulan başkent Saraybosna'nın yanı sıra Prijedor, Bijelina, Zvornik, Visegrad, Srebrenitsa, Foça gibi birçok şehirde büyük katliamlar, soykırımlar yaşandı.

Ülkedeki savaşı sona erdiren Dayton Barış Anlaşması 1995'te silahların durmasına katkı sağlarken, ağır bilançolu savaşta 200 bine yakın insan öldü, 1 milyondan fazla kişi ise evlerini terk etmek zorunda kaldı.

İzetbegoviç, ülkeye karmaşık bir siyasî yapı getiren Dayton'a ilişkin, "Bu, adil bir barış değil ancak savaşın sürmesinden daha iyidir." yorumunda bulunmuştu.
İzetbegoviç, ülkeye karmaşık bir siyasî yapı getiren Dayton'a ilişkin, "Bu, adil bir barış değil ancak savaşın sürmesinden daha iyidir." yorumunda bulunmuştu.
  • İzetbegoviç, anlaşmanın beraberinde getirdiği Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti adlı iki entitenin ile Brçko Özerk Bölgesi'ne ayrılan Bosna Hersek Federasyonu'nun da 10 kantondan oluşan bağımsız ülkede ilk Cumhurbaşkanı ve sonrasında ilk Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı oldu.

"Geçmişi unutmasınlar ancak geçmişte de yaşamasınlar"

İzetbegoviç, 2000'de sağlık sorunları nedeniyle Devlet Başkanlığı Konseyi'ndeki görevinden istifa ederken, partisinin 2001'deki kongresinde de genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.

Bosna Hersek halkına, uluslararası arenada tanınan, bağımsız ve egemen bir devlet bırakan İzetbegoviç, sağlık sorunları sebebiyle bulunduğu hastaneden katıldığı canlı yayında şu ifadeleri kullandı:

"Kendimi doktorların raporlarında yer alandan çok daha iyi hissediyorum ancak büyük ihtimalle hislerim beni aldatıyor. Yıllardır çok sağlıklı bir adamdım, şimdi hasta olma vakti geldi. Hayattaki hiçbir şey tesadüf değil. Önemli olan Bosna Hersek hayatta kalmayı başardı, bizler hayatta kaldık, stüdyoda sizlerle tekrar görüşme konusuna gelecek olursak; görüşeceğimize çok emin değilim ama eski bir şarkının da söylediği gibi 'Ama bu artık önemli de değil.'

Vatandaşlara ne mesaj vereceğimi bilemiyorum, önemli olan şey; Bosna Hersek'in hayatta kalması. Sırpların Sırp, Hırvatların Hırvat, Boşnakların Boşnak olarak kalmasının yanı sıra hepsinin 'Bosna Hersekli' olması gerekli. Bunun, Bosna Hersek'in hayatta kalmasında büyük önem taşıdığını düşünüyorum. İntikam yerine adaletin olduğunu ifade etmek istiyorum. Geçmişi unutmasınlar ancak geçmişte de yaşamasınlar."

Bosna Hersek halkına uluslararası arenada tanınan, bağımsız ve egemen bir devlet bırakan Aliya İzetbegoviç, 19 Ekim 2003'te başkent Saraybosna'da hayatını kaybetti.
Bosna Hersek halkına uluslararası arenada tanınan, bağımsız ve egemen bir devlet bırakan Aliya İzetbegoviç, 19 Ekim 2003'te başkent Saraybosna'da hayatını kaybetti.

78 yaşındaki İzetbegoviç, 19 Ekim 2003'te başkent Saraybosna'da gözlerini son kez kapadı.

Cenazesine farklı ülkelerden 150 binden fazla kişinin katıldığı Boşnak lider, vefatından önce "şehitlerin arasında mütevazı bir mezara defnedilmek istediğini" vasiyet etmesi üzerine Saraybosna'daki Kovaçi Şehitliği'ne defnedildi.

Aliya İzetbegoviç'in Saraybosna'da düzenlenen cenazesine, dünyanın dört bir yanından binlerce insan katılmıştı.
Aliya İzetbegoviç'in Saraybosna'da düzenlenen cenazesine, dünyanın dört bir yanından binlerce insan katılmıştı.

  • Bilge kişiliğiyle de tanınan Aliya İzetbegoviç, ardında "Doğu ve Batı Arasında İslam", "İslam Deklarasyonu", "Özgürlüğe Kaçışım", "Tarihe Tanıklığım" ve "Köle Olmayacağız" gibi eserler bıraktı.
Aliya İzetbegoviç'in kabri, Kovaçi Şehitliği'ndeki demir kubbenin altında medfûn.
Aliya İzetbegoviç'in kabri, Kovaçi Şehitliği'ndeki demir kubbenin altında medfûn.