İzmir'in Urla ilçesinde yer alan Karantina Adası, geçmişte salgın hastalıklarla mücadelede önemli bir yer tutmuş. Kolera ve veba gibi hastalıklar nedeniyle özellikle 18. yüzyılda karantina alanı olarak kullanılan bu ada, o dönem insanların sağlığını korumak için kilit bir rol oynamış. Hem sağlık hem de stratejik açıdan büyük bir öneme sahip olan Karantina Adası, tarihin sessiz tanıklarından biri olarak hala etkileyici hikayeler barındırıyor.
Karantina Adası, özellikle uluslararası seyahat ve ticaretin aksamaması amacıyla karantina koşullarına uygun bir şekilde inşa edilmiş. İlk karantina faaliyetleri de bu doğrultuda yapılmış. Limana yanaşan gemilerdeki yolcu ve mürettebat, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra eşyaları ve kıyafetleri yüksek sıcaklıkta buharlı makinelerle dezenfekte edilirmiş. Eğer riskli bir durum tespit edilirse, bu kişiler bir hafta boyunca adada izole edilirmiş.
Ada üzerindeki karantina binaları, Osmanlı döneminde Fransız mimarlar tarafından inşa edilmiş ve dönemin mimari özelliklerini yansıtıyor. Bu yapılar, restorasyon sürecinde tarihi dokusu korunarak yenilenmiş. Karantina koğuşları, dezenfeksiyon odaları ve duş alanlarıyla ziyaretçilere adeta geçmişe bir yolculuk sunuyor.
Masmavi denizin ortasında yer alan ve doğal güzellikleriyle büyüleyen Karantina Adası, sadece tarihi değil, kültürel önemiyle de mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer.
Harika fotoğraflar için @gezsen.izmir'e teşekkürler 🧡