Ihlamur Kasrı’nda manolya rüyası ✨

Ihlamur Kasrı’nda manolya rüyası ✨

Manolya zamanı geldi de geçiyor! İstanbul'da manolyaların güzelliklerini doyasıya izleyebileceğiniz o güzel yer: Ihlamur Kasrı

19. yüzyılın Neo-Barok esintileri taşıyan bu zarif yapı, Sultan Abdülmecid'in gözdesi olmuş ve Karabet Balyan'ın ellerinde 1849 ile 1855 yılları arasında hayat bulmuş. Önceleri Nüzhetiye denilen bu bölge, adeta bir nefes, tazelik ve neşe kaynağı. Huzur veren Ihlamur Vadisi'nin Beşiktaş, Yıldız ve Nişantaşı tepeleri arasındaki kucaklayıcı doğası, 18. yüzyıldan itibaren İstanbulluların vazgeçilmez bir buluşma noktası olmuş.

Ihlamur'un alt kısımları, Sultan III. Ahmed zamanında bir tersane yöneticisinin elinden çıkıp devletin korumasına girmiş ve bir imparatorluk bahçesine dönüşmüş. Üst kısımlarda ise okçuluk taşları, Sultan III. Selim ve II. Mahmud'un nişanlarına şahitlik ediyor. Sultan Abdülmecid döneminde ise bu tarihi vadi "Sohbet Bahçesi" haline gelmiş.

Fransız şair Lamartine bile, 1846'da bu kasırlarda ağırlanmış ve buranın güzelliklerini övgülerle anlatmış. Sultan Abdülmecid, Lamartine'in bahsettiği sade köşkün yerine, rahatlığı ve mutluluğu simgeleyen "Nüzhetiye"yi inşa ettirmiş.

1985'te müze olarak ziyarete açılan Ihlamur Kasırları, Tören ve Maiyet Köşkleri ile ziyaretçilerini tarihin derinliklerine davet ediyor. Tören Köşkü, merasim ve resepsiyonlarda kullanılırken, Maiyet Köşkü padişahın yakın çevresine ayrılmış.

Bugün ise, yüksek duvarlarının ardında sakin bir dünya sunan Ihlamur Kasırları, zengin tarihi ve huzur dolu bahçeleriyle ziyaretçilerini bekliyor. Bir zamanların hasbahçesi, şimdi İstanbul'un kalabalığından uzak, tarihi bir kaçamak noktası olarak hizmet veriyor. Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz'in huzur bulduğu, misafirlerini ağırladığı bu eşsiz yer, geçmişle bugün arasında köprü kuruyor.

Harika fotoğraflar için @zehra.zcelik 'e teşekkürler! 🧡