Likya'nın en önemli ve en eski şehirlerinden biri olan Patara Antik Kenti, Fethiye- Kalkan arasında Xanthos Vadisi'nin güneybatı ucunda bugünkü Ovagelemiş Köyü'nde yer alıyor.
MÖ 13'üncü yüzyıla ait Hitit metinlerinde şehrin adı Patar olarak geçiyor. Tepecik Akropolü ve Tepecik yamacı eteklerinde Orta Tunç Çağı ve Demir Çağı öncesine ait ortaya çıkarılan eserler Patara'nın tarihinin ne kadar eskilere gittiğini gösteriyor.
Xanthos Vadisi'nde denize açılabilecek tek yer olması nedeniyle tarih boyunca önemli kent olma özelliğini devam ettiriyor. Patara MÖ 3'üncü yüzyılda Ptolemaios egemenliğindeyken Likya'nın önder kenti oluyor. MÖ 2'nci yüzyılın başında Likya'nın Seleukos Krallığı tarafından kontrol edilmeye başlanmasıyla Patara, Likya'nın başkenti gibi kabul görüyor ve Patara'nın Roma'ya karşı özerkliğini ve Rhodos'a karşı da bağımsızlığını kazandığı MÖ 167/168 yılında resmileşiyor ve Patara Likya Birliği'nin başkenti oluyor.
Orta Çağ boyunca önemini sürdüren Patara, Türklerin gelmesiyle de önemli bir merkez olarak günümüze ulaşıyor. Günümüz kalıntılarına giriş, görkemli ve çok iyi korunmuş Roma Zafer Takı'ndan yapılıyor. Tak'ın batısındaki tepenin yamaçlarında, Likya tipi lahitlerin bulunduğu mezarlık alanı uzanıyor. Kentin en güney ucunda Kurşunlu Tepe'ye yaslanan tiyatro bulunuyor.
Şehrin diğer kalıntıları; Vespasian Hamamı, Korinth Tapınağı, ana cadde, liman ve tahıl ambarı gibi yapılardan oluşuyor. Kentin mimarisine genel olarak bakıldığında hem dönemsel hem de mimari açıdan oldukça geniş ve gelişmiş bir düzeyde olduğu görülüyor.
Editör: Şule Parlak Yalçınkaya Fotoğraf: Eda Yalçınkaya