İbrahim Çallı'nın tuvalinden 🖼
Kahvemizi, çayımızı ya da suyumuzu yudumlarken İbrahim Çallı'dan bahsedelim biraz. ✨
Haberin devamı için tık tık🖱
1-4
📌 Çallı 1882’de, o yıllarda İzmir’e bağlı bulunan Çal kasabasında doğar. İlk ve orta öğrenimini Çal’da, liseyi ise İzmir’de tamamlar. Ancak okuldaki derslere ilgisi yoktur; onu asıl cezbeden şey, kasabadaki Rum kunduracıların dükkânlarında gördüğü Köroğlu-Ayvaz resimleridir. Saatlerce, hayran hayran seyrettiği bu resimlerin etkisiyle sanata olan ilgisi başlar. Küçük yaşlarda hem anne hem de babasını kaybetmesiyle payına düşen toprağı satarak, doksan altınla dolu kemeri belinde İstanbul’a gelir.⠀
2-4
Asıl niyeti Askeri okula girmektir, ama kayıtların kapandığını öğrenince bir yıl beklemek zorunda kalır. Bu sırada Galata’da altınlarını çaldırdığı için iş aramaya başlar. Önce müvezzilik, sonra arzuhalcilik yaparak para kazanmaya başlar. Bu süre içinde, ressam Rupen Seropyan’dan resim dersleri almaya başlar. Oraya gidip gelirken, Şeker Ahmet Paşa’nın oğlu İzzet Bey’le tanışır. Resimleriyle Ahmet Paşa’nın dikkatini çeker, Paşa'nın önerisi üzerine, şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girer.⠀
3-4
Altı yıllık okul dönemini, dört yılda birincilikle tamamlar. 1909 yılında açılan Avrupa’da burslu eğitim sınavını birincilikle kazanarak Fransa’ya gönderilir. Namık İsmail, Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran ve Avni Lifij'le birlikte, Ferdinand-Anne Piestre Cormon’un École des Beaux-arts’daki atölyesinde 4 yıl resim eğitimi alır. 1914 yılında Birinci Dünya Savası çıkınca, eğitimini tamamlayamadan yurda zorunlu olarak dönen Çallı, Sanayi-i Nefise Mektebi'nde Alexandre Vallaury'nin yardımcılığına getirilir.
4-4