Şavaş Barkçin’in kaleminden: Usûl
Âlemin de usûlü vardır, her usûl vuruşlardan oluşur. Her vuruş titreşimlerden doğar. Titreşimler ise hayatın göstergesidir. Âlemdeki temel vuruş, kalbimizin de usûlü olan düm-tektir.
1-9
"Usûl" kelimesi "asıl" kelimesinin çoğuludur. "Asıl" ise Arapça "kök" demek... Diğer anlamları ise "ilke ve esas..." Demek ki usûl sahibi olmak; işin özü, temeli...
2-9
Meşhûr sözdür: "Usûl olmadan vusûl olmaz." Yani bir şeyin yolu, o şeye erişmenin esasıdır. Her şeyde öyledir.
3-9
Müzik de her bir ilim ve sanat gibi muhabbet ve ciddiyet ile elde edilir. Muhabbet kişiyi yola bağlayan, ciddiyet ise kişiyi yolda ber-devâm kılan nimetlerdir.
4-9
Muhabbetten şevk ve meşk doğar. "Aşk olmadan meşk olmaz" sözünün gerçek anlamı budur ve müzikle de sınırlı değildir. Müziğin usûlüne "meşk" diyoruz.
5-9
Meşk, kâmil olandan ham olana sadece bilgi değil edebin de aktarıldığı süreçtir. Zaten müzik meşkinin de ana hedefi şarkıcı veya çalgıcı olmak değil insan-ı kâmil olmaktır.
6-9
Usûller devrevîdir, ritm ise doğrusaldır. Çünkü medeniyetimizin esas şekli dairedir. Daire tevhidin bir remzidir.
7-9
Müzikte usûlün ikinci bir anlamı daha vardır. "Usûl," "ritm" anlamındadır. Batılılar'ın ritm dedikleri şeye benzer ama onun aynısı değildir.
8-9