Yerçekimine karşı koyan 7 Tensegrity Yapı
Antik piramitler, büyük bir taban alanı oluşturarak daha yükseğe ulaşan bir sistemle ayakta kalıyor. Tensegrity ise bu mantığın tam tersi bir sistemle çalışıyor.
Geniş ve ağır bir temel yerine, gerginlik prensibi ile ayakta kalan bu yapılar dışarıdan bakıldığında hafif gibi görünür fakat binlerce ton ağırlığı taşıyabilir.
Gelin bu ilginç sistemin dünya üzerindeki örneklerini birlikte inceleyelim.
1-7
1-Needle Tower, Kenneth Snelson: Yapı, Washington’daki bir müze için tasarlandı.Her bir alüminyum tüpün ucuna bağlanan çelik kablolar sistem içinde kendini kilitliyor ve çubuklar havada yüzüyor gibi görünüyor.
2-7
2-Münih Olimpiyat Stadı, Frei Otto: 2. Dünya Savaşı’ndaki az malzeme ve maliyetle çadır inşa etme yöntemleri Otto’ya ilham verdi. Kamusal, geniş bir alanı kaplayan bu yapı, yöntemin büyük ölçeklerdeki uygulamasına bir örnek.
3-7
3-Montreal Biyosfer Müzesi, Buckminster Fuller: Fuller en çok jeodezik kubbeleriyle tanınıyor olsa da, tenssegrity terimi icat ettikten sonra ‘Biyosfer’ isimli bu geniş kubbeyi gerginlik yasasından yararlanarak tasarladı.
4-7
4-Kurilpa Köprüsü, Cox Rayner Mimarlık: Yapı, dünyanın en büyük hibrit tensegrity köprüsü ünvanına sahip. Yaklaşık 457 metre uzunluğa sahip köprü, alüminyum direkler ve hafif çelik kablolar aracılığıyla taşınıyor.
5-7
5-Dağıtma, Thomas Van Deventer: Proje, Burning Man etkinliğinde yer almak üzere tasarlandı.Yapı, tepeye ulaştıkça daha net bir şekilde gerilen bir sisteme kademeli olarak geçiş yapıyor.
6-7