Vatanperver bir kalem: Necad İbrişimoviç
İnsan, dünyanın iki kapısı arasından gelip geçer. İbrişimoviç, Ölümsüz romanıyla, bu iki kapı arasında kalmak için çabalamıştır.
Modern Bosna Hersek ve Boşnak edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan rahmetli Necad (Nedzad) İbrişimoviç, 20 Ekim 1940’da Saraybosna’da dünyaya geldi. Üç yaşında babası Şaban beyi kaybedince, annesi Nafiya hanımla birlikte Jepçe’ye gittiler.
İbrişimoviç, okuma ve yazmayı ilkokuldan önce öğrendi. İlkokulu Jepçe’de okuduktan sonra, Saraybosna’daki Uygulama Sanatları’na gitti. Heykelcilik bölümünden 1961 yılında mezun oldu. Ertesi yıl, Saraybosna Üniversitesi Felsefe Fakültesi’ne kaydoldu. Edebiyattaki ilk adımı, ilköğretim yıllarında yazdığı şiirler ile oldu. Bostan’da isimli ilk hikâyesi ise henüz 13 yaşındayken, bir öğrenci dergisi olan Plavi Vjesnik’te yayınlandı. Ziyaret isimli hikâyesi ise, on sekiz yaşındayken, Bosna Hersek’in en önde gelen gazetelerinden Oslobodjenje’de yayınlandı.
Uğursuz ve Karabey
İbrişimoviç, bir dönem Gorajde’de sanat tarihi öğretmenliği yapsa da hayatının büyük bölümünü yazarlıkla geçirdi. ‘Nasi Dani’ ve ‘Oslobodjenje’ gazetelerinde editörlük yaptı. 1995- 98 yılları arasında, Zivot edebiyat dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi.
Uğursuz’dan üç yıl sonra, Karabey romanı yayınlandı. Bu romanda, Osmanlı’dan Avusturya-Macaristan toprağına dönüşen, Bosna Hersek’in durumu anlatmaktadır.
İbrişimoviç’in, edebiyata ve yazarlığa olan ilgisini şu cümlesi özetler: “Nefes aldığımdan beri yazıyorum. Çünkü harfleri seviyorum.” Bosna Hersek’li yazar, 1960’lı yıllarda, edebiyat çevrelerinde boy göstermeye başladı. İlk kitabı olan Kapalı Kapılı Ev’i, 1961 yılında yayınevine verdi. Üç yıllık bekleyişin ardından okuyucusuyla buluştu. Bu kitap, 1989 yılında, Kapısız Ev ve Diğer Hikâyeler ismiyle bir kez daha yayınlandı. İbrişimoviç’in dikkat çeken çıkışı, 1968 yılında, Uğursuz romanıyla oldu. Bu roman sayesinde, yerelden, uluslararası boyuta terfi etti. O yıllarda etkin olan varoluşçuluğun önde gelen isimlerinden oldu. Eleştirmenin birinci sınıf bir eser olarak kabul ettiği Uğursuz, tarihsel bir zemin üzerine inşa etti. On dokuzuncu yüzyıl Bosna’sındaki yozlaşmış bir bey ailesinin, çöküşünü çağdaş bir biçimde ele aldı. Roman kahramanları aydın kişilerden seçti. Uğursuz’dan üç yıl sonra, Karabey romanı yayınlandı. Bu romanda, Osmanlı’dan Avusturya-Macaristan toprağına dönüşen, Bosna Hersek’in durumu anlatmaktadır. Bosna’nın, İslami eksenden çıkıp, Batı Avrupa kültür ve medeniyetine geçişini resmetmektedir.
Ucube ve peri
İbrişimoviç, romanlarının aksine, hikâye ve öykülerinde sade bir dil kullanmayı tercih etmiştir. Hikâyeleri, onun adını parlatan eserler olmasa da edebi gücünün saf bir göstergesidir. Hayatın içinden kelimeler ile insan doğasını sarsmayı başarmıştı.
Hikâyeler (1972), Canlı ve Ölü (1978), Şamil ve Tubakov (1984), Sıradan İnsanlar (2009) okurlarının ilgisini çeken hikâye kitaplarından sadece birkaçıdır. Haftalık Nedjelja gazetesinde yayınlanan kısa hikâyelerden oluşan Ucube ve Peri isimli eseri 1986 yılında yayınlandı. Bu kitapta yer alan hikâyelerin ortak özelliği, milli bir ruh ve halk dili ile kaleme alınmış olmalarıdır. Hepsinin içeriğinde kara mizah ya da hiciv öğeleri bulunuyordu. Okur kitlesi hem yetişkinler hem de çocuklar idi.
- Konu İbrişimoviç’in hikâyeleri olduğunda, yetmiş yedi kısa hikâyeden oluşan Bir Zaman Biri Vardı isimli kitabından da bahsetmeliyiz. Bu kitap, beş yıl sonra 2005 yılında, Ucube ve Peri- Bir Zaman Biri Vardı ismiyle ikinci kez yayınlandı. 2007 yılında da Arapçaya çevrilerek, Kahire’de yayınlandı.
Otobiyografik yazılarını, 1980 yılında Bu Hafta Tanrısın isimli kitapta topladı. Bu kitap, on bir yıl sonra, Bu Hafta Sultansın ismiyle bir kez daha yayınlandı. Bunlara ilaveten Bosna Ejderhası (1981) ve Al-Akar’da İki Gün (1991) isimli öykü kitapları da bulunmaktadır. Bu kitaplarda yer alan hikâye ve öykülerden bazıları masala, bazıları fıkraya, bazıları da vecizeye benzer. İbrişimoviç’in Dramalar (1988) ve Saraybosna’da Woland (2000) isimli drama eserleri de bulunmaktadır. Seçme eserlerinden oluşan On Ciltlik Toplu Eserleri ise 2005 yılında yayınlandı.
Adem Kahriman kitabı
1989 yılında Kardeşler ve Vezirler’i yayınlayarak, Uğursuz ve Karabey ile başlattığı, “Müslüman üçlemesi”ni tamamlanmış oldu. Bu roman, görünüşte, Osmanlı’dan özerklik talep eden Kapetan Hüseyin Gradaşçeviç’in hikâyesini anlatmaktadır. Fakat asıl anlatmak istediği, bir askeri liderin psikolojik anlamda yok oluşu ve bir milletin tarih sahnesinden uzaklaşmasıdır.
Yugoslavya’nın dağılmasından sonra 1992 yılında patlak veren Bosna Hersek Savaşı esnasında, Goran Bregovic ve Nemanja Kusturica’nın aksine, ülkesini terk etmedi. Saraybosna’nın Dobrinya semtinde, vatan savunmasına katıldı. Preporod Boşnak Kültür Birliği’ni organize etti. Savaş yılları Necad İbrişimoviç’in hem hayatında, hem de edebiyatında önemli bir dönüşümün kapısını araladı. Bunun en somut örneği Adem Kahriman Kitabı’dır. Çetniklerin, İkinci Dünya Savaşı’nda, Müslümanlara yönelik vahşetini tarihi kaynaklardan öğrenmişti. Aynı şeyler, 1992 yılında, bir kez daha yaşanıyordu. Bu sefer, o da yaşananların tanığıydı. O ilkellerin nefretine ve kan döküşüne, Adem Kahriman Kitabı üzerinden, edebi bir tavırla cevap verdi. Kötü muamele görmüş, korkunç bir kaderi yaşamış olan bazı Müslümanların yaşadıklarını anlattı. Bu kitabı, her ne kadar yüz elli sayfayı bile bulmasa da ancak 2000 yılında tamamlayabildi. Savaşın bitişiyle, saldırganlar geri çekildi ama İbrişimoviç’in mücadelesi devam etti.
Saraybosna’nın Dobrinya semtinde, vatan savunmasına katıldı.
Kutsal değerleri, Bosna Hersek, Boşnaklık, İslam ve Müslümanlar için son nefesine kadar kalemiyle savaştı. Eserlerinde bazen ruhani, bazen ferdi, bazen de toplumsal ve politik konulara temas etmiştir. Fakat konusu ne olursa olsun, kendisine özgü bir dil kullanmıştır. İfadelerinde garip bir ritim vardır. Hızlanması gereken; düşüncenin başladığı yerlerde, sık sık durdu. Başka bir yazarın nokta koyacağı yerlerde ise hızını arttırdı.
Ruhani ve şeytani ilham
Boşnak yazar, ilk şiirlerini çocukluk yıllarında yazmış olsa da, bu alanda pek ısrarcı olmamıştır. Tek şiir kitabı, 1994 yılında yayınlanan, Ruhumun Zambakları’dır. Buna rağmen, ülkesini bir kilime benzettiği, Bosna şiiri oldukça beğenilmiştir. İbrişimoviç’in, resim ve heykel çalışmaları da bulunmaktadır. 1982 ile 2000 yılları arasında, on dört kişisel sergisi açmıştır. Heykel yaparken, yazmaktan daha çok zevk alsa da, hikâye romanları kadar büyük bir başarı yakalayamadı.
Necad İbrişimoviç, bir dönem, rahmetli Aliya İzetbegoviç liderliğindeki, Demokratik Eylem Parti-SDA’da siyaset yaptı. Aliya onu SDA’ya davet ederken, “siyaset yapabilir misin” diye sormuş. Cevabı, “yapabilirim” olmuş. Ancak siyaset ona çok karışık gelir, hiçbir şey anlamaz. Öyle ki, Kanton Meclisi’ne seçildiğinde, SDA’nın saygın mensuplarından birine bakarak oyunu belirlermiş. O üye ne zaman elini kaldırırsa, İbrişimoviç de elini kaldırırmış. Bu sebeple, her zaman, onun arkasında oturmuş. Necad İbrişimoviç’in Ruhani ve Şeytani İlham isimli kitabı, ilk olarak 1990-1996 yılları arasındaki makale ve röportajlarını kapsayacak şekilde yayınlandı. Bu kitap 2013 yılında, 1990-2004 yılları arasındaki denemelerini, makalelerini, hatıralarını, kayıtlarını ve röportajlarını kapsayacak şekilde, ikinci kez yayınlandı.
Ülkesi ve halkı hakkındaki görüşlerini dile getirdiği bu kitap, Boşnaklar için bir işaret fişeğidir. Bu kitaptaki her bir satırla soydaşlarının, köklerinin farkında olmasını ve geçmişi unutmamalarını sağlamak istemiştir. Sadece birlikte güçlü, eğitimli, medeni ve gururlu olabileceklerinin mesajını vermiştir.
Ölümsüz ve Hızır (A.s.)'ın kitabı
Boşnak yazarın dördüncü romanı olan Ölümsüz, edebiyat çevreleri tarafından, Bosna Hersek edebiyatına kazandırılan en iyi roman olarak kabul edilir. Yazarın daha önce kaleme aldığı diğer romanlarda olduğu gibi Ölümsüz de zaman, başlangıç ve son, varlık ve ameller üzerine inşa edilmiştir. İnsan, dünyanın iki kapısı arasından gelip geçer. İbrişimoviç, Ölümsüz romanıyla, bu iki kapı arasında kalmak için çabalamıştır. Roman insanın ölümü üzerine inşa edilmiştir. Boşnak yazara göre; insanlar yaşarken de ölürler. İnsan kendi içinde ölürse, öldürmek için ikinci bir ruh arayışına girer. Dünyada yaşanan bütün kötülüklerin kaynağı da burasıdır. On sekiz yaşında kaleme almaya başladığı Ölümsüz romanını, tüm hayatı boyunca yazdı ve kırk yılda tamamlayabildi. Romanın elle yazılmış bazı bölümleri 2000, tamamı 2005 yılında yayınlandı. Bu kitabı sebebiyle, Bosna Hersek Yazarlar Birliği tarafından, Nobel’e aday gösterildi. Ölümsüz’ün devamı mahiyetindeki Hızır (a.s)’ın Kitabı’nı ise 2011 yılında yayınladı. Beş bin yıldır yaşayan bir adamın hikâyesini konu edinen bu romanın başkarakteri günahtan kaçmaktadır. Tıpkı Ölümsüz gibi, bu romanın da sonu yoktur. Son sayfalara geldiğinizde, aslında, yeni bir yolun başlangıcında olduğunuzu anlıyorsunuz. İbrişimoviç, Ölümsüz ve Hızır (a.s)’ın Kitabı olmasaydı da, modern Bosna Hersek edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olacaktı. Fakat Ölümsüz ve Hızır (a.s)’ın Kitabı, Boşnak yazarın ulaştığı bu konuma, bambaşka bir değer ve anlam kattı. Bu iki eser, onun hayatındaki büyük dönüşümün ve sağlam dini (İslami) köklerinin de birer yansımasıdır.
Necad İbrişimoviç, ömrünün son günlerinde, Ölümsüz ve Hızır (a.s)’ın Kitabı’nın devamını kaleme almayı planlıyordu. Ancak 15 Eylül 2011’de dünyaya veda etti. Saraybosna şehir merkezindeki Ferhadiye Camii haziresine defnedildi. Kendisi aramızdan ayrıldı ama eserleri, dünya durdukça, adından söz ettirmeye devam edecek inşallah.