Diren ey halkım, onlara diren!
Kudüs’te
Yaralarımı sardım ve kederimi sineye çektim.
Ve ruhumu taşıdım avucumun içinde,
Bizim olan bir Filistin için!
Onların ‘barışçıl çözüm’üne teslim olmayacağım!
Bayrağımı düşürme sakın,
Def edeceğim güne kadar onları vatanımdan,
-Ki o gün artık çok yakın-
Diren işgalcilerin yağmasına,
Diren,
Ve takip et tabutunu şehitlerin.
Diren ey halkım, onlara diren! Sömürgecinin sömürgesine; İşgalcinin işgaline Karşı koy!
Aşağılayan,
Küçük düşüren
Ve bizi adaleti kurmaktan alıkoyan,
O utanç veren yasaları çiğne!
Onlar masum çocukları yaktılar,
Aynı Hâdil gibi…
Onu da herkesin içinde vurdular,
Güpegündüz öldürdüler.
Diren ey halkım, onlara diren!
Sömürgecinin sömürgesine;
İşgalcinin işgaline
Karşı koy!
- Aramızdaki ajanlarına aldırış etme
- Ki onlardır, barış safsatalarıyla bizi zincire vurmak isteyen…
- Kuşku veren sözlerden korkma,
- Çünkü kalbindeki hakikat daha güçlüdür
Zulmü de zaferi de görmüş bu toprakta direndiğin sürece
Ali de mezarından haykıracaktır:
“Diren ey isyankâr halkım diren!
Beni yavan bir söz gibi öd ağacına yaz,
Geride kalanlara cevap sensin
Diren ey halkım, onlara diren,
Diren ey halkım, diren!”