Memleketimden insan manzaraları
Bizim oğlan da gececi, gelinle ben varız evde, üç de torun, oturdum baktım, sonra Erdoğançıktı böyle telefondan kafası görünüyor, meydanlara, alanlara filan dedi. Valla anlamadımne oldu bitti, kalktım, giydim pardesümü, gelin korkuyo dedi anne nereye, dedim meydanlara,alanlara yavrum, dedim sen de gel, e dedi çocuklar uyuyor, dedim onlar Allah’a emanetyavrum, gel gidelim ki, döndüğünde çocuklarını evde bulasın...
Berke. Reklamcı. Otuz Üç Yaşında.
“Ben darbenin olacağına hiç inanmadım. Tezgâhtı bu, cumbaşı kendi kendine darbe tezgâhladı, kendileri çaldılar kendileri oynadılar.
Birkaç kıllı kokulu adam sokağa fırladı, yallah bismillah filan diye çemkirdi, tiyatro sahneye kondu, sonra bitti. Yani aslında memlekette o akşam bir sorun yoktu, her şey normaldi. Sadece makarna yoktu. Beş market dolaştım, yoktu anasını satayım. Ben de bisküvi aldım bi koli.”
Levo. (gerçek adını unutmuş, mahallede herkes ona Levo diyor.) Eskiden tornacıda çalışırmış, ama epeydir iş güç yok. Yaşı yirmi yedi.
Allah Teâla Zülcelal Hazretleri memleketimize yurdumuza devletimize milletimize kem gözle bakanın gözlerini çıkarsın. Allah halkımızdan razı olsun.
“Şimdi babacım, biz arkadaşlarla öyle takılıyoduk, bi patırtı koptu, dedim noluyo lan, köşede dikiliyoruz anlıyo musun, temiziz amma, almadık bişey, tersoyuz zaten, Keleğin oğlan bağırdı ordan baba baba darbe olmuş, oha dedim ben, darbe ne lan, Kelek uyanık, ihtiyar da tabi bize göre, olum dedi, hani tank yürüyo, radyoda marş çalıyo, idam midam asıyolar ya, benim nevrim döndü abi, anlatabiliyo muyum, kimi asıyolar oluuuum, dedim, attım elimi arka cebime, çıkardım kelebeği, dedi kelek nereye lan kerkenez, ben marşmarş tabi aynen, koşuyorum, bağırdım koşarken, tırrağama asarlar, keserim lan ben o ipi, bize de mi lolo laaaaaannnn...”
Pakize. Ev Hanımı. Altmış Üç Yaşında.
Yavrum, ne anlatayım torunlar uyudu, gelin de televizyona bakıyor, ben mutfağa iliştim biraz Kur’an okudum, sonra geldim, yatacağım zaten, gelin dedi anne bişey olmuş, başbakan demiş, bu bir kalkışma girişimi, ben anlamadım, kalkışma neymiş, girişimi neymiş, bismillah dedim, bizim oğlan da gececi, gelinle ben varız evde, üç de torun, oturdum baktım, sonra Erdoğan çıktı böyle telefondan kafası görünüyor, meydanlara, alanlara filan dedi. Valla anlamadım ne oldu bitti, kalktım, giydim pardesümü, gelin korkuyo dedi anne nereye, dedim meydanlara, alanlara yavrum, dedim sen de gel, e dedi çocuklar uyuyor, dedim onlar Allah’a emanet yavrum, gel gidelim ki, döndüğünde çocuklarını evde bulasın...
Alara. Modacı. Elli dört yaşında ama kendisini kırk sanıyor.
Ay şekerim, dediler kalkışma filan. İnanamazsın, kalkışma ne ayol, Tobias’a sordum, Tobi dedim nedir bu şekerim, Tobias benim kedim, can yoldaşım, mırmır dolandı bacağıma. Çok tatlı, görseniz. O sıra dışarıdan sesler felan geldi. Balkona çıktık Tobiyle. Bir baktım, tank geçiyor üç tane arka arkaya. O sıra bizim TüTüyle göz göze geldik, o da yan balkonda, oğluşuyla çıkmış bakıyorlar onlar da. İnanamadım, oldu mu Tütü, oldu mu dedim.
- Ay şekerim bu sefer oldu galiba dedi. Ay inanamazsın, darbe oldu sandım. Kendimi kaybettim. Bir alkışlamaya başladım, benimle birlikte bütün apartman sakinleri de başladı.
Tobi korktu içeri kaçtı o derece yani. E ama sonra anladık, darbe değilmiş. Ay bu yaşıma geldim, bi’şey yok tabi yaşımda ama neyse. Zaten demokrasiye inanıyorum ben. Mutfakta, salonda filan hep demokrasiye inanıyorum. İnanır mısın Tobi de demokrasiye inanıyor.
Levent. Mühendis. Kırk iki yaşında.
Arkadaşlar haber verdi. Bi’şeyler oluyor dediler. TV’yi açtım. Tankları gördüm. Çocukluğumdan hayal meyal şeyler var, ama onun dışında çok okuduk ettik elbet. Böyle olmaz dedim. Kendimi sokakta buldum. Hayatımda mitinge katılmışlığım bile yok. Ama nasıl oldu anlamadım, atladım arabaya köprüye kırdım. Yol tıkalıydı. Bir yerden sonra bıraktım arabayı, koştum. Tam köprüye çıktım, silah sesleri gelmeye başladı. (burada gülüyor) İnanır mısınız, ben mantar tabancası patlasa yerimden zıplarım. Ama orda yaşlı bir amcanın önüne attım, siper ettim kendimi.
Amca saklan arkama diyorum. (burada gözleri doluyor) Yavrum sen bu vatana canlı lazımsın dedi ihtiyar, sıyrıldı arkamdan, geçti önüme...
(Burada uzun bir süre susuyor) Adını cenazesinde öğrendim amcanın. Ali’ymiş. Benim dedemin adı da Ali’ydi.
Kerem. Analist. Sekiz yaşında. (Zekâ yaşı. İroni evet)
Hemen anladım. Köprü kapatılmış. Terör eylemi var. (Terör eylemi!) tivit attım, relax, terör saldırısı olacak, istihbarat alınmış. Vakit geçti. Hemen anladım, bu terör değil, bir kalkışma. Ama ne kalkışma. Kalkışma tatbikatı. Şimdi kalkışma kime yapılır, hükümete filan. Saat kaçta yapılır. Sabaha karşı. Hah ha. Hemen anladım. Tezgâhtı bu. Tivit attım; başkanlık sistemi hayırlı olsun. Vakit geçti. Hemen anladım. Darbecilerin alayı belli. Kime bağlılar, neyi hedefliyorlar. Ben yıllardır söylüyordum. Ama dinleyen kim. Haklı çıktık işte. Tivit attım. Siz beslediniz, siz büyüttünüz, sorumlusunuz... Vakit geçti. Hemen anladım. Zaman doğru teşhis zamanıydı. Bu tarikatler, cemaatler, hepsi birer ur, kene. Laik cumhuriyetçi Kemalist milletimiz olmasa çoktan kesmişlerdi herkesi, acilen cumhuriyetin kazanımlarına dönmeliydik. Tivit attım. O beğenmediğiniz laikler olmasa, dinciler sizi asacaktı naaber... Vakit geçti. Hemen anladım. Al işte miting filan ne bu kardeşim. Şov elbet. Tivit attım. Üzgünüm bu şovun bir parçası olacak değilim. Vakit geçti. Hemen anladım. Zaman birlik zamanıydı. Biz çok renkliydik. Birbirimize ihtiyacımız vardı. Tivit attım. Demokrasi dersi. İnternetten miting fotoğrafı da buldum elbet. Vakit geçti. Hemen anladım. Demokrasi yani. Meydanlar filan. Tivit attım. Tanklara gövdemizi siper ettik. Yaşasın demokrasi. Sonra bu kadar performans gösterince elbet biraz bitkin düşmüşüm. Doktora gittim, doktor dedi ki; pek çok şey göründüğü gibi değildir, ama bazı şeyler ise tamamen göründüğü gibidir, çok kasma. Anlamadım ne dedi. Çok anlayışlıydım oysa...
Osman, 54 yaşında, Siyaset Bilimi Profesörü
Bu ülkenin halkı korkaktır, üstünden bir uçak geçse evine kaçar. İmamlar lojmandan camiye inemez. Ben siyaset bilimi profesörüyüm yahu. Diyorum işte.
Köksal Yardımcı, 56 yaşında, Çoban. (Posoflu Çoban)
Allah Teâla Zülcelal Hazretleri memleketimize yurdumuza devletimize milletimize kem gözle bakanın gözlerini çıkarsın. Allah halkımızdan razı olsun. Darbe görmüştük ama kardeşlerim böyle darbe görmemiştik. Topla, tüfekle... Memleketimizde fakir fukaranın kesintisinden uçak alınmış, mermi alınmış.
Halkın üzerine bu zulüm olur mu kardeşlerim. Allah işte onların planlarını bozdu. Kirli oyunlarını başlarına verdi. Aziz kardeşlerim üzülerek söylüyorum... Çok üzgünüm. Aziz kardeşlerim bu vatan öyle kolay alınmadı. Gönülden söylüyorum aziz kardeşlerim; bizim dağımız bir bağımız bir, kaderimiz bir kederimiz bir.