İnsanda teselli var mı insana?

Nihan Kaya
Nihan Kaya

Dünyada hiçbir şey yoktur ki kendimizden ayrı olmasın. Mesela rüyada–ve aslında hayatta da!- gördüğümüz bütün canlılar, hatta cansızlar ben’dir.

Bir başkasının varlığıyla teselli oluruz gerçekten; ama tesellimizde bu insanın sadece bir vasıta olduğunu, kendi kendimizi teselli edenin yine kendimiz olduğunu çoğu kez fark edemeyiz.

Dünyada hiçbir şey yoktur ki kendimizden ayrı olmasın. Mesela rüyada–ve aslında hayatta da!- gördüğümüz bütün canlılar, hatta cansızlar ben’dir. Bir kimseyi, bir durumu yorumlarken yorumladığımız şeyin aslında o kimse/ durum üzerinden kendimiz olması, yorumlarımızın başkalarından ziyade kendimizle ilgili olması da bu yüzden.

Psikoloğun yaptığı, danışanına akıl vermek değil, onun kendi kendisiyle konuşmasına vasıta olarak yalnızca o kişinin içinde olan, yalnızca o kişinin bilebileceği çareyi onun bulmasına vesile olmaktır. Sizi psikolog iyileştirmez. Psikolog, insanı sadece kendi kendisinin iyileştirebileceğini bilen ve buna çalışan kimsedir.

İnsana acı nimettir, dertse rehber. İnsanı teselli bulacağı insana götürür. Agâh ise melce surûr bulur. Derdini unutmaz ama derdiyle avunur.

Dua da insanın kendi kendisiyle konuşmasıdır. Yüce bir güce seslendiğine inanan insan, söyleyeceği her şeyi zaten o daha söylemeden bilen bir güce seslendiğine inanır. Bu gücün duaya ihtiyacı yoktur. Dua, bir güçten bir şey talep etmek değil, insanın dinî bağlamda kendi kendisiyle kurduğu iletişimi derinleştirme, kuvvetlendirme çabasıdır.

Dış’ta olan hiçbir şey yok. Günlük hayatta onlar bizim dışımızdaymış gibi konuşmamız normal olsa da, aslında dost ve Tanrı dahil her şey içimizdedir.

Kemal Sayar
Kemal Sayar

Kemal Sayar

‘Homo homini lupus’ diyorlar, ‘insan insanın kurdudur’. Bizim medeniyetimiz ise bize bunun tam tersini söylüyor. İnsan insanın kurdu değildir, insan insanın yurdudur. Hz. Resul ‘kendisi için istediğini başka bir kardeşi için istemedikçe kişi tam, kâmil manasıyla iman etmiş olmaz’ diyor. Bir diğerkâmlık felsefesi var bizim genetik kodlarımızda. İnsan insana tesellidir zira merhamet bizim genetik kodlarımıza işlenmiştir. Yüce Yaratan onu varlığımızın içine gömmüştür. Hayat teselli aramaktır ve teselli Rab’den insana, insandan insanadır. Merhamet bir başkasıyla birlikte bir ıstırap çekebilmek demektir, merhamet bir başkasının ıstırabını hücrelerinde yaşamak demektir, onun ıstırabıyla benim de inleyebilmem demektir.

  • Günümüzde en çok bu diğerkamlık ahlakına ihtiyacımız var. Çünkü ‘adam sen de’ciliğin had safhaya vardığı, gemisini kurtaranın kaptan sayıldığı, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ felsefesinin maalesef yürürlükte olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Böyle bir dünyada ötekinin iniltisini, acısını hissetmenin ötekinin ıstırabıyla ahlaklanmanın ne kadar önemli olduğu ortada. Eğer bizler başkasının ıstırabıyla, başkasının iniltisiyle hemdert olabiliyorsak, onunla ahlaklanabiliyorsak kâmil manada insanlık yolunda yürüyoruz demektir. Sadece kendi nefsi için, kendi egosu için, kendi refahı için yaşayan insanın insanlığından bir şeyler eksiktir. Anlam, mana dünyasında kendini yerli yerine oturtamamış bir insandır o.

Kâinatın sadece güçlü olanın ayakta kaldığı bir çerçeve, çevre olduğunu söyleyen dünya görüşünün aksine kâinatta sadece yardımlaşan organizmaların hayta kaldığını söyleyen bir başka bakış da vardır. Bu bakış bize kâinattaki bütün varlıkların birbirine görünmez merhamet bağlarıyla bağlantılı olduğunu, birimizin iyiliğinin diğerinin de iyiliği olduğunu fısıldıyor. İnsan, insana tesellidir ve bundan başka da bir çıkış yolumuz yoktur.

Kerem Kınık
Kerem Kınık

Kerem Kınık

İnsan acır. Hem yarası acır, hem yarası olana acır. İnsan avutur. Hem kendini avutur, hem dertlileri avutur. İnsan nisyana meyyaldir. Hem kendi acısını unutur, hem başkasının acısını unutturur.

İnsan üzülür, elindekini kaybettikten sonra, ya da bizatihi kaybolunca. İnsan sevinir, bazen yitirdiklerini getirir birileri, bazen yittiği yolları.

İyi ise nasiplidir, yolda bırakmazlar alırlar.

İnsan melcedir insana, sığınır. Fırtınalı ruhlar bir başka ruhta sükûn bulur.

İnsan insana yaslanır, insanla paylaşır, insanla hafifler, insanı dinler, insanla avunur. Acısını unutur.

İyi ise nasiplidir, iyilerle bulunur.

İnsana acı nimettir, dertse rehber. İnsanı teselli bulacağı insana götürür. Agâh ise melce surûr bulur. Derdini unutmaz ama derdiyle avunur.

İnsan zayıflar, taşıyamaz, yiter yolda, azıksız kalır. Azık bulur da nasiplenemez, yol bulur da yürüyemez. Ruhu sıkışır, kalbi her atışında acıtır.

İsyan eder düşer kuyuya, Kenanı bulurlar insan kaybolur. Önce acısına küser sonra derdi küser ona. Teselliyi ilaçlarda kadehlerde arar, unutmak için konserve hayatlar açar, plastik mutluluklar diktirir çehresine. Aynalara bakamaz, ruhu durulmaz.

İyi ise nasiplidir, iyileşir. İnsanla teselli bulur acıya. İnsanda teselli vardır insana.