İran'ın manevi şehri: Meşhed
Tarih boyunca önemli gelişmelerin yaşandığı meşhurHorasan bölgesinin sınırları dahilinde bulunan Meşhedşehri, günümüzde İran’ın en büyük ikinci şehri olarakkabul edilir. Türkmenistan ve Afganistan sınırlarına bir hayliyakın bir mevkide yer alan şehir, İpek Yolu’nun tarihtekiönemli güzergâhlarından da biridir. Aynı zamanda İran’aekonomik zenginlik sağlayan şehirlerinden biri olan Meşhed,ekonomik potansiyelinden başka günümüzde İran içinpek çok bakımdan önemli başka özelliklere sahip bir şehirkonumundadır. Bunların başında da buranın hiç şüphesizkutsal bir şehir olmasının payı vardır.
Aslına bakılırsa Meşhed’i önemli bir şehir olarak ortaya çıkartan da bu dini yapının etrafında şekillenerek zamanla kazandığı önemdir. Bu dini yapı da İran’ın resmî mezhebi olan İsnâaşeriyye imamlarından Ali er-Rızâ’ya ait olan kabirdir. İsnâaşeriyye (12 manasına gelen, on iki imama inanan) imamlarından 8.si olan Ali er-Rızâ 818 yılında öldüğünde buraya defnedilir. Şehir ismini de zaten şehadet yeri anlamına gelen bu kelimeden alır. Bugün gerçekten de Meşhed’e bakıldığında şehrin bu yapı etrafında gelişme kaydettiği görülebilir. Şîîler tarafından ziyaret edilmesinin kutsal bir vazife olarak değerlendirilmesi Meşhed’e kalabalık bir dini merkez hüviyeti de verir.
İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın 2009 yılında bu şehri İran’ın dini başkenti ilan etmesi sebepsiz değildir.
Tarih boyunca pek çok mücadeleye de şahit olan şehir çeşitli yıkımlara da uğrar şüphesiz. Özellikle Moğol kasırgasının her yeri yıkıp geçtiği 13. yüzyıl sonlarında Meşhed de bu yıkımdan nasibini alır.
Bu kıyımın ardından şehir Safeviler döneminde tekrardan ihya edilir. Ali er-Rızâ’nın bugün çeşitli yapılardan oluşan ve kompleks olarak adlandırabileceğimiz türbesi de bugünkü ününü, anlamını kazanmaya o dönemlerde başlar. Bugün toplamda 600 bin metrekarelik bir alana yayılmış olan yapı; içerisinde yer alan cami, müze, kütüphane, medrese gibi yapılarıyla dünyanın kendi sahasındaki en büyük yapısı olarak gösterilmektedir.
Turkuaz taşı ve safran
Meşhed ile özdeşleşen şeylerden biri de şüphesiz safrandır. Dünyadaki safran üretiminin yaklaşık %90’lık bir kısmını karşılayan İran, bunun büyükçe bir kısmını Meşhed’in merkez şehri olan Horasan’dan temin eder. Fiyatının pahalılığı düşünüldüğünde buradan safran temin etmek Meşhed’de yapılabilecek en mantıklı şeylerden biri olacaktır. Pek çok sektörde kullanılan bu değerli bitki özellikle gıda sektöründe çokça tüketilir. Bazı şekerlemelerde, tatlılarda kullanılan safran, İran başta olmak üzere pek çok milletin severek tükettiği bir lezzettir.
Osmanlı mutfağının lezzetli tatlılarından biri olan zerdede de bilindiği gibi safran kullanılır. Safranın her ne kadar Türkiye toprakları içerisinde ismini aldığı Safranbolu’da üretimi yapılsa da Meşhed’dekinden kimi farklılıklara sahiptir. Meşhed safranı dünyanın en kaliteli safranı olarak da bilinir. İran topraklarında yüzlerce yıllık mazisi olan turkuaz taşı da bu şehir ile özdeşleşen ürünlerden biridir. Kadim şehirlerden biri olan özellikle Nîşâbûr’da çıkartılan bu değerli taş, tarih boyunca çeşitli eserlerde de kullanılır. Ülkenin azımsanmayacak bir ekonomik gelir sağlayan ürünlerinden biri olan turkuaz taşı aynı şekilde Meşhed’de de çok uygun fiyatlara edinilebilir.
İmâm Gazzâlî
Meşhed’in de içinde bulunduğu bölgenin bir diğer özelliği de tarih sahnesine pek çok kişiyi çıkarmasıdır. İlim insanı, devlet adamı, şair pek çok kişinin bu bölgeden çıkması buranın aslında kültürel önemini göstermesi bakımından oldukça mühimdir. Meşhed sınırları içerisindeki tarihî Tus kentinde yer alan meşhur Şahnâme’nin yazarı Firdevsî bunlardan biridir. Selçukluların büyük veziri Nizâmülmülk de bu topraklardandır. İsmi sayılabilecek pek çok kişinin yanında özellikle 2007 yılında yapılan çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılan İmâm Gazzâliî'nin Meşhed'deki mezarı anılmaya değerdir.