Beyaza çalan saf bir rüya: Patagonya'nın mermer mağaraları

ÖMER MUSA TARGAL
Abone Ol

Patagonya, yükselen dağları, yayılan buzul alanları vevolkanik hareketler nedeniyle süreklideğişen yapısıyla dünyanın en heyecanverici manzaralarına sahip yerlerindenbiri. Güney Amerika'daki bu doğa harikasıbölgeyi Arjantin ve Şili ülkeleri paylaşıyor.

Doğanın saklı hediyesi

Arjantin'deki Rio Colorado ile Şili'deki Bio Bio nehirlerinin güneyi ile Magellan Boğazının kuzeyi arasında kalır.

Arjantin ve Şili sınırını da kapsayan, And Dağları’ndaki buzulların beslediği General Carrera Gölü bölgeyi ziyarete gelenlerin en uğrak mekânları arasında. Bu ilginin nedeni adeta doğanın saklı birer hediyesi olan mermer mağaraları. Göldeki bu mağaralara ulaşmak için Şili’nin Puerto Tranquilo kasabasından bir tekne yolculuğuna çıkmak gerekiyor.

Gölün ortasında yer alan mağaralar, 6 bin yıl önce göldeki dalgaların durmak bilmeyen dokunuşları sonrası oluşmuş. Uzaktan bakıldığında, üzeri ağaçlarla kaplı katı bir mermer yapının gölde yükseldiği, ancak yaklaşıldığında bu mermer yapının kıvrımlı tüneller ve oyuklarla delik deşik hale geldiği görülüyor.

Mitler şehri: Tiwanaku
SkyRoad

Beyazın diğer renklerle buluşması

Mermer Katedral ve Mermer Şapel, bu bölgede görülebilecek en büyük iki mağara. Mağaralara yaklaşıldığında kayaların farklı ayrıntıları ortaya çıkıyor. Beyaz bölümler, kalsiyum karbonat yoğunluk seviyelerine göre en saf mermerleri temsil ediyor. Beyazın, mavi, pembe ya da yeşil gibi diğer renklerle buluşması farklı minerallerin mermere karışmasıyla ortaya çıkıyor. Bu kayalar 300 milyon yaşından fazla ancak mağaralardaki oyuklar çok daha yakın bir zamanda oluşuyor. Oyuklar, buzul sonrası dönemdeki son 15 bin yıl içerisinde güçlü buz ve su hareketlerinin sonucunda meydana geliyor.

Magellan Boğazının güneyindeki Ateş Toprakları da Patagonya'ya dahil edilebilir.

İnsanın mermer algısını değiştiren bir güzellik

Puerto Tranquilo’nun mermer katedralleriyle lüks bina ve heykellerdeki mermer tipini karıştırmamak gerekiyor. Çünkü bu tip mermerler yüzlerce farklı endüstriyel süreçten geçirilerek parlaklaştırılıyor. Patagonya’da mermerin en işlenmemiş ve güzel formu göze çarpıyor. İnsanın mermer algısını tümden değiştirecek bir güzellik var burada. Jeolojik araştırmalara göre bu alan, 5 bin milyon ton mermeri barındırıyor. Ve bu mermerlerin %94’ünü bu cevherin ana bileşimi olan saf kalsiyum karbonat oluşturuyor.

Buzullar ve güneşin boyadığı mavi göl

Rivayete göre Ferdinand Magellan, ismini verdiği Magellan Boğazından geçerken bu topraklarda gördüğü guanako postlarına bürünmüş ve yüzleri boyalı yerlileri bir İspanyol öyküsündeki Patagon adlı bir canavara benzeterek bölgeye bu adı vermiştir.

Su dolu mağaralara girildiğinde bu dünyadan değilmişçesine çevrenizi saran mavi ve yeşil tonlu bir koleksiyonun güzelliğine hayran kalıyorsunuz. Buzulların beslediği bu göl, sudaki buzul alüvyon bolluğu nedeniyle canlı bir maviliğe ve duruluğa sahip. Mağara duvarları etrafında dolanırken görülen renk tonları, gölün mevsimsel su seviyesi ve güneş ışığı düzeyine göre değişim gösteriyor. Sığ sular açık mavi, derin sularsa koyu mavi bir ton yaratıyor.

Mermer mağaraları ziyaret etmek için yılın en uygun zamanı eylül ve şubat ayları arası.

Buzların erimesiyle beslenen göl, büyüleyici turkuaz bir renge bürünüyor.

Güney Amerika’nın en büyük ikinci gölü

Mermer mağaraları nedeniyle ün salan General Carrera Gölü, Peru ve Bolivya’nın paylaştığı Titicaca Gölü’nden sonra Güney Amerika’nın en büyük ikinci gölü. Arjantin, bu gölü Buenos Aires Gölü olarak adlandırıyor. Göl çevresinde yapılabilecek birçok aktivite var. And Dağları’nın çevrelediği bu göl, fotoğrafçılar için dünyanın en güzel göl fotoğrafı çekilebilecek noktalarından biri olarak gösteriliyor. Ayrıca gölde kano sporu da çok popüler. And Dağlarının göle düşen eteklerindeki büyüleyici manzaralar nedeniyle göl, dağ yürüyüşü sporcularının da ziyaret listesinde bulunuyor.