Amerikan rüyasının başkenti: New York
New York, New York… Bu rüya şehir dünyanın en önemlimetropollerinden biri. Modaya, sanata, ticarete ve özgürlüğeyön veren New York, mutlaka gezip görülmesi gerekenyerlerden. 20 milyona yakın nüfusa sahip olan kent aynızamanda ülkenin en çok turist çeken bölgesi. New York'a ilkkez gidecekler için bir rehber hazırladım. İşte New York’tagörülmesi gereken yerler…
Times Meydanı
Her yıl 50 milyon turistin ziyaret ettiği, gece gündüz hareketli ve ışıl ışıl olan Times Meydanı, şehrin kalbinin attığı yer. Neon ışıkları ile bezeli bu meydanda birçok Amerikan markasının devasa mağazalarından alışveriş yapabilir ya da dünyanın farklı mutfaklarını sunan restoranlarda yemek yiyebilirsiniz. Bu bölge aynı zamanda Broadway Tiyatrosu'na da ev sahipliği yapıyor. New York’a gitmişken mutlaka bir Broadway oyunu görmelisiniz. Bilet fiyatları ortalama 80 Dolar olan oyunlardan Operadaki Hayalet‘i izledim. Siz de seyahatinizde yapılacaklar listesine mutlaka ekleyin derim.
New York Empire State binası
102 katlı olan Empire State binası, birçok filme konu olan ve 1930’larda yapılan Art Deco tarzındaki yapı. New York’un en önemli sembollerinden biri olan Empire State binasının 86. katında bulunan gözlem terasından şehrin muazzam manzarasını seyredebilirsiniz. 5. Caddenin sonunda yer alan gökdelene girmek için 25 dolar ödeniyor. Anteniyle beraber ulaştığı 443,2 metre yüksekliği ve 73 asansörüyle adeta devasa bir yapı olan Empire State Binası’nı gece ışıklarıyla da fotoğraflamak çok keyifli.
Özgürlük Heykeli
1876’da Fransızlar tarafından ABD’ye 100. kuruluşu yıldönümü nedeniyle hediye edilen bu devasa anıt, bugün özgürlüğün en büyük simgesi. Liberty adası üzerine inşa edilen Özgürlük heykelini Manhattan’dan kalkan feribotlarla ziyaret edebilirsiniz. Feribot ile özgürlük heykeli etrafında yapılan turun ardından anıta ulaşıyorsunuz. Anıtın yüksekliği 93 metre. Anıtın bir elinde özgürlük meşalesi, diğer elinde ise Amerikan anayasası bulunuyor. Listenize eklemeyi unutmayın.
Central Park
New York’un gözde turizm merkezi Central Park, kentin tam göbeğinde kurtarılmış bir bölge. Central Park, yemyeşil dokusu ve temiz havasıyla New Yorkerların kaçış alanı. Siz de kentte keşfe çıkarken bu parka gelip yürüyüşe çıkabilir, bisikletle turlayabilir ya da sadece oturup keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca parkın daimi ev sahipleri olan sincapları da görebilirsiniz.
Metropolitan Müzesi
Metropolitan Müzesi, Central Park’ın yanında yer alan dünyanın en büyük sanat müzelerinden biri. 1870’lerde kurulan Metropolitan Müzesi, Roma, Mısır, Avrupa, Amerika ve Asya sanatlarının yanı sıra farklı koleksiyonları da içinde barındırıyor. 25 Dolara satın alacağınız bilet ile iki gün boyunca müzeyi gezebilirsiniz.
Fifth Avenue
New York’un en meşhur alışveriş caddesi olan Fifth Avenue yani 5. Cadde, dünyaca ünlü birçok markanın mağazasına ev sahipliği yapıyor. Ünlü markaların kendi mağazalarının yanı sıra, Saks Fifth Avenue ve Bergdorf Goodman gibi çok katlı büyük mağazalar da bu caddede. Fifth Avenue’de bir yandan alışveriş yaparken St. Patrick’s Katedrali’ni ve New York Public Library’yi de ziyaret etmeyi unutmayın derim.
Rockefeller Center
Manhattan’ın caddelerinde dolaşırken karşınıza çıkan Rockefeller Center’ın içinde ofisler, bahçeler, alışveriş alanları, stüdyolar, sanat eserleri ve bir puz pateni alanı barındırıyor. Günün her anında hareketli olan bu devasa komplekse mutlaka uğrayın.
Burada yer alan Bill’s Burger’de hamburgerlerin tadına bakın.
Grand Central terminal
Tarihi dokusunu muhafaza ederek günümüze kadar gelen Grand Central Terminal, benim gibi turistlerin mutlaka ziyaret etmesini tavsiye ettiğim noktalardan biri. Her yıl yaklaşık 750 bin kişinin yolunun düştüğü terminal, 130 yıllık geçmişi ile müze niteliğinde. Terminal içinde yer alan saat New York’luların ise buluşma noktası. Zemin katında ise yeme içme ile alışveriş için mekânlar mevcut. Şu bilgiyi de söyleyeyim: Grand Central Terminali halen tren platformu sayısı itibarıyla dünyanın en büyük tren garı binası unvanına sahip.
Brooklyn Köprüsü
Merakımızı cezbeden farklı bir mimarideki diğer yapıda Brooklyn Köprüsü. Bu köprü, East River üzerinde Brooklyn ile Manhattan'ı birbirine bağlıyor. Köprü üzerinde yürürken, hem fotoğraf çektirip hem de kentin muhteşem manzarasını izlemeyi unutmayın. Köprüden Brooklyn tarafına geçtiğinizde Dumbo bölgesinde bulunan mekânlarda kahve molası da verebilirsiniz.
SoHo
South of Houston Street yani kısa adıyla SoHo, 19. yüzyıldan itibaren oluşan farklı mimarisi ile kentin cazibe merkezlerinden biri olmuş. Bu bölgenin popülaritesi, 1960’ların başında sanatçıların burada oturmasıyla daha da artmış. Sokaklarında dolaşırken moda çekimlerine rastlayabileceğiniz SoHo’da alışveriş yapabilir, şık kafelerde yorgunluk kahvesi içebilirsiniz.